2008-2009 öğretim yılının başlamasıyla birlikte eğitimdeki sıkıntılar da yeniden gündeme geldi. Her ilin, kendisine has eğitim sıkıntıları var. Kimi yerde ulaşım, kimi yerde derslik yetersizliği, kimi yerde de öğretmen sıkıntısı sözkonusu.
1999’daki Marmara Depremiyle sarsılan İstanbul’da da ‘okulları tamir etme’ çalışmaları eğitimi aksatıyor. Bazı okuların öğrencileri geçici olarak ‘komşu okul’lara gönderiliyor ve bu da sıkıntılara sebep oluyor. Türkiye’yi idare edenler belki de; ‘Yok öyle bir şey. Her şey yolunda’ diyecekler, ama velisi olduğumuz bir öğrenci, okuları tamir ve bakımda olduğu için başka bir okula yönlendirildi ve orası da ancak önümüzdeki Pazartesi günü eğitime hazır olabilecek!
İlköğretim öğrencileri bile şunu soruyor: Bu okulların tamiri yaz aylarında tamamlanamaz mıydı?
Neyse, hadisenin ‘teknik’ yönünü bir kenara bırakıp, asıl dert olan kitap muhtevalarına bakalım. Hatırlanacağı üzere yeni öğretim yılında okutulacak olan ilköğretim 8. sınıf ‘İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’ ders kitabında başta 1960 İhtilâli olmak üzere bütün ihtilâller ve darbeler bir anlamda övülüyor. Türkiye’nin maddî ve manevî anlamda kalkınmasına darbe vuran ihtilâllerin haklı gösterilmesi her türlü tepkiyi hak ediyor. Nitekim, Millî Eğitim eski Bakanlarından Nahit Menteşe de ders kitaplarındaki davbe övgüsüne tepki göstermiş ve haklı olarak hatanın bir an önce düzeltilmesini istemiş.
Tabiî ki ders kitaplarındaki yanlışlık sadece darbe övgüsüyle sınırlı kalmıyor. Başka pek çok yanlış bilgi de ‘doğru’ diye çocuklarımıza dikte ettiriliyor. Bütün bunlara itiraz etmeliyiz ve ediyoruz. ‘Resmî tarih’ gözlüğüyle yazılan ders kitapları, çocuklarımızı gerçek dünyadan koparıyor. Gün geçtikçe yanlışlar ayıklanacağı yerde, yeni yanlışların ders kitaplarına girmesi hayra alâmet değil.
Zaman zaman, Türkiye’nin demokratikleşmesi için ‘yol’un şuradan/buradan geçmesi gerektiği ifade edilir. Asıl demokratikleşme, ders kitaplarının doğru dürüst hazırlanmasından sonra olabilir. Gerek tarihî gerçekleri ve gerek sosyal hadiseleri olduğundan farklı öğrenen çocuklarımız, hür düşünceli olabilir mi?
O halde, ilk adım olarak mevcut ders kitaplarındaki tarihî ve sosyal yanlışlar ayıklanmalıdır. Bunu da ancak geniş bir komisyon yapabilir. Kısmî düzeltmelerle bu işin içinden çıkmak mümkün değil. Geçmişte komşularımız Yunanistan ve Suriye ile ilgili aleyhte bilgiler ders kitaplarından çıkarıldı. Benzer şekilde, kendi tarihimizle ilgili yalan yanlış bilgiler de ders kitaplarından ayıklanmalıdır.
Bu cümleden olarak, “Lise Millî Güvenlik Bilgisi” (Komisyon, MEB Devlet Kitapları, Üçüncü Baskı, Uniprint-İstanbul, 2008) ders kitabının da iyi incelenmesi ve tartışmaya açılması icap eder. Teknoloji çağında, lisede okuyan öğrencilere subay ve astsubayların ‘rütbe’lerini ezberletmek ne derece doğrudur?
Ders kitaplarının çağın şartlarına uygun olması ve demokrasi süzgecinden geçmesi gerektiği gözden uzak tutulmamalı...
11.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|