"Gerçekten" haber verir 06 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

“Solcu”luk ile darbelerin akrabalığı



Ama, fakat, lâkin, ancak…

Bu kelimeler bir önceki cümleyi çürütmek amacıyla kullanılan kelimelerdir. “Ben şunu yapacağım, ama şimdilik yapmayacağım” gibi…

Hizipçiliği ve uzlaşmaz siyaseti ile son yıllarda nam salan Deniz Baykal’ın çokça tartışılmayan bir beyanı, Ergenekon soruşturması ile iki ayı aşkındır tutuklu olan Tolon ve Eruygur’un “TSK adına” ziyaret edilmesi ile gündem dışına itildi. Ancak kendisi de millet tarafından seçilen, darbelere karşı olması gereken bir siyasetçi olarak darbeyi çağrıştıran sözleri üstü kapatılacak bir konu olmamalıdır.

Baykal’ın bu tartışılan cümlesine geçmeden önce 68 kuşağının ünlü isimlerinden, bir zamanlar Doğu Perinçek, Deniz Gezmiş, Cengiz Çandar gibi isimlerle Samsun’dan Ankara’ya “Tam Bağımsızlık İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü”ne katılan, 16 yıl Cumhuriyet’te çalıştıktan sonra Ergenekon soruşturması sürecindeki yazıları sebebiyle gazeteyle yolunu ayıran şimdinin Radikal gazetesi yazarı Oral Çalışlar’ın geçtiğimiz günlerde kendisi ile yapılan bir röportajda “Askerî darbelerle sol arasında akrabalık var. Sözde solcular darbecidir. Ben solcu olarak darbecileri tasfiye etmek için AKP’yle koalisyon yaparım. Ama laikler ve kendilerine ‘sol’ diyenler, laik-dinci kavgasını öne sürerek Ergenekoncuları, darbecileri kurtarmaya çalışıyorlar” sözüne dikkat çekmek istiyorum. (Taraf, 30.08.2008), (Neden böyle bir giriş yaptığımı yazının sonunda anlatacağım)

* * *

“Solcular darbe sever” başlıklarının hemen ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Fikret Bila’ya söylediği sözleri yan yana koyunca solcuların darbe sevip sevmediği de ortaya çıkıyor.

Genelkurmay’ın çokça merak edilen, günlerce öncesinde konuşulmaya başlanan resepsiyonuna birkaç dakikalık gecikme yüzünden alınmayan Baykal’ın Orgeneral İlker Başbuğ’un konuşmasıyla ilgili olarak, “Artık komutanların konuşmaları etrafında siyasî tartışmalar yapmak istemiyorum, sanki sözle etkili olma aşaması geride kaldı gibi geliyor bana” sözleri farklı yorumlara sebep oldu.

Fikret Bila bile bu sözleri köşesinde aktarırken “İlker Paşa çok doğru şeyler söyledi, çok güzel analizler yaptı, çok güzel saptamalar yaptı” dedikten sonra “ama” diye devam etti, “Paşalar her zaman böyle güzel konuşmalar yapıyorlar da...” Sözlerinin devamını getirmek istemedi. “Ama”yla neyi kastettiğini sorunca, “Artık komutanların konuşmaları etrafında siyasî tartışmalar yapmak istemiyorum, sanki sözle etkili olma aşaması geride kaldı gibi geliyor bana’ demekle yetindi” cümlelerini yazdı. (Milliyet, 30.8.2008)

Bu sözler bir siyasetçinin hem de bir parti genel başkanının ağzından çıkınca “Baykal darbe çağrısı yapıyor” sözüyle muhatap oldu. Cümleyi okuyunca da böyle bir durum ortaya çıkıyor zaten. “…sanki sözle etkili olma aşaması geride kaldı gibi geliyor bana” bu cümleyi okuyunca da akla “darbe” gelmiyor mu? Hele bu söz askerlerin konuşması üzerine söylendiyse... Başta yazmıştık, “ama, fakat, lâkin” kullanıldığında bir önceki cümleyi çürütüyor. Burada olduğu gibi…

Sonrasında tabiî “yanlış anlaşıldım” türü açıklamalar yaptı Baykal. Yine Bila’ya konuşan Baykal, bu sözleri “iktidar üzerinde etkili olmuyor” anlamında kullandığını vurguladı. (Milliyet, 3.9.2008) Ancak sözleri de ortada duruyor.

* * *

Şimdi Oral Çalışlar’ın “sol darbe sever” sözü ile Baykal’ın “…sanki sözle etkili olma aşaması geride kaldı gibi geliyor bana” cümlesini yan yana koyduğumuzda nasıl bir sonuç çıktığını sizlere bırakıyorum.

Bir de gerek 27 Mayıs, gerek 12 Mart ve 12 Eylül, gerekse de 28 Şubat darbe ve postmodern darbelerinin hep “sağ” iktidarlara yapıldığını buna eklersek ne demek istediğimiz ortaya çıkar.

Siyasetçi demokrasiden başka bir şey düşünmemelidir. Milletin iradesini başka “iradelerden” üstün görmesi gerekir. Medeti başkalarından değil, siyaset içinde aramalıdır. Demokrasinin daha fazla gelişmesi için çalışmalı, sorunların çözümünü demokrasi içinde aramalı.

06.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.09.2008) - İnsanî mi, mesaj mı?

  (31.08.2008) - Okullar açılırken…

  (30.08.2008) - Hafiyelik

  (29.08.2008) - Uzlaşma mı, mutabakat mı?

  (24.08.2008) - Toplu sözleşme olacak mı?

  (23.08.2008) - Özgürlüğü savunmak suç mu oldu?

  (22.08.2008) - Gündem dışı

  (27.07.2008) - Bana olunca etik, sana olunca değil mi?

  (26.07.2008) - Ankara, Ankara duy sesimizi!

  (25.07.2008) - Demokratik kural bozulmasın

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır