Uğurlamaya hazırlandığımız mübarek Ramazan ayı; dua ve ibadet ayı olmakla birlikte aynı zamanda ‘okuma ayı’dır. Bu ayda başta yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim olmak üzere dinî kitaplar daha çok okunur, bir yandan nefisler terbiye edilirken, öte yandan da kâinat kitabı tefekkür edilmeye çalışılır.
Düzenlenen kitap fuarları ‘okuma mevsimi’ne renk katıyor. Bilhassa İstanbul ve Ankara’da açılan ve son yıllarda “Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı” adını alan “dinî yayınlar fuarı” kitap dostlarının merkezi haline geldi. Elbette bu fuarlarda satılan kitapların tamamı ‘dinî muhteva’ya sahip değil, ama ağırlıklı olarak bu eksende yayın yapan yayınevleri fuara katılıyor.
Çeyrek asrı geride bırakan ve bu yıl 27.si açılan İstanbul Sultanahmet Camii avlusundaki fuar, bilhassa hafta sonu yoğun bir ziyaretçi tirafiğine sahne oluyor. Fuara katılan yayınevlerinin sayısının artması, fuar alanının caminin dış avlusuna taşmasına sebep olmuş. Bu şekilde devam edilirse, önümüzdeki yıllarda dış avluda da yer kalmayabilir.
Dinî yayınların ilgi görmesi, başka konularda yayın yapan yayınevlerinin de dikkatini çekiyor. Öyle ya, bir yandan ‘az okuyan’ bir millet olduğumuz söyleniyor; öte yandan da ‘dinî yayınlar’ satan fuarlarda stand bulmak zorlaşıyor. Bu durum, Türkiye’deki müsbet değişime de şahitlik etmiş oluyor.
Kitap fuarı ve diğer programlar sebebiyle Sultanahmet’de çok hareketli bir Ramazan idrak ediliyor. Ancak cami çevresindeki ‘ticarî alan’ın Ramazan ayına uyumlu olup olmadığı tartışmalı. Geçen yıllara göre nisbeten bir düzelme varsa da, yine ticarî kaygıların ön plana çıktığı söylenebilir.
Her zaman ifade etmeye çalışıyoruz: Ramazan ayındaki programlar mutlak surette Ramazan ayının manevî havasına uygun olmalıdır. Düzenlenen ‘eğlence’lerde bile buna dikkat etmek gerekir. ‘Sihirbaz’ gösterilerinin Ramazan programı adı altında sunulması doğru mudur?
Ramazan ayı Kur’ân ayı olduğuna göre, ağırlıklı olarak bu konularda programlar gerekir. Meselâ, Kur’ân okuma yarışmaları, hadis mealleri, ‘hoca’ların sohbetleri (vaaz değil), ilahî ve tasavvuf müziği konserleri her yerde tekrarlanabilir. Mutlaka Ramazan programlarında bunlar da var, ama nedense çok sınırlı.
Sultanahmet’de yatsı ve teravih namazını eda edip, kitap fuarını gezdikten sonra ‘Ramazan programları’nın icra edildiği bölüme yöneldik. Alkışlar arasında mehter marşı sesi geliyordu. Tam sahnenin karşısında yerimizi aldık ki, ‘mehter bölüğü’ son eserini seslendirip sahneyi terk ediyordu. Yoğun alkış arasında sahneden ayrılan mehter bölüğü, daha önce sahnelenen ‘sihirbaz oyunları’ndan kat kat fazla ilgi görmüştü. O halde, daha fazla ilgi gören mehter marşı, ‘ilâhilerden bir demet’ ve benzeri faaliyetlerin sayısı arttırılamaz mı? Üstelik mehter bölüğünün gösterilerine yabancı turistler de ilgi gösteriyor...
Önümüzdeki yıllarda Ramazan programı düzenleyecek belediyere şimdiden çağrı yapalım: Lütfen, hazırlanan programlar Ramazan ayının mânâ ve ehemmiyetine uygun olsun. ‘Sihirbaz gösterileri’ni başka gün ve aylarda yapın...
Kitap fuarları kapanmadan ziyaret edelim ve kucak dolusu kitaplarla evimize dönelim. Fuarlarda her keseye uygun bir kitap mutlaka vardır...
24.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|