Yurdun her tarafından gelen millî temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilen Sivas Kongresi, yedinci ve son toplantısını 11 Eylül 1919 günü yaptı.
4–11 Eylül arasında gerçekleştirilen bu toplantının ardından, ertesi gün halka açık bir oturum yapıldı ve alınan nihaî kararlar bir "Umumî Beyannâme" şeklinde Türkiye ve dünya kamuoyuna ilân edildi.
Aynı gün ayrıca şu iki önemli karar alındı:
1) Anadolu ve Rumeli Müdafaa–i Hukuk Cemiyetinin kurulması.
2) Millet Meclisi teşkil olununcaya kadar, kong-re kararları ile hükümet idaresinin 15 kişilik bir Temsil Heyeti tarafından yapılması.
Umumî Beyannâme şeklinde ilân edilen diğer kararları yazının sonuna bırakalım ve son derece mühim bir noktayı dikkat nazarlarına sunmaya çalışalım.
Anadolu ve Trakya'dan gelen onlarca delegenin iştirak etmiş olduğu Sivas Kongresi, şimdiki Sivas Lisesi binasında yapılan harikulâde bir yemin merasimiyle çalışmalarına başladı.
İşte o pek mühim olan yemin metni, ne hikmetse çoğu yerde gizleniyor, yahut görmezden geliniyor.
Oysa, o gün olduğu gibi, bugün ve yarın gelecek nesillerin de bunu bilmesi gerekiyor.
Bilinmesi, bu ülkeden yaşanan her vatandaşın en temel haklarından biridir diye düşünüyoruz.
Zira, Erzurum ve Sivas Kongreleri, işgalden kurtuluşun ve yeni bir devleti kurmaya giden yolun başlangıcı ve en önemli kilometre taşlarından biridir.
Ayrıca, bu yemin metnini önemli kılan daha başka sebepler de var. Fakat, biz bunların detayına girmeden konuyu toparlamak istiyoruz.
İşte, kongreye katılan delegelerin çalışmaya başlamadan evvel yüksek sesle okumuş olduğu söz konusu yemin metni:
"Makam–ı Celil–i Hilafet ve Saltanata, İslâmiyete, devlete, millete ve memlekete mânen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen, kongrenin müzakeresi ve devamı müddetince ihtirasat–i şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık emellerinden münezzeh bir azim ve imân ile çalışacağıma, ayrıca İttihat ve Terakki Cemiyetinin ihyasına çalışmayacağıma, nâmusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah yemin ederek söz veriyorum."
Millî vicdanın mâkesi
Şimdi, sıra geldi Umumî Beyannâmeye...
Daha evvel yapılmış olan Erzurum Kongresinin devamı ve daha da genişletilmiş bir mahiyetindeki Sivas Kongresi, 4–11 Eylül tarihlerinde çok daha geniş bir katılım ile gerçekleştirildi.
Son toplantıda alınan ve 12 Eylül günü umuma ilân eden nihaî kararlar şu şekilde tanzim edildi:
Millî sınırlar içinde bulunan vatan bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.
Kuvâ–yı Millîyeyi selâhiyetli ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır.
Osmanlı ülkesinin herhangi bir kısmına yapılacak müdahale, işgal ve Ermenilik, Rumluk teşkili gayesine yönelik hareketlere toptan karşı konacaktır.
Azınlıkların her türlü güvenliği sağlandığından siyasi egemenlik ve toplum dengesini bozacak ayrıcalıklar verilemez.
İstanbul hükûmeti, bir dış baskı karşısında topraklarının herhangi bir parçasını bırakmak zorunda kalırsa, buna karşı bütün tedbirler alınır ve kararlar verilebilir.
Mondoros Mütarekesi imzalandığı tarihte sınırlarımız içinde bulunan, halkı Müslüman olan topraklar üzerindeki tarihi, ırki, dini ve coğrafi haklarımıza saygı gösterilmesini ve bunlara aykırı girişimlerin geçersiz hale getirilmesini bekleriz
Devletin bağımsızlık ve bütünlüğü saklı kalmak şartıyla topraklarımızı ele geçirmek isteği olmayan herhangi bir devletin ekonomik, teknik ve sınaî yardımlarını memnuniyetle karşılarız
Millî iradeyi temsil etmek üzere Millet Meclisi'nin derhal toplanması mecburidir.
Millî vicdandan doğan cemiyetler birleşmiş, Anadolu ve Rumeli Müdafaa–i Hukuk Cemiyeti adını almıştır. Bu cemiyet her türlü fırkacılık cereyanlarından, şahsi ihtiraslardan uzaktır. Bütün Müslüman vatandaşlar bu cemiyetin tabii üyesidirler
Umumî Kongre tarafından kutsal gayelere erişmek, bunları takip etmek için bir temsil heyeti seçilmiştir.
* * *
Erzurum Kongresinde seçilen 9 kişiye Sivas Kongresinde seçilen 6 kişinin ilâve edilmesiyle, 15 kişilik Heyet–i Temsiliye teşkil edilmiş oldu. Bu heyet, Büyük Millet Meclisi kuruluncaya kadar, en büyük karar ve icra merciî sıfatıyla faaliyette bulundu.
NOT: Bilhassa Cumhuriyetin ilânından sonra, kongrede yapılan yemin metnine ne derece sadık kalındığını ve yine aynı kongrede alınmış olan nihaî kararlara ne ölçüde riayet edildiğini varın siz mukayese edin.
11.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|