"Gerçekten" haber verir 02 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Fatma Nur ZENGİN

“Mısır’da, Ramazan bir başkadır”



Kahire’ye ilk taşındığım zaman, aylardan Eylül’dü. Bunun bir ehemmiyeti yoktu pek, ama o ayı ehemmiyetli kılan, Ramazan olmasıydı. Mısırlı arkadaşlarımdan yıllarca Mısır’da Ramazanın nasıl olduğunu duymuş ve bunu yaşamak için sabırsızlanmıştım. Ve iki yıl önce Mısır’da ilk Ramazan’ıma başlamış oldum.

Aslında bayram geldiğinde gurbette bıraktıklarıma yazdığım bir e-mailde, “Kahire’ye bakıp, İstanbul’u gördüğümü” söylemiştim. Nil’i Boğaz yapıp, oturduğum semti Bakırköy’e benzettiğim zamanlardı daha. Çok yeniydim. Çok acemiydim. Yemeklere alışamadığım için sahur yapmadan oruç tuttum. Yemeklere alışamadığım için birşey yemeden oruç açtım. İftar sofralarında suya bile dokunamadım bazen. Ama Mısır’da Ramazan’ın ne olduğunu uzaktan seyrederek çok iyi anlamıştım. Mısır’da Ramazan demek, şenliklerin en büyüğüydü. Ramazan, insanların 30 gün boyunca kutlayıp, doyasıya yaşadıkları ayların en zenginiydi.

Ramazan gelmeden önce sokaklarda, marketlerde, pazarlarda her yerde Ramazan’ı karşılayan süslemeler, yazılar göze çarpar. Marketlerdeki gıda çeşitleri artar, Ramazan’da tüketimi ön plana çıkan maddelerde kampanyalar başlar. İnsanların Ramazan’dan önce sanki kıtlık olmuşçasına alış veriş etmesine önce bir mânâ verememiştim. Ama, Ramazan boyu iftar ve sahur dâvetlerine, gecelerce süren faaliyetlere katılmaktan dolayı, normalde alış verişe pek zamanları kalmadığını gördüğümde biraz hak verdim. Gündüzleri de uyumaktan alış verişe pek zaman kalmıyordu.

Mısır’da devlet de Ramazan’da çeşitli düzenlemelere gidiyor. Kış saati uygulamasına mutlaka Ramazan’dan önce geçilmesi bana oldukça garip gelen uygulamalardan birisi. Artık Ramazan’ın iyice yaz aylarına denk geldiği bu yıl bile, Mısır’da saatler şu an itibariyle geriye alınmış durumda. Bir dahaki sene tam anlamıyla yaz olduğu zaman da aynı uygulamaya devam edecekler mi bilmiyorum, ama bu uygulamanın sebebini hiç anlayabilmiş değilim.

Bunun yanı sıra, okullardan bankalara, devlet dairelerinden özel işletmelere kadar çoğu yerde giriş-çıkış saatleri yeniden ayarlanıyor. Bir saatlik dersler 20 dakikaya, üç saatlik dersler bir saate düşürülerek, öğrencilerin oruçluyken fazlaca yorulmalarına meydan verilmiyor. Resmî daireler ve bankalar da öğlen itibariyle kapanıyorlar. Resmî işletmelerin, Ramazan boyunca, açık olsalar da, pek bir iş yaptıkları söylenemediğinden, Mısır’da Ramazan boyunca hiçbir işin yapılamayacağı ve yürümeyeceği yıllardır söylenegelen ve doğruluğu ispatlanmış tesbitler arasında. Bunun gibi şeyler, insanların Ramazan’ı dinlenme, eğlenme ve dostlarla bir araya gelme ayı olarak kabullenmesinden kaynaklanıyor.

İftardan önce fırtına öncesi sessizliğin yaşandığı Mısır sokakları, iftarın hemen ardından cümbüş yerine dönüyor. Sahura kadar kalabalığın dağılmadığı sokaklar ve her dakika dolup taşan lokantalar, rengârenk mağaza vitrinleri, her gün bayram arefesiymiş gibi dolup taşan dükkânlar, cıvıl cıvıl insan kalabalıklarıyla doluyor. Her gece sahur için başka bir lokantaya ya da kafeye rahatlıkla gidebildiğiniz Mısır Ramazan’larında iftar da başlı başına bir tören.

Bana enteresan gelen iftar geleneklerinden biri de, hurmaların çekirdeklerinin çıkarılıp, 7-8 hurmanın bir bardak süte konulması ile hazırlanan yiyecek. Oruç açarken içinde hurmaların beklediği bu sütü içip, ardından yumuşayan ve süt ile aromalaşmış hurmaları yemek, Mısır’daki Ramazan âdetlerinden biri. Bir diğeri de Amered-din (Kamer-ed Din) denen, bizdeki kayısı pestilinin eritilip, bir şekilde pelte yahut içecek haline getirilmesiyle sunulan bir meşrubat türü. Bu iki içecek-yiyecek, Mısır’da Ramazan sofralarının baş tacı denebilir.

Mısır’da Ramazan, 11 ay boyunca heyecanla beklenen ve yaşandığı bir ay boyunca da hiç bitmemesi yürekten dilenen bir ay. Aslında bu kadar övülüp, “Mısır’da Ramazan bir başkadır” denmesine ilk etapta insan bir mânâ veremese de, bir müddet yaşayıp halkı ve kültürü tanıdıktan sonra, Mısır’da Ramazan’ın ne denli başka olduğunu anlıyor.

02.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.08.2008) - Özgürlük âbidesinin yanında

  (19.08.2008) - 4. Dünya Gençlik Kongresi

  (05.08.2008) - 2015’e 7 kala (2)

  (29.07.2008) - 2015’e 7 kala (1)

  (22.07.2008) - Baltıkların Akdenizlisi: Litvanya

  (15.07.2008) - Ve Türkiye...

  (01.07.2008) - Burada hiç gece olmaz mı?

  (24.06.2008) - Mısır’dan ayrı Mısır mektupları

  (17.06.2008) - Babamın günü

  (10.06.2008) - Eğitim

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır