"Gerçekten" haber verir 04 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Sami CEBECİ

Değişimin gücü



ıkı yüz küsûr senelik mâzisi bulunan Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kuzey Savaşları gibi içinde daha bir çok savaşlar ve buhranlar yaşadıktan sonra, elli bir eyaletten oluşan Birleşik Devletlerini kurmaya muvaffak oldu.

Üç yüz milyon nüfusuyla büyük bir ülke olan Amerika, çok ırklı, çok dilli ve çok dinli bir topluluktur. Afrika’dan getirilerek uzun yıllar köle olarak çalıştırılan zencilerin, ülke nüfusu içinde hatırı sayılır bir yeri vardır. Altmış sene öncesine kadar ikinci sınıf muâmelesi yapılan ve aşağılanan zenciler, zamanla san’atta, ticarette ve bürokraside önemli yerlere yükseldiler. Genelde Hıristiyan bir toplumdan oluşan Amerika’da, İslâm dini, itilip kakılan ve aşağılanan zencilerin sığınağı oldu. Çok büyük oranlarda İslâm dinine girişler meydana geldi. Malcolm-X gibi Müslüman liderler zencilerin ufkunu açtı. Hak ve hürriyetlerini savunmak onlarda bir ideâl hâline geldi.

Amerika hep beyazlar tarafından yönetilerek geldi. Çünkü, beyaz adam, üstün adamdı. Diğerleri yönetilmeye muhtaç zavallı varlıklardı. Bu gelenek onlara göre böyle devam edip gidecekti. Ancak, 4 Kasım 2008 başkanlık seçimleri öncesinde, Demokratlardan iki aday çıktı. Birisi, beyaz bir kadın olan Hilary Clinton, diğeri siyah bir zenci olan Barak Hüseyin Obama. Hangisi seçilse, Amerika tarihinde bir ilk gerçekleşecek ve bir zenci veya bir kadın ülkeyi yönetecekti.

Nihayet, rakibi Hilary’i geride bırakan ve Cumhuriyetçileri ağır bir yenilgiye uğratan Hüseyin Obama, ilk zenci başkan ünvanını aldı. Zâhiren olacak şey değildi. Ama, işte olmuştu. Seçim yarışını “Change we need” yani “Değişime ihtiyacımız var” fikrine bina eden Hüseyin Obama, güçlü sloganıyla rakiplerini ezdi geçti. Seçildikten sonraki gücü yüzde seksenlere yükseldi. Değişimin gücü, gücünü göstermişti.

Peki, Hüseyin Obama neyi değiştirmek istiyordu? Bunun iyi anlaşılması lâzım. Önceki başkanlar tarafından bir hürriyet kıt’ası, zenginlik ve rüyalar ülkesi hâline getirilen Amerika, dünyanın en sevilmeyen ve nefret edilen adamı George W. Bush eliyle genleri bozulmuş, temel değerleri ve referansları tahrip edilmişti. Ekibi olan Neocon çetesiyle ülke tanınmaz hâle getirilmişti. Hürriyet yerine, ülke güvenliği adı altında dehşetli bir baskı kurulmuştu. Bilhassa 11 Eylül Olayından sonra Müslüman ülkelerden ve Asya’dan gelen vatandaşlara ve turistlere eziyet derecesinde sıkıntı verilmişti. Gücünü kötüye kullanarak, Irak ve Afganistan işgalleriyle bütün İslâm dünyasının nefretini üstüne çekmiş ve Amerika’nın imajını bozmuşlardı. Bush ve ekibi, dünyanın hürriyet sembolünü, dünyanın kabadayısı hâline getirmişti. Maalesef daha sayılamayacak kadar kötü icraâtlarıyla Amerika’yı mahvetti. Ekonomisini perişan etti. Ülkeyi dünyanın en borçlu ülkesi hâline getirdi. Küresel ekonomik krize sebep oldu. Ülke yönetimini altından kalkılması zor bir duruma düşürdü.

İşte, Hüseyin Obama bu gidişâtı ve tahribâtı değiştirmek istiyordu. Amerika’yı eski orijinal ve bilinen kimliğine, köklerine döndürmek arzu ediyordu. İslâm ülkelerine “Sizinle yirmi-otuz sene önceki müsbet ve olumlu münasebetlerimize dönelim. Sıkılı yumruklarınızı açın, barış ve diyalog yapalım” diyordu.

Evet, Amerika’nın gerçekten bir değişime ihtiyacı vardı. Eski başkanın politikalarıyla devam etmesi mümkün değildi. Daha fazla tahribâta, genleriyle ve kimliğiyle oynanmasına tahammül edemezdi. Yoksa, sonu hüsran ve izmihlâl ile noktalanır ve dağılırdı. Hüseyin Obama bunu iyi fark etmiş ve değerlendirmişti. Kendisinin, ülkesinin ve dünyanın hayrına olacak icraâtlarında başarılar diliyoruz. Bediüzzaman Hazretlerinin “Avrupa ve Amerika İslâmiyetle hâmiledir. Bir gün doğuracaklardır” tesbitinden hissedâr olmasını temenni ediyoruz.

Evet, her milletin ve topluluğun kendilerini başkalarından ayıran sembolleri ve kimlikleri vardır. O kimlikler onların varlık sebebidir. O kimliklerle oynamak ve onları tahribe çalışmak, anlamsız ve başarılı olunamayacak beyhûde bir gayretkeşliktir. Bırakalım herkes olduğu gibi kalsın. Bu bir mozaik gibi zenginlik alâmetidir. Toplumları, toplum mühendisliğiyle tepeden değiştirmeye, dönüştürmeye çalışmak ve kimlikleriyle oynamak, o millete ve o topluluğa yapılabilecek en büyük kötülüktür. Eski köye yeni âdet getirenler, eğer müsbetse getirsinler. Fakat, rûhu ve özü bozmadan, temel referansları tahrip etmeden getirilmeli. Aksi takdirde o değişim meğişim değil, düpedüz bir tahrip ve bozma anlamına gelir. Bush’un yaptığı da o idi. Sonunda yaptıklarıyla çekip gitti. Ama, çok kötü bir miras ve imaj bırakarak gitti. Hüseyin Obama’nın işi çok zor. Allah kendisine kolaylıklar versin.

NOT: Muhterem Mehmet Aybak’ın kardeşinin, Hüseyin Hiçdurmaz’ın babasının, Mustafa Başkarcı’nın annesinin ve Nureddin Özer’in ağabeyinin vefatlarını teessürle öğrendim. Merhume ve merhumlara Cenâb-ı Hak’tan rahmet ve mağfiret, kederli aileleri ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz eder, taziyetlerimi sunarım. (S.C.)

04.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.01.2009) - Gazze soykırımı ve İslâm birliği

  (21.01.2009) - Ergenekon her yerde

  (07.01.2009) - Nur mesleğinin iki mühim eseri

  (24.12.2008) - Meslek ve meşrep hassasiyeti

  (17.12.2008) - Hüsn-ü zan ve sû-i zan

  (03.12.2008) - Günah tuzakları ve kurtuluş çâreleri

  (26.11.2008) - Temel problemlerimiz ve Bediüzzaman'dan çâreler

  (19.11.2008) - Şeytan ve şerlerin yaratılış hikmetleri

  (12.11.2008) - Kabre gülerek girenler

  (05.11.2008) - Sahip çıkılan gençlik

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır