Malûm bir gazetede bu hafta içinde bir haber yayınlandı. Okulların açılmasına az bir zaman kala ve yaz Kur’ân kurslarının kapanmasına rağmen böyle bir haberin niye yapıldığını anlamak zor değil.
Gazetede CHP’nin “kaçak Kur’ân kursu hafiyeliği” haberleştirilmiş. CHP Gaziosmanpaşa teşkilâtı ilçede tesbit ettiği 22 kaçak Kur’ân kursuyla ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Gazete de bu haberi büyük bir haber edasıyla büyütmüş.
Şimdi bu haberi yazanlara şunu sormak lâzım. Millî Eğitim yasasında 12, Diyanet’te 15 yaşından önce öğrenmesi yasaklanan Kur’ân meselesini niye gündeme getirmiyorsunuz da böyle bir haber olduğunda hemen üzerine atlıyorsunuz? Gerçi böyle bir haberi onlardan beklemek de doğru değil.
* * *
Biliyorsunuz, 1999 yılında üçlü koalisyon (DSP, ANAP ve MHP) hükümeti döneminde (22.07.1999 tarih ve 4415/1 md ile 633 sayılı) Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilât Kanununa eklenen bir madde ile Kur’ân Kursunda okumak için ilköğretimi bitirme şartı, bunun dışındaki Kur’ân eğitimi için de 5. sınıfı bitirme şartı getirilmişti. 9 yıldır bu maddede maalesef bir değişiklik yapılmadı.
* * *
Başbakan Tayyip Erdoğan 2005 yılında o zamanda gündemde olan bu “engel” konusunda Lübnan seyahati dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, “Bir çocuğun Kur’ân’ı öğrenmesinin ona getireceği olumsuz ne olabilir! Kur’ân öğrenimi belli bir yaştan sonra zorlaşır. Burada bir yaş alt sınırı getirilmesinin sebebi, öğrenme kolay olsun diye değil; tersine, ‘bunun önünü nasıl keseriz’ düşüncesiyle getirildi… Diyor ki bu yaşlardan önce öğretemezsin... Bırakalım rahat rahat öğrensin. Tommiks, Teksas okumaya kimse mani koymuyor… Yaş sınırı ve yaz Kur’ân kursları gibi konular üzerinde geniş bir çalışma yapılıyor. Ben de ilkokulla birlikte Kur’ân eğitimine başladım” dedikten sonra, Kur’ân öğretiminin önündeki engelleri kaldırmak için çalışmalar yaptıklarını açıklamıştı. (Yeni Şafak 18.6.2005)
Görüleceği gibi bu konuşmanın üzerinden 3 yıldan daha fazla bir süre geçti. Ne bu çalışmadan bir sonuç çıktı, ne de “engeller” kaldırılabilirdi.
* * *
Dokuz yaşındaki kızımın okulların kapanmasından sonra mahallemizdeki camideki kız Kur’ân kursundan geri çevrilmesinde yaşandığı üzüntüyü görmek gerekirdi. “Baba niye yasakmış? Ben Kur’ân öğrenmek istiyorum, ama ‘12 yaşına girince gel’ dediler. Okuma yazma biliyorum, kolaylıkla Kur’ân’ı öğrenebilirim. Niye böyle yapıyorlar?” diye sordu. Anlatmaya çalıştım, ama anlamadı tabiî. “Kur’ân öğrenmek nasıl yasak olabilir baba” dedi sadece…
Gerçekten 28 Şubat ürünü olan bu yasağın hiçbir mantığı yok. Bunu ülkeyi yöneten cumhurbaşkanından, başbakanına, bakanından milletvekiline herkes kabul ediyor. Ama ellerini kıpırdatmıyorlar.
* * *
Kendi hizmet kolunda yetkili sendika olan Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda Kur’ân eğitimine getirilen yaş engelinin kaldırılması için taleplerini dile getirdi. Talepte, anayasada ve Türkiye’nin altına imza attığı uluslar arası sözleşmelerle tanınan din ve vicdan özgürlüğünün önüne yasal engeller konulursa vatandaşın yasadışı yollardan bu ihtiyacı karşılamak durumunda kalacağı belirtilirken, bu “anlamsız yasağın” bir an önce kaldırılmasını istendi.
Bu talep dikkate alınıp üç yıl önce başbakanın kaldıracaklarını söylediği bu yasağı kaldırma noktasında adım atabilir mi? Kurullar arası mutabakatı dikkate alanların buna çözüm bulmaları çok, ama çok zor.
Şurası bir gerçek ki, bu anlamsız yasak bir an önce kaldırılmalı ve Kur’ân öğrenmek isteyen herkes serbestçe öğrenebilmeli…
30.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|