Geleceğini hiç düşünmeyen, umursamaz, vurdumduymaz bir insan gördünüz mü? Gördünüzse hayatının nasıl perişan, sıkıntı içinde gittiğine de şahit olmuşsunuzdur.
Aklı başında olan hiçbir insan hayat-memat meselesi olan böylesine önemli bir hususta boş ver anlayışı içine giremez.
Ya gerçek istikbal, yani gelecek olan kabir ve sonrası için umursamazlığa, vurdumduymazlığa, görmezden, duymazdan gelmeye, boşver havası içine girmeye ne dersiniz?
Kabir hadis-i şerifte bildirildiğine göre ya Cennet bahçesi, ya da Cehennem çukuru olabiliyorsa, bir iki gün, bir iki sene değil, hatta yüz sene değil yerine göre yüzyıllar, asırlar sürebilecek bir kabir hayatını Cennet bahçesi hâline çevirmek için var güçle çalışmayı akıllı bir insanın göz ardı etmesi hiç mümkün mü?
Resûl-i Ekrem (asm) Allah’ı, peygamberi tanımayan veya içten tanımadığı halde dıştan tanıyormuş gibi gözüken kimseler için kabrin bir Cehennem çukuru hâline geleceğini, Cehennem elbiseleri giyeceğini, kabrinden Cehenneme bir kapı açılacağını, Cehennem ateşinin sıcaklığı ve kavurucu rüzgârının sürekli vuracağını, kabrinin kemikleri birbirine geçecek şekilde daraltılacağını bildiriyor.
Allah’a ve Resûlüne bütün gönlüyle inanmış ve inandığı gibi yaşamaya çalışan bir mü’minin ise imanı sayesinde dünyasının olduğu gibi kabrinin de Cennet bahçesine döndüğünü biliyoruz. Onun için ise kabirde bir Cennet bahçesi hazırlanır, Cennet elbiseleri giydirilir ve kabrine Cennetten bir kapı açılır. Kabrinde Cennet meltemleri eser ve her tarafa güzel kokuları yayılır.1
Evet, kabri Cennet bahçesine çevirmek hayat kadar önemli bir meselesi insanın. Ölüm kalım meselesi. Bu ihmalin telâfisi mümkün değil. Geriye dönüşü olmayan bir yol ve yere gidiyor insan.
Öyleyse akıllı insan böylesine gelmesi kaçınılmaz bir hayat için gerekli hazırlığı yapan insandır. Ne güzel buyurmuştur Allah Resûlü (asm): “Akıllı; kendini bilen, söz ve hareketlerini kontrol altına alan ve ölümden sonrası için hazırlık yapan insandır. Ahmak ise nefsin arzularına uyup sonra da Allah’tan olur olmaz şeyleri istiyen insandır.” 2
Dipnotlar:
1- Buhârî, Cenâiz: 67. 2- Müslim, Cennet: 71; Ebû Davud, Sünnet: 24.
21.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|