Uzun yıllardır Kur’ân-ı Hakîm’de, hadis-i şeriflerde ve bu iki kanalın çağımıza bakan lem’aları ve esintisi olan Nur Külliyatında müjdeler üzerinde çalışmalar içerisindeyim. Mesâimin büyük kısmını zaman seyli içindeki bütün engellere rağmen bunlara ayırmışım, bilmiyorum belki de istihdamdır. Bu müjdeler seli içinde sürüklenip gidiyoruz. Aslında dünya ve ukba arasındaki kısa köprünün köşe ışıklarıdır ve sosyal hayatın mihenk ve huzur ışınlarıdır. Hz. Bediüzzaman’ın nadide eserlerinden, bir mânâda Külliyatın İslâm dünyasındaki divanı makamında olan “İşârâtü’l-İ’câz” eserinin sonlarına baktım, hüşyar kalbimle çok derunî tefekkür ettikten sonra, kendi kendime yorum yaptım. Şimdi o tespitlere bakalım, sonra da bir değerlendirme paragrafıyla bitirelim.
“En temiz ve en doğru din, Müslümanlıktır.” (Meşhur muharrir, müsteşrik, doktor Maurice) “Zaman geçtikçe Kur’ân’ın ulvî sırları inkişaf ediyor” (Doktor Maurice). “Zât-ı kibriyâ hakkındaki âyetlerin ulviyeti ve Kur’ân’ın kudsî nezaheti sayısızdır” (Mister John Davenport) “Müslümanlık tecessüd ve teslis akidesini reddeder. Kur’ân, Allah’ın birliğine en kuvvetli delildir. Feylesofâne bir dimâğa malik olan bir muvahhid, İslâmiyetin nokta-i nazarını kabul etmekte hiç tereddüt etmez. Müslümanlık, belki bugünkü inkişâf-ı fikrîmizin seviyesinden daha yüksek bir dindir.” (İngiltere’nin en meşhur ve en büyük müverrihlerinden Edward Gibbon) “Hâlıkın hukukuyla mahlukâtın hukukunu en mükemmel sûrette ancak Müslümanlık tarif etmiştir.” (Marmaduke Pickthall) “Kur’ân ile kavânîn-i tabiiye arasında tam bir âhenk vardır.” (Levaune) “Kur’ân bütün iyilik ve fazilet esaslarını muhtevîdir, insanı her türlü dalâletlerden korur” (Müsteşrik Sedoi) “Kur’ân öyle bir Peygamber sesidir ki, onu bütün dünya dinleyebilir. Bu sesin aksi, saraylarda, çöllerde, şehirlerde, devletlerde çınlar.” (Dr. Johnson) “Kur’ân, Allah’ın birliğine inanmak hakikat-i kübrasını ilân eder.” (Doktor Cıty Youngest)
“...Kur’ân’ın lisânı nezahet ve belagât itibarıyla nazirsizdir; Kur’ân, bizatihî muhteşem bir mu’cizedir.” (Kur’ân’ın mutaassıp münekkidi ve mütercimi Corsele) “Kur’ân beşeriyete İlâhî bir lütuftur. Kur’ân muzaffer cumhuriyetler meydana getirmiştir.” (Kur’ân âyetlerini nüzûl tarihine göre tercüme eden ve tertip eden İngiltere’nin en mutaassıp papazlarından Rodwell) “Müslümanlık dünyanın kıvamı olan bir dindir.” (Fransa’nın en maruf müsteşriklerinden Gaston Care) “Kur’ân bütün dinî kitaplara faiktir..” (Alman âlimlerinden ve müsteşriklerinden Jochahim Du Rulph) “Resûl-i Ekrem idrak ve şuur timsalidir.” (Profesör Edward Monte) “Sana muâsır bir vücud olamadığımdan müteessirim ey Muhammed (asm)! Muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap senin değildir. O lâhutîdir. Bu kitabın lâhutî olduğunu inkâr etmek, mevzu ilimlerin butlânını ileri sürmek kadar gülünçtür... Bunun için beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir.” (Prens Bismark)1
Merhum ve aziz Üstadın bu tespitlerinde dikkatimi çeken şunlar olmuştur. Öncelikle o kişilerin şahsî hayatlarıyla, yaşantılarıyla, meslek ve meşrepleriyle veya nereye bağlı olduklarıyla uğraşmıyor, söylemiyor ve yazmıyor. Hz. Üstad gerçek bir mürşid ve çağı kucaklayan bir zat-ı nurânî olarak, onların bize lâzım olacak, bizi ve inancımızı alâkadar eden tespitlerine ve değerlendirmelerine değer vermiş ve bütün yokluklar ve imkânsızlıklar içinde onları bulmuş ve muhteşem eserinin nihayetine derc etmiştir.
Beni hayretlerde bırakan ve benim için müstesna bir teşvik ve bir ders-i ibret olan bu satırları nazar-ı dikkate sunuyorum. Hizmet erbaplarının tünelinde bir ışık olsun diye ortaya yansıtıyorum. İyiliği görmek, güzellikleri destek mahiyetinde almak ne güzel haslet ve ne güzel tembihâttır. Onun için “müşevvik ve bir ders-i münevver” başlığını koyduk. “Vicdan murakabe ve muhasebesinde bunların neresindeyiz?” suâlini sormak lâzım...
Dipnotlar:
1- İşârâtü’l-İ’câz, B. S. Nursî
29.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|