Allah’ın iki türlü âyeti vardır. Biri kâinat kitabının âyetleri, diğeri de Kur’ân âyetleri. Birincisine tekvinî, ikincisine de teşriî âyetler denir. Birincisi irade sıfatının, diğeri de kelâm sıfatının neticesidir.
Allah en küçük yaratıklardan en büyüklerine varıncaya kadar kâinattaki herşeye yoğun bir gayret ve faaliyet vermiştir ki hedeflerine kolayca ulaşabilsinler.
İşte bu tekvinî emri, teşriî emir teyid eder, insanoğluna çalışma emredilir, çalışmanın esas olduğuna dikkat çekilerek şöyle buyurulur: “İnsan için çalışmaktan başka birşey yoktur. Yaptıklarının karşılığını muhakkak görecektir.”1
Çalışma ve hizmet yeri olan, hiçbir yaratığın boş durmadığı, tembelliğe kaçmadığı bir dünyada yeryüzünün halifesi olan insanın çalışmaması söz konusu değil. Nasıl kendini tembelliğe atabilir? Diğer mahlukata göre daha çok çalışacakken herşey bitmiş gibi nasıl rahata meyledip keyfe düşebilir?
Aslına bakılırsa rahatlık meyli, istirahata çekilme arzusu bir insanı sarmayadursun daha yaşarken felâketin eşiğinde bulur kendini. Çünkü, Bediüzzaman’ın ifadesiyle, rahatlık meyli “Umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası”dır.2
Sonra dünyada, “En bedbaht, en muzdarip, en sıkıntılı işsiz adamdır. Zira, atalet, âdemin biraderzâdesidir [yokluğun küçük kardeşidir]; sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.”3
Onun içindir ki, “Rahatlık içinde boş olan insan, ömründen şikâyet eder. Çalışıp iş yapan kimse ise hâline şükreder” küllî bir düstur hâline gelmiştir. Bu sırdan dolayı da, “Rahat zahmette, zahmet rahattadır” sözü atasözü gibi kullanılır olmuştur.4
Çalışmayı değil, tembelliği şiar edinen insanlara Mehmet Akif de çok yerinde olarak çatmış:
“Yer çalışsın, gök çalışsın sen utanmazsan otur!
Bunların hakkında bir bahanen var mı? Dur.…
Ey, bütün dünya ayaktayken; yatan!
Leş misin, davranmıyorsun. Bari Allah’tan utan.”
Dipnotlar:
1- Necm Suresi: 39-40.
2- Münazarat, s. 138.
3- Hutbe-i Şâmiye, s. 138.
4- Lem’alar, s. 128.
24.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|