Okulların açılmasını az bir süre kala eğitimin önündeki sıkıntılar aşılmış değil. Yıllardır uygulanan meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği çözüm bekliyor. İlk ve ortaöğretimde önceki gün 18 bin öğretmen atanmasına rağmen öğretmen açığı kapanmış değil.
Bütün bunların yanında üniversiteler açılırken, kanunsuz başörtüsü yasağı birçok öğrenciyi de mağdur etmek için hâlâ bekliyor. Hükümet geçen dönem üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmak için anayasanın iki maddesini değiştirmiş, ancak bu değişiklik Anayasa Mahkemesinden dönmüştü. Bunlar dikkate alındında AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in içinde okullarda ibadethane, öğrencilere ücretsiz dershane imkânı gibi tekliflerin yer aldığı taslağa tepki gösterilmesi üzerine sahip çıkmayanların bu dönemde yasağı kaldırmasını beklemek iyimserlik olur.
Yani, sıkıntı devam edecek. Çünkü, üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması için hazırlanan anayasa değişikliği hazırlanırken, bu değişikliğin aceleye getirildiği, Ağustos ayında 21 üniversite rektörünün değişeceği, daha özgürlükçü rektörlerin atanabileceği ve bu değişikliğin yeni anayasa sırasında gündeme getirilmesi yönünde yapıcı eleştiriler dile getirilmiş, ancak hükümet bunlara kulak asmamıştı ve 4-5 aydır yaşanan sıkıntılar yaşandı.
* * *
Görev süresi Ağustos’ta dolan 21 üniversitenin rektörü, YÖK’ün teklif ettiği üç adaydan birini atayan Cumhurbaşkanının imzasından sonra değişti. Bu aşamadan sonra malûm çevrelerin haksız eleştirilerine girmeye gerek yok.
Burada dikkat çekmek istediğim konu yine YÖK tarafından Köşk’e gönderilen yeni üniversitelere rektör atanmasına ilişkin yapılan haksız, akla ziyan eleştiriler olacak.
Bilindiği gibi YÖK Genel Kurulu, yeni kurulan 23 üniversitenin rektör adaylığı için başvuran toplam 526 aday arasından her üniversite için 3 aday Köşk’e sundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rektörleri bugünlerde belirlemesi bekleniyor.
Gül’ün imzası beklenirken bazı gazetelerde bu 69 adayla ilgili çeşitli propagandalar yapılıyor. Bunlardan birisi de 69 rektör adayından 36’sı ‘üniversitede özgürlük bildirisi’ne imza atmaları… Birileri “tartışmalı” liste diyerek bir yerlere mesaj verme niyetindeler.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı ile Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Çalış’ın, başörtüsü yasağının tartışıldığı günlerde internette imzaya açtıkları ve binlerce öğretim üyesinin imzaladığı “Özgürlük bildirisi”nde “Üniversitelerin düşünce, ifade, din ve inanç özgürlükleri ile eğitim ve öğretim gibi en temel insan hakları karşısında yasakçı değil, özgürlükçü bir tavır alması gerektiğini düşünüyoruz” demişlerdi. Aziz Nesin’in oğlu Ali Nesin’de imza atan akademisyenler arasında yer alırken, “Türban yasağı halka hakarettir” demişti.
Bu bildiriyi hazırlayandan birisi olan Prof. Dr. İhsan Dağı geçtiğimiz günlerde yazdığı bir yazı da “Ne olmuş yani? Üniversiteyi, ‘düşünce, ifade, din ve inanç özgürlükleri ile eğitim ve öğretim gibi en temel insan hakları karşısında yasakçı değil özgürlükçü bir tavır alması gereken kurumlar’ olarak niteleyen öğretim üyeleri rektör olamayacak mı?” diye sordu. (Zaman, 19.8.2008)
* * *
Özgürlükten yana olmak ne zaman suç oldu da “ispiyon” tipi haberler yapılıyor. Daha birkaç yıl önce halen görevde olan rektörler “Ordu göreve” diye pankart açmadılar mı? “Özgürlük bildirisi”nin karşısında imza topladılar mı? O zaman niye “sakıncalı liste” türü haberler yapılmadı?
Yıllardır uygulanan anlamsız, kanunsuz, binlerce mağdur üreten bir yasağa karşı çıkıp, üniversiteler özgür olsun, insanlar istediği gibi giyinsin diye imza atmak suç mu ki bu adayları karalar türde veya fişleme mantığı ile rektör olmalarının önüne geçilmek isteniyor. Ne kadar garip bir anlayış “özgürlükten yana oldun, rektör olamazsın!”
Millet, hem yeni seçilen 21 rektör, hem de yeni kurulan 23 üniversiteye rektör seçilecekler ve diğerlerinden artık özgürlükten yana tavır almalarını bekliyor. Çünkü, hem Erdoğan Teziç, hem de Kemal Gürüz dönemlerinde YÖK “aslî görevi”ni yapmayıp “siyasî” bir kurum haline getirilmişti. Bilimsel konularda hatırlanması gereken kurum, yasaklarla ve özgürlükleri kısıtlayan icraatları ile hatırlandı. Bu görüntünün silinmesi için de herkese görev düşüyor.
23.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|