"Gerçekten" haber verir 29 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Ali KAYA

Peygamberimizin (asm) dâvâsı



Peygamberimizin (asm) dâvâsını “Lâ ilâhe İllallah” cümlesi ile özetlemek mümkündür. Bu cümle ise “Tevhid” hakikatinin adıdır.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Peygamberimizin (asm) bu dâvâsının tüm peygamberlerin ortak dâvâsı olduğunu ve kemâlini Peygamberimiz (asm) ile bulduğunu ifade etmekte ve “Rabbimizi bize tarif eden üç büyük küllî muarrif vardır. Birisi şu kitab-ı kâinattır, ikincisi şu kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Üçüncüsü de Kur’ân-ı Azîmüşşandır” demektedir.

Peygamberimizin (asm) dâvâsını da şöyle ifade eder: “O bürhanın şahs-ı mânevîsine bak. Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, herbir dâvâsını, mucizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerâmetlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira, o “Lâ ilâhe illâllah” der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nurânî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile, mânen sadakte ve bilhakkı natakte derler.” (Sözler, 2004, s. 371)

Yüce Allah, Peygamberimizi (asm) Allah’ın birliğini ilân ve ispat etmek için vazifelendirmiştir. Diğer bütün dine ait hususlar bu temel inanç üzerine bina edilirler. Nitekim Peygamberimiz (asm) elçileri ile devlet başkanlarına gönderdiği tebliğ ve davet mektuplarında önce imana davet etmiştir. Örnek olarak Gassan Kralı Ebu Şemir’e gönderdiği mektuba bakarsak, bunu apaçık görürüz. Bu mektubunda Peygamberimiz (sav) şu ifadelere yer verir:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;

“Allah’ın Resûlü Muhammed’den, Haris b. Ebi Şemir’e;

“Allah’ın selâmı, hidayet yoluna girmiş bulunan, Allah’a inanan ve bunu ikrar edenin üzerine olsun. Buna göre senin mülkünün senin elinde kalması için, hiçbir şeriki ve ortağı olmayan, bir ve teklik sıfatında olan Allah’a inanmaya seni davet ederim” (M. Hamidullah, el-Vesaiku’s-Siyasiyye, no: 37).

Allah’ın birliği kabul edildikten sonra insanın niçin yaratıldığı problemine çare bulmak kalır ki bu da “Allah’ın sevgisini kazanmak ve bu sayede ebedî olarak Cennete gitmektir.” Allah’ın sevgisini kazanmak da, Allah’ın “Onun gibi olun” diye insanlığa hüsn-ü misâl ve numune-i imtisâl olarak gönderdiği peygamberinin (Kalem, 68:4) iman, ibadet ve ahlâkına uymakla mümkündür. Nitekim yüce Allah, Kur’ân-ı Kerim’de, Peygamber Efendimize (asm) hitaben “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3:31) buyuruyor. Yani Allah’ı seviyorsanız, Allah’ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Şayet Habibullah olan zâta benzemezseniz ve onun yolundan gitmezseniz Allah’a olan sevginiz yalan demektir.

Allah’ı tanıyan elbette ona itaat edecektir. İtaat yolları içinde en makbulü, en istikametlisi, en doğrusu ve en kısası şüphesiz ‘Habibullah’ yani ‘Allah’ın sevgilisi’ olarak bilinen peygamberimizin takip ettiği yolu, yani sünnetidir. Bunun içindir ki kullarını seven ve şefkat ve merhametle kullarına yaklaşan yüce Allah, Kur’ân-ı Kerim’de peygambere uymayı “Allah’a itaat peygambere itaat etmekle olur. Peygambere itaat Allah’a itaattir.” (Nisa, 4:80) “Ey iman edenler! Allah’a ve peygamberine itaat edin” (Nisa, 4:13 ) gibi pek çok âyetleriyle emir ve ferman buyurmaktadır.

Peygamberimizin, Hz. Aişe (ra) tarafından “Kur’ân ahlâkı” olarak isimlendirilen güzel ahlâkı “Sünnet-i Seniyesi”dir. Sünnet-i Seniyyeyi terk eden edebi de, ahlâkı da terk etmiş olur. Kendi aklından, kafasından uydurduğu heva ve hevesin eseri olan ise, “bid’a ve dalâlet”e düşmüş olur.

Sonuç olarak “İman”, Peygamberimizin (sav) tebliğ etmiş olduğu iman esaslarıdır. “İslâm” olarak yaşanan Allah’ın emir ve yasakları da Peygamberimizin (sav) yaşayarak bizlere örnek olduğu “sünnet-i seniyye”sidir. Sünneti terk eden İslâmı da terk etmiş olur.

29.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.08.2008) - AHSEN-İ TAKVİM

  (21.08.2008) - Kardeşlik

  (14.08.2008) - AHDE VEFA

  (10.08.2008) - Âyet ve hadislerde şefaat

  (03.08.2008) - Kur’ân’ı akılla anlamak

  (04.07.2008) - Şeâir-i İslâmiye

  (12.06.2008) - Kavl-i leyyin

  (27.05.2008) - Yaratılışta israf yoktur

  (20.02.2008) - Siyasetin hedefi

  (17.02.2008) - Siyasal kavramlar

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır