Hatırlanacağı üzere, ilköğretim 8. sınıf ‘’İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’’ ders kitabında ihtilâllerin övülmesi kamuoyu nezdinde ciddî tepki görmüş ve bu hatanın düzeltilmesi talep edilmişti. İlk günlerde itirazları duymazdan gelen idareciler, eleştirilerin artması üzerine ‘hata’yı kabul etmişler, ancak bu hatanın düzeltilmesinin önümüzdeki sene yapılacağını duyurmuşlardı.
Elbette ‘hata’nın kabulü iyi bir adımdı, ama bunun düzeltilmesi için bir yıl sonrasına randevu verilmesi kabul edilemezdi. Nitekim, başta gazetemiz olmak üzere başka bazı yayın organları da haklı itirazları gündeme taşımaya devam etti. Neticede, dün yapılan bir açıklama ile ‘hata’lı bilgilerin öğrencilere öğretilmeyeceği, ilgili kitapta yer alan ve ihtilâlleri öven bölümün yerine, yeni bir metin yazılıp bu ders yılında öğrencilere okutulacağı duyuruldu.
İhtilâllerin ders kitaplarında övülmesine tepki gösterilmesi ve bunun değiştirilmesini istemek çok haklı bir talepti. Çünkü geçmiş dönem ihtilâlcileri bile ihtilâllerin ‘çare’ olmadığını itiraf etmiş durumda. Her ne kadar 28 Şubat sürecinin aktörleri bu itirafı şimdilik yapmamış olsa da, muhtemelen önümüzdeki yıllarda onlar da itirafçılar kervanına katılacak.
Darbe yapanların dahi darbelerini savunamadığı günümüz şartlarında, okul ders kitaplarında darbe övgüsünün yer alması başlı başına bir skandaldı. Neyse ki haklı itirazlar dikkate alındı ve metnin değiştirileceği açıklandı. Tabiî sadece bu açıklama ile her şeyin düzeleceğini beklemek de mümkün değil. Hazırlanacak yeni metni de görmek icap eder. Maalesef bazen, düzelteceğiz denilerek daha kötü metinlerin hazırlandığına kamuoyu şahit olmuştur...
Aslında bu ‘hatadan dönme’ tavrı örnek olmalı ve diğer kitaplar da yeniden gözden geçirilmelidir. Meselâ, “İnkilâp Tarihi” ders kitabındaki ‘darbe’ övgüleri çıkarılacağına göre, “irtica” ile ilgili bölümü sebebiyle tepki çeken “Millî Güvenlik Bilgisi” ders kitabındaki hata da düzeltilecek mi? O kitapta yer alan ‘irtica’ ile ilgili bilgi ve yaklaşım da günümüz dünya ve Türkiye şartlarına uygun değil.
İyi incelenirse “Din Dersi” kitaplarında da yanlış anlaşılmaya sebep olabilecek bilgilerin yer aldığı gürülebilir. MAZLUMDER, geçen yıllarda hazırladığı bir raporda, ‘din dersi’ kitaplarını masaya yatırmış ve çok sayıda itiraz noktalarına işaret etmişti. Ne var ki, bu rapor ‘yetkililer’ce görülmedi.
“Hatadan dönme tavrı” bir noktayı daha gösteriyor: Haklı noktalarda yapılan itirazların netice almaması mümkün değil. “Boşver, seneye düzelir” ya da “Bu kitaptaki bilgiler yanlış, ama ne yaparsın olmuş bir kere” diye düşünülmez olsa yapılan yanlış yıllar boyu devam edip gidebilirdi. Bu noktada, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” denilmemiş olması netice almayı kolaylaştırdı...
Yanlışın düzeltilecek olması iyi, ancak kasıtlı yapıldığı intibaı veren bu yanlışa kimlerin imza attığını da araştırmakta fayda var. Bu ‘çağ’da, ihtilâlleri öven ifadeleri ders kitaplarına koyabilmek büyük cesaret ister çünkü.
21.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|