“Öğretmenevinde mescid olsa kıyamet mi kopar?” şeklindeki bir soru karşısında “Dünya neyi tartışıyor, siz neyi tartışıyorsunuz?” diyenler olabilir. Ama burada kabahatli olanlar, inançlara saygı göstermeyip ibadet etmek isteyenlere zorluk çıkaranlardır. Biz de böyle problemleri tartışmak istemeyiz, ama ihtiyaç hasıl olduğu için tartışmak durumundayız.
Malûm olduğu üzere mübarek Ramazan ayı vesilesiyle çeşitli iftar davetleri düzenleniyor. Geçen gün, biz de İstanbul Koşuyolu Öğretmenevinde tertiplenen bir iftar yemeğine davetliydik. Yoğun trafiğe takılmamak için biraz erken saatlerde davet mahalline ulaştık. Haliyle ikindi namazını kılamamıştık. İçeri girişte otopark görevlisine öğretmenevinde mescid olup olmadığını sorduk. O da, “Siz buyurun, arkadaşlar yardımcı olur” dedi. Her halde ‘mescid’ var da, ‘ayıp olmasın(!)’ diye söylemedi diye düşündük. İçeri girdik, yemeğin verileceği bölüme gittik ve görevlilere, ikindi namazımızı kılmak istediğimiz, mescid olup olmadığını sorduk. “Hayır, burada mescid yok” cevabını aldık.
İşin doğrusu şaşırmadık. Çünkü böyle bir yerde mescid olmuş olsaydı mutlaka irtica hortlamış olurdu!
Akşama daha vakit vardı ve “Dışarda namazımızı kılıp gelelim” diyerek öğretmenevinden ayrıldık. Çıkışta “En yakın cami nerede?” diye sorduk ve tarif edilen yöne (Koşuyolu istikameti) doğru yürüdük. Bir-iki defa daha sorarak yaklaşık 1 km uzaklıktaki camiyi bulduk. “Koşuyolu Camii,” Validebağ Adile Sultan Kasrı Ögretmenevine 10 dk. yaya yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Allah kabul etsin, namazlarımızı eda ettikten sonra tekrar iftarın verileceği öğretmenevine döndük.
Yaklaşık 10 gün önce iki Budist ülkeyi (Myanmar ve Tayland) gören bir kişi olarak öğretmenevinde mescid olmamasını bin defa yadırgadım. İnanın, Myanmar ve Tayland’da böyle olmaz. Oralarda yaşayan Müslümanlar ‘azınlık’ oldukları halde böyle bir muameleye tabi tutulmaz. Türkiye’de Müslümanların çoğunluk olması suç mu? Camiler var ve irtica hortlamıyorsa, öğretmenevinde mescid niçin olmasın? Diğer ziyaretçilerden vazgeçtik, öğretmenlerin namaz kılma hürriyeti yok mu? Hadi yok diyelim, Millî Eğitim’den maaş alan ilâhiyat fakültesi mezunu ‘din dersi’ öğretmenlerinin de namaz kılma hak ve hürriyeti yok mu? Bir din dersi öğretmeni oraya gidince, namaz kılmak için gidiş-geliş 20 dakikalık mesafedeki camiye mi gitmeli? Böyle yanlış, böyle anlayış, böyle inanca saygı olur mu?
Hiç kimse ‘kamusal alan/ kamusal yalan’ bahanesine sığınmasın. İhtiyaç ve talep var ise her yere mescid açılabilmelidir. Mescidden korkarak bir yere varmak mümkün değildir. Mescid açmayarak insanların düşüncesine, aklına, kalbine ipotek koyabilir misiniz?
Nitekim iftar sonrası akşam namazı için bir odaya 3-5 seccade serildi ve akşam namazımızı orada eda edebildik. Bilmiyorum, biz oradayken kıyamet kopmamış, irtica da hortlamamıştı. Acaba daha sonra hortladı mı?
Milletimiz, Türkiye’yi ‘idare edenler’den insana ve inanca saygı istiyor...
19.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|