Tarihimizde Karadeniz’de kâbus yaşadığımız dönemler az değildir. Karadeniz çırpınırken yüzeyine tarihî hasretler, aşklar, inkisarlar ve ihânetler zaferlerle birlikte vurur. Bolşeviklerin Kuzey Avrupa ve Rusya’yı ele geçirmeleri, hür Batı dünyasının Demirperde ile sınırlarını tarihin en kalın çizgileriyle çizmeleri Karadeniz’in çarpıntı ve çırpıntılarını yarım asra yakın bir zamana kadar teskin etmişti. Barışa dayalı olmasa da, bir sükûnet yaşanmıştı, Karadeniz’de. Karadeniz yeniden çırpınmaya başlıyor. Dev dalgalar, zaman zaman yerli gemilerin boylarını hayli aşıyor. Bu fırtınada heyecanlanmamak, paniğe kapılmamak kolay değil.
Tekrar güzeldir. Bazı hakikatler ancak tekrar ile zihne yerleşiyor. Türkiye’mizi ve dünyamızı alâkadar eden iki önemli ihanetin haritası çıkarılmadan ve mahiyetleri anlaşılmadan ne ülkemiz, ne İslâm âlemi, ne Hıristiyanlık dünyası ve ne de dünyamız şu fitnelerden kurtulmayacak, sulh u sükûnete kavuşamayacaktır kanaatindeyiz. Otuz seneye yakındır ki, 12 Eylül ihanetinin getirdiği insanlık dışı şartlarla boğuşuyor Türkiye... Baş tetikçisinin Marmaris koyunda devletçe beslendiği ve o günkü cuntaların uydurdukları anayasanın vicdanşiken maddelerinin dibacede durduğu bir ülkede, demokrasicilik oyunlarının millete hangi faydayı getireceği daha çok tartışılacaktır. 12 Eylül düzeninin hâlâ günümüzün seçilmiş mebuslarınca devam ettirildiği bir zamanda, millet iradesinden veya Meclis iradesinden dem vuranların; hem kendileriyle ve hem de Millet Meclisiyle tenakuz teşkil ettiklerini düşünüyorum. Halktan aldığı büyük desteğe rağmen 12 Eylül düzenini değiştiremeyen, ihtilâl anayasasına dokunamayan ve dolayısıyla o sisteme boyun eğen bir hükümet, Rusya’ya başkaldırmış. Rusya’ya baş kaldırmak yanlış mıdır? Düne kadar Moskof’a sövmeyi fazilet olarak kabul etmiş bir millet için elbette ki yanlış değildir. Burada bilinmeyen husus, Moskova’yı kızıla boyayan ruhun Batıdan yeniden hortlamasıdır. Neoliberal maskesi altında Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’ın boyandıkları renkler “kızıl” değil mi? George Soros’un şimdilik temsil ettiği yeni liberallerle, Troçkici Neocon’ların ilham aldıkları kaynakları da Freud, Karl Marks ve Wilhelm Reich gibi saldırgan dinsizler boy göstermiyorlar mı? Küçücük bir şaşırtmaca var. Kızıl Kuvvetler bu defa Karadeniz’e güneyden saldırıyorlar. Tıpkı, Basra ve Bağdat’a güneyden girdikleri gibi...
12 Eylül’lü Türkiye’de, Türk milletinin iradesinden bahsedemeyeceğiniz gibi, 11 Eylül’lü Amerika ve Avrupa’da da Hıristiyan Batı iradesinden, Amerika ve Almanya iradesinden bahsedemezsiniz. Evvelâ Amerikan istihbaratının bilgisi dahilinde işlenmiş New York İkiz Kuleler cinayetinin ve daha sonra Bağdat ve Kâbil katliâmlarının mahiyetlerini öğrenelim. Ergenekon’u Ankara’da arama belâhatına kapılmışların hatasına, globalde de düşüyoruz galiba... AB’nin neoconcu Sarkozy ile Merkel’in güdümünde hareket etmeyeceğini umuyoruz. Bunca ihanet, cinayet ve kaosa AB demokrasisi müsaade etmez, diyoruz.
Tekrar güzeldir. Bediüzzaman Hazretleri, devletler ve milletler sıcak savaşlarının, sınıf ve grup savaşlarına yerini terk ettiğini söylüyor. AKP hükümetinin engelleyemediği gemiler Karadeniz’e, Prag’ı, Berlin’i, Varşova ve Kırım’ı vuran dünkü Bolşeviklerin silâhlarını taşıyorlar. Müttefikimiz Amerika’nın kontrolündeki Ergenekoncuları teşhis ederek ABD ve AB’ye bilgi verme vazifesi bize ait. Zira Karadeniz çırpınırken Türkiye’nin de yüreği çarpıyor. Buradaki çatışmada, Irak’taki çatışmadan yüz defa daha zararlı çıkarız. Karadeniz’e çıkan gemiler müttefiklerimize ait değil. Neocon Sarkozy, Merkel ve Bush’un avanelerine ait. Zaten bu bölgeyi, sivil teşebbüsleriyle Turuncucu Soros önceden kevgire çevirmişti. Troçki’den Freud’den, Lenin ve Karl Marks’tan bir hayır bekliyorsanız, girdikleri yeri “çekirge tufanına” çeviren neocon ve neoliberallerle ittifaklara gidebilirsiniz. Fakat unutmuyorsunuzdur: Devrimler evvelâ uşaklarını, çocuklarını ve yardımcılarını yerler. Bu mânâda Cengiz ve Hülâgu devrimlerini de düşünebilirsiniz.
Not: Rabbimiz şu mübarek Ramazan hürmetine vatanımızı ve milletimizi her türlü fitneden korusun.
05.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|