“Hayat bir faaliyettir. Şevk ise matiyyesidir,” yani bineğidir der Bediüzzaman Said Nursî. Kendisini öylesine mukaddes bir hizmete adamıştır ki, bunu, “Biz öyle bir hakikate hayatımızı vakfetmişiz ki, güneşten daha parlak ve Cennet gibi güzel ve saadet-i ebediye gibi şirindir”1 sözleriyle anlatır. Onun için de “Vazife cümleden âlâ / Nefis cümleden ednâ”dır.
Vazife böylesine yüce, kudsî ve her şeyden üstün olunca, bu muazzam hizmet için hayatın mübareze meydanına aşk ve şevkle atılmaktan başka yol kalmaz.
Bu aşk ve şevk o ölçüde tesanüd ve kaynaşmayı da gerektirir. Bu, halk için de bir moral kaynağı olur. Üstadın ifadesiyle, “Belki tahkiki iman dairesinde olmayan ve nokta-i istinada ve sarsılmayan bir cemaatin kat’î buldukları bir hakikate dayanmaya pek çok muhtaç bulunan avam ehl-i iman için dalâlet cereyanlarına karşı yılmaz, çekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir mercî, bir mürşid, bir hüccet olmak cihetiyle, sizin kuvvetli tesanüdünüzü gören kanaat eder ki, ‘Bir hakikat var, hiçbir şeye fedâ edilmez; ehl-i dalâlete başını eğmez,’ diye kuvve-i mâneviyesi ve imanı kuvvet bulur, ehl-i dünya ve sefahete iltihaktan kurtulur.”2
Bediüzzaman Hazretleri bu tahkikî imanı taşıyan halis ve sadık insanların, hizmet kahramanlarının iman hizmeti itibariyle bulundukları köy, kasaba ve şehirlerde âdetâ gizli birer kutup gibi mü’minlerin birer mânevî dayanak noktası olduklarına da dikkat çeker. Onlar her ne kadar bilinmeseler, görünmeseler ve görüşülmeseler de ehl-i imanın kuvve-i mâneviye-i itikatları için cesur birer zabit gibi kuvve-i mâneviyeyi ehl-i imanın kalplerine nakşeder, onlara mukavemet ve cesaret kazandırırlar.3
Geminin kaptan ve tayfaları gibidir onlar. Görevini tam yapan kaptan ve tayfalar, yolcular için en büyük güven kaynağıdır.
Onlar cephede çarpışan erlere benzer. Cesaretle dayanmasa, vuruşmasalar arkadakilar rahat edemezler.
Demek iman ve Kur’ân’a hizmet büyük fedâkârlıkları, bir kısım sorumlulukları da omuzlamayı gerektiriyor.
Geçtiğimiz Cuma, Cumartesi, Pazar günleri Balıkesirli dostlarla beraberdik. Balıkesir, Bandırma, Bigadiç’te kaynaştık, dertleştik, sohbetler yaptık. Hizmette aşk, şevk, gayret, tesanüd ve meşveretin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gördük. İntibalarımız üzerinde de İnşallah bir sonraki makalemizde duralım.
Dipnotlar: 1- Şuâlar, s. 277.
2- Ag.e., s. 284. 3- A.g.e., s. 645.
03.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|