"Gerçekten" haber verir 19 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Mikail YAPRAK

Elde Kur’ân gibi...



Avrupa’yı yakînen tanımak için orada yaşamış olmak yetmiyor. Öyle olsaydı, on sekiz seneden fazla bir zamandır Avusturya okullarında eğitim görevinde bulunan biri olarak, “Avrupa şöyledir, böyledir” diye kesin çizgilerle fikir yürütmemiz mümkün olurdu. Gerçi toptancı bir hüküm, her mesele ve her ülke için zordur. İslâm ülkeleri dahil, hangi bir ülke vardır ki, kanun ve yönetmelikleriyle, yaşayışıyla, “İşte insanlığın saadet ve kurtuluşuna örnek teşkil edecek ülke” diyebilelim.

Avusturya devleti, 1912’den beri İslâm dinini resmen tanıyor. Bu tanımanın gereklerini devlet olarak yerine getirmeye çalışıyor. Bu ülkede yaşayan farklı milletlere mensup 400 binden fazla Müslüman, büyük zorluklarla karşılaşmadan, imanın ve İslâmın esaslarına uygun yaşama tercihi adına uygulama alanı bulabiliyor. Ama kiliseye ve Hristiyanlara tanınan kolaylıkların bir kısmından Müslüman kitlenin kısmen mahrum olmasının hallini de zamana bırakmak gerekir herhalde. Yükselen muhteşem kiliselere nisbeten, az da olsa minareli cami talebi; kilise çanlarına bakarak, ezan sesinin dışarıya verilmesi arzusu, Cuma’ya izin ve dinî tatiller gibi meseleler, Müslüman kitlenin zamana bıraktığı sessiz talepleridir.

«««

Avrupa’da zaman zaman nükseden; İslâma ve Peygamber Efendimize hakaret hastalığına gelince; bugüne kadar, bunların politik olduğu ve medyada meşhur olmak isteyen ruh hastalarının işi olduğu ortaya çıkmıştır. Ve bunların ahiretteki hesapları bâki kalmakla beraber, dünyada bile cezalarını çekmişlerdir. Danimarka’daki hakaretçinin akibetini biliyorsunuz. Avusturya’daki da hem kamuoyunda, hem de kanun karşısında cezasını buldu. Yaratan, bilmez mi hiç, yarattığı mahlûkun ne “mal” olduğunu? Elbette ki mahlûkunun mahiyetini ve bütün inceliklerini en iyi bilen Odur. Evet, Odur ki, insanı “ahsen-i takvim” tabiriyle en güzel surette yaratmak ve ona en mükemmel duygu ve cihazları vermekle beraber, onu en şiddetli imtihana tâbi tutmuş, en ağır mes’uliyeti omuzuna yüklemiştir.

Hakikat birdir, değişmez. Dinin özü de, Rabbül-âlemîni tanımak ve Ona hakikî kul olmaktır. Bütün Peygamberler buna çalışmış ve her alanda insanlığa rehber olmuşlardır. Herşeyi gören ve bilen; geçmiş, hal ve gelecek zamanları bir anda nazar-ı kudsîsinde bulunduran Allah, hiç hak ve hakikatte kopukluğa müsaade eder mi? Bütün Peygamberlere gönderilenlerin biribirini tasdik etmesi ve tamamlamasının ötesinde bir alelâdeliğe-hâşâ-müsaade eder mi?

İki bin yıl önce Hazreti İsa’yı, bütün mucizelerine rağmen inkâr edip çarmıha germeye kalkışanlar, dünya ve insanlık nazarında ne elde ettiler ki, bugün Hazreti Peygamberimizi inkâra kalkışanlar da onu elde etsinler... Acaba Hazreti Muhammed’i (asm) hak Peygamber olarak tanımanın ötesinde başka bir çıkar yolları var mı?

Din bizatihî mukaddestir. Dinin mukaddesleri, mukaddes kaynakları vardır. Bâtıl inanışlar, tarihte “din” gibi algılanan arzî yönelişler ve dogmalar bahsimizden hariçtir. Zaten dinin, bizzat Allah tarafından vahiy tarikiyle, nebi ve resul aracılığıyla insanlara ulaştırılmış olması, dini kudsîleştiren husustur. Âdem Aleyhisselam’dan, ta Peygamber silsilesinin son halkası olan Hz. Muhammed’e (asm) kadar nebiler ve resuller aracılığıyla gelen bütün İlâhî emirler, neticede İslâmiyet olarak tamamlanmış ve vahiy kapıları da kapanmıştır.

İnsanlıkla beraber var olan ve asırlara, kavimlere, coğrafyalara göre değişen bütün şeriatlerin hakikî tarifleri Kur’ân’da mevcuttur. Başka açıdan, başka zaviyeden bakanlar hakikatı bulamazlar. Büyük Üstad ne güzel diyor:

“Elde Kur’ân gibi bir mu’cize-i baki varken,/ Başka bürhan aramak, aklıma zait görünür./ Elde Kur’an gibi bir bürhan-ı hakikat varken,/ Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?”

19.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.03.2009) - Demokrasiyi “su-i tefsir” etmeyelim

  (05.03.2009) - Bediüzzaman’dan demokrasi dersleri

  (26.02.2009) - Aynı istikamette kırk yıl

  (19.02.2009) - Avusturya’da “demokrasi” imtihanı

  (12.02.2009) - Doğudan batıya yöneliş modeli

  (05.02.2009) - Cezanın geciktirilmesi zalimin aleyhinedir

  (29.01.2009) - Filistin dâvâsının kapanmayan cepheleri

  (22.01.2009) - Avrupa’nın zaten iki yüzü var

  (15.01.2009) - Hadiseleri doğru okuyabilmek

  (08.01.2009) - Hak ve adalet kantarında: FİLİSTİN DRAMI

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis