"Gerçekten" haber verir 19 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Allah katında büyük bir şefaatçi



Resûl-i Ekrem’in (asm) şefaat-i kübrâsı dışında amellerimizin de bize şefaatçi olacağını düşündük mü? Sözler’de, kâmil insanların acz, yani Allah’a karşı acizliğini hissedip O'na yönelmelerinden bahsedilirken, onda öyle bir lezzet bulduklarına dikkat çekilir ki kendi güç ve kuvvetlerinden sıyrılıp, Allah’a acz ile sığındıkları, aczlerini kendilerine şefaatçi ettikleri belirtilir ve “‘Emr-i kün feyekûne’ [Birşeye ol dediğinde o şey hemen oluverir] malik Sultan-ı Cihana acz tezkeresiyle istinat eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira, en müthiş bir musibet karşısında ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz’1 deyip, itminan-ı kalp [kalp huzuru] ile Rabb-i Rahim’ine itimat eder.”2

Kâmilliğe, olgunluğa giden yol hep acz ve fakrını Allah’a karşı hissetmekle başlamıştır. Büyük Allah dostu Aziz Mahmud Hüdayi’yi de dize getiren, Üftade Hazretlerinin karşısında acz ve fakrını açıkça hissetmesi değil miydi?

Karşılaştığı kerâmetvarî bir hadiseyle intibaha gelen Bursa kadısı Aziz Mahmut Hüdayi, Üftade Hazretlerine talebe olmaya karar vermişti. Hazırlanıp yola çıkmış, Üftade Hazretlerinin dergâhının bulunduğu sokağa geldiklerinde sert bir kayaya atının ayakları saplanmış, bir türlü çıkaramamışlardı. Çıkaramayınca da dergâha yüreyerek gitmeye karar verdi. Üzerinde şatafatlı elbisesi vardı. Kelli felli vaziyette dergâhın avlusundan içeri girdi. Bahçede hizmetçi olduğunu düşündüğü sade kıyafetli birini gördü. Ona Bursa kadısı olduğunu, şeyh Üftade Hazretlerini görmek istediğini söyledi ve “Çabuk geldiğimi söyle” dedi.

Baltayı taşa vurmuştu. Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri. Hizmetçi zannettiği zat, Üftade Hazretlerinden başkası değildi. Hafifçe doğrulup, “Kadı Efendi,” dedi. “Siz her hâlde yanlış bir yere geldiniz. Burası yokluk kapısıdır. Biz de bu kapının kuluyuz.

“Siz varlık sahibisiniz. Onun için ikimizin bir arada bulunması mümkün değil.

“Siz ilminiz, malınız, mülkünüz, mevkiiniz, şanınız, şöhretiniz ve mamur ettiğiniz bir dünyanın içindesiniz. Bizim ise sadece Allah’ımız var” dedi.

Bunlar çok doğruydu. Sonunda Üftade Hazretlerinin söylediği şu söz ise onu çarptı âdetâ. “Atın bile kayaya saplanıp kalması bu hâlinle bu dergâha gidelemeyeceğini sana hatırlatmadı mı?”

Demek hak yolunda insan bir kısım şeylere sahip olsa da kalben onları terk etmeliydi. Acz ve fakr yolu bunu gerektiriyordu.

İnsan kendini birşey zannederek bu yolda gidemezdi. Aziz Mahmut Hüdayi dersini aldı: “Efendim,” dedi. “Her şeyimi mübarek kapınızın eşiğinde bıraktım. Lütfen beni talebeliğe ve hizmetinize kabul buyurun.”

İşte Aziz Mahmut Hüdayi’yi bulunduğu mevkiye çıkaran bu acz ve fakr hâliydi.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 156. 2- Sözler, s. 36.

19.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.09.2008) - Sağ elin verdiğini bilmeyen sol el

  (17.09.2008) - Peygamber terbiyesi

  (16.09.2008) - Asıl olan, hayatı imanla bitirmek

  (15.09.2008) - Helâl lokma titizliği

  (14.09.2008) - Hazret-i İsa Aleyhisselâmın dönüşü

  (13.09.2008) - Necat ve halâs ancak ihlâs iledir

  (12.09.2008) - Dünya nimetlerinin anlattıkları...

  (11.09.2008) - Başka hiçbir şeye ihtiyaç hissettirmeyen hakikat

  (10.09.2008) - İnsanlarla diyalog kurabilmek

  (09.09.2008) - Gençlere yaklaşırken

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır