Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Ömer Faruk Arı, 1951 Turgutlu doğumluyum. Ortaöğrenim ve lise tahsilimi Turgutlu’da, üniversiteyi ise İzmir’de tamamladım. İnşaat mühendisiyim, serbest çalışmaktayım.
Yeni Asya gazetesi ve Risâle-i Nur ile ilk tanışmanız nasıl oldu?
Dindar bir aileye mensubum ve dinî bir ortamda yetiştim. Rahmetli babam din görevlisiydi, tarikat ehli ve Nurculara dost bir insandı. Bunu özellikle daha sonra idrak ettim. 1968 kuşağının sonlarına doğru yetişenlerdenim. Babam eve Hilâl, Hakses ve Diyanet mecmualarıyla Uhuvvet, İttihad ve Bugün gazetelerini getirirdi. Benim İttiad ile tanışmam lise çağlarında olmuştu. Heyecanlı ve hak bildiğim yolda hakta sebat eden birisi olduğum için Risâle-i Nur’ları bilmediğim halde lisede bana “Nurcu“ derlerdi. Ben de bundan zevk alırdım. Lisede iki hayalim vardı. Birisi Ziraat Mühendisi olmak, diğeri Ankara İlahiyat Fakültesine gitmek ve İslâmî ortamda çalışmaktı. Takdir-i İlâhî İzmir’de üniversiteye başlamak şeklinde tecelli etti. Babamın da teşvikiyle 1970 yılı Mart ayında Risâle-i Nur ve Nurcuların gazetesi hakikatin gür sesi olan Yeni Asya gazetesi ile tanıştım.
40 yıldır sizi Yeni Asya’ya bağlayan sebep nedir?
Daha önce temas ettiğim gibi Yeni Asya’yı tanımadan önce daha mücadeleci bir anlayışa sahip olduğum için Mevdudi, Hasan El Benna, Seyyid Kutup, Abdulkadir Udeh gibi siyasal İslâmı çağrıştıran yazarların kitaplarını okurdum. Yeni Asya ise hakikî hizmetin nasıl ve nerede olduğunu bizlere gösterince artık Yeni Asya’dan vazgeçemez olduk. Daha sonra gördüm ki, Yeni Asya’dan vazgeçenler istikametlerini muhafaza edemiyorlar.
Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?
Yeni Asya ailemin gazetesi olma vasfına sahip olduğu için evlâtlarımın da Yeni Asya okuması ve Risâle-i Nur’a sahip çıkması neticesi ailede fikir birliği oluşmasında adeta bir katalizör oldu.
40 yıl içerisindeki Yeni Asya ile ilgili ilginç bir hatıranızı anlatır mısınız ?
1973 yılında Trabzon’a staj için gittiğimde rahmetli Müslim Selçuk Ağabeyin yanına ‘Küçük Lûgatçe’den aldığım adres üzerine gittim. Daha önce hiç tanışmadığımız ve hiçbir referans göstermediğim halde gazete vasıtasıyla hemen tanışıp Trabzon’da dershanede kalmamı temin etti .
Yeni Asya’nın emsallerinden farkı nedir?
İhtilâller veya esen rüzgârlar onu hak bildiği yoldan vazgeçirememiştir. Taviz vermeden yoluna devam etmektedir. Baskılar veya aldatıcı cazip teklifler onu istikametinden ayırmamıştır .
Yeni Asya’nın geçmişi ile bugününü nasıl kıyaslarsınız?
Ben gazetenin teknik yönü ile hiç ilgilenmedim. Takip ettiği dâvâdaki istikameti dün ne ise bugünde aynısıdır. Yeni Asya bizim için ‘lâhika’ özelliği taşıdığı ve aramızda kardeşlik bağını ve tesanütü temin ediyor. Üstadımızın belirttiği gibi birimiz şarkta, birimiz garbta, birimiz dünyada, birimiz ahirette bile olsa biz hep beraberiz. Bu vesileyle 40. yılını dolduran Yeni Asya’ya ve sebatkâr okuyucularına teşekkürlerimi bir borç bilirim.
|