"Gerçekten" haber verir 04 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

Allah’ın Cemâlini görmenin yolu



Abdullah Bey: “Her şeyi Allah için sevmenin ve Allah sevgisinin âhiretteki sonuçları nelerdir?”

Allah sevgisi, bütün sevgilerimizi de kendi rengine boyar. Temelde Allah sevilirse, çocuk da Allah için sevilir, hayat da Allah için sevilir, dünya da Allah için sevilir, eş ve dost da Allah için sevilir, insanlar ve canlılar da Allah için sevilir; her şey Allah için sevilir. Çünkü her sevilmeye lâyık şeyin, Allah’ın bir ikrâmı olduğu ancak Allah sevilirse anlaşılır. Buğz edilecekse de Allah için buğz edilir.

Allah için sevmenin ve Allah sevgisinin âhiretteki karşılığı, ebedî Cennettir, ebedî saadettir, Allah’ın rızâsıdır ve Allah’ın rüyetidir. Allah’ın rızâsına ermek ve Allah’ı görmek Cennette Cennet nimetlerinin ve güzelliklerinin çok üstünde bir güzellik ve saadet kaynağıdır.

Nitekim Resulullah (asm) buyurdu ki: “Allah, Kıyamet günü şöyle diyecek: ‘Benim için birbirini sevenler nerede? Gölgemden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı şu günde onları gölgemde gölgelendireyim!’”1

Resûlullah (asm) bir başka hadislerinde şöyle buyurdu: “Allah buyuruyor ki: ‘Benim celâlim adına birbirini sevenler var ya! Onlar için nurdan öyle minberler vardır ki, peygamberler ve şehidler bile onlara gıbta ederler.”2

“Güzel iş ve salih amel işleyenlere daha güzeli ve daha fazlasıyla karşılık vardır. Yüzlerine ne kara bulaşır, ne de aşağılanırlar. Cennet ehli işte bunlardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır”3 âyetini Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) tefsîr ederken Cennetten de bir pencere açar ve şöyle buyurur:

“Cennet ehli Cennete girdikleri vakit, bir çağırıcı: ‘Sizin için Allah katında bir vaad vardır!’ diye çağırır. Cennet ehli: ‘Allah bizim yüzümüzü ak etmedi mi? Bizi ateşten kurtarmadı mı? Bizi Cennete girdirmedi mi?’ der. Melekler: ‘Evet!’ derler. Bunun ardından bir perde açılır ve Allah Kendi Cemalini gösterir. Allah’a yemin ederim ki, Allah Cennet ehline Kendi Cemalini görmekten daha sevgili hiçbir şey vermemiştir.”4

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) bir diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur:

“Cennet ehli Cennete amellerinin çokluğu nisbetinde yerleşir. Sonra müsaade edilir ve Rablerini ziyâret ederler. Rabb’in arşı onlara görünür ve Rabb-i Rahîm onlara Cennet bahçelerinden bir bahçede tecellî eder. Onlar için nurdan, inciden, yakuttan, zebercetten, altından ve gümüşten tahtlar kurulur. Onların en alt mertebede olanları, misk ve kâfûr tepesinin üzerinde otururlar ve taht sahiplerinin kendilerinden daha üstün oturma yerlerinde olduklarını sanmazlar. Allah’ın o mecliste kendisiyle karşılıklı konuşmadığı hiç kimse kalmaz. Hattâ onlardan birine Allah (cc): ‘Ey falan oğlu falan! Şöyle ve şöyle dediğin günü hatırlıyor musun?’ buyuracak ve ona dünyadaki vefâsızlıklarından bir kısmını hatırlatacaktır. O da: ‘Ey Rabb’im! Beni bağışlamadın mı?’ diyecek; Allah: ‘Evet! İşte sen, benim bağışlamamın genişliği sâyesinde şu makâmına erdin!’ buyuracaktır.

“Onlar bu durum üzereyken üstlerinden bir bulut kendilerini kaplayacak ve üzerlerine bir güzel koku yağdıracaktır ki, o zamana kadar onun kokusuna benzer hiçbir koku almamışlardır.

“Sonra Rabb-i Rahîm: ‘Sizin için hazırladığım büyük bağışla kalkın ve canınızın çektiğini alın!’ buyuracaktır.

“Bunun üzerine meleklerle çevrili ve içinde gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, gönülden bile geçmeyen güzellikler bulunan bir çarşıya geleceğiz. Canımızın istediği her şey bize taşınacak. Orada satmak ve satın almak yoktur. İşte o çarşıda Cennet ehli birbiriyle karşılaşacaktır. Yüksek mevki sahibi olan kişi gelip kendisinden aşağı olan kişiyle buluşacak,—esasen içlerinde aşağılık kimse yoktur—ve onun üzerinde gördüğü elbise, aşağı mertebe sahibinin gözlerini kamaştıracak. Ancak aşağı mertebe sahibi, son cümlesi bitmeden kendi üzerindeki elbisenin, onun sırtında bulunan elbiseden daha güzel olduğunu fark edecektir. Çünkü Cennette hiç kimsenin üzülmesine mahal ve imkân yoktur. Sonra köşklerimize dağılacağız.

“Hane halkımız bizlere: ‘Merhaba, hoş geldin! Bizden ayrıldığın zamanki güzelliğinden daha üstün bir güzelliğe sahip olarak döndün!’ diyerek karşılayacaklar. Biz de şöyle diyeceğiz: ‘Kudret ve azamet sahibi Cebbâr olan Rabb’imizin meclisinde bulunduk! Böyle dönmeyi hak ettik!.’”5

Dipnotlar:

1- Müslim, Birr 37, (2566); Muvatta, Şi’r 13, (2952), 3342.

2- Tirmizî, Zühd 53, (2391).

3- Yûnus Sûresi: 26.

4- Tirmizî, Cennetin Sıfatları, 2676.

5- Tirmizî, Cennetin Sıfatları, 2673.

04.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.02.2009) - Tövbe ve rızık

  (02.02.2009) - Şerden hayır çıkar

  (01.02.2009) - Kötülüklere karşı doğru tavır nedir?

  (31.01.2009) - İslâm’ın bilgi kaynakları ve akıl

  (29.01.2009) - Müslümanları geri bıraktıran hastalıklar

  (28.01.2009) - Şeytana galip gelmek

  (27.01.2009) - Bereket kaynağı: İktisat-3

  (26.01.2009) - Bereket kaynağı: İktisat- 2

  (25.01.2009) - Bereket kaynağı: İktisat

  (24.01.2009) - Celâlî ve Cemâlî isimler üzerine

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır