Yeni Asya ile nasıl tanıştınız?
Risâle-i Nurları 1966 yılında askerliğimi yaparken başçavuşum vesilesiyle tanıdım. Terhis olup Trabzon’a döndüğümde Sami Akçay Ağabeyden Mektubat’ı aldım. Müslüm Selçuk Ağabeyimiz ve Nur Talebelerini tanımamdan dolayı daha sonra yani 21 Şubat 1970 tarihinde neşir hayatına giren Yeni Asya Gazetemle de tanıştım. 40 yıldır da beraberliğimiz devam ediyor Elhamdülillah.
Sizi Yeni Asya’ya bağlayan esas sebepler nelerdir?
Üstadım Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin 25. Söz’de 40 vecihle mû’cize olduğunu ispat ettiği Kur’ân-ı Kerim’in bu asrı ve gelecek asrı tenvir edecek olan Risâle-i Nurların ölçüleriyle, naşirleri tarafından neşredilmesi. Gazetemiz, bu güne kadar Nur Talebelerini mahcup etmemiştir.
Sizce Yeni Asya’yı farklı kılan özelliği nedir?
‘Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra değişilmez’i düstur edinerek hak ve hakikatı gazete lisanıyla neşretmesi. Nur Talebelerinin şahsî manevisine karşı yapılan menfi propagandalara karşı bizim müsbet hareket tarzımız ve ölçüyle cevap vermesi.
Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en önemli değerler neler olmuştur?
Siyasî ve ictimaî meseleleri, gündemde olan hadiselere bakış açımızı belirlemeyi Nur Talebelerinin ittihadını sağlaması bakımından nasıl hareket edeceğimi, imanî ve fıkhî meseleleri öğreniyoruz. Hediye ettiği eserler ile evimizin yegâne süsü olan kütüphanemiz oluştu.
Yeni Asya ile ilgili yaşadığınız, unutamadığınız bir hatıranız var mı?
Trabzon’da Yılmaz Er, M. Nuri Şen ve Bahattin Gürsoy Ağabeyler olmak üzere 11 (onbir) kişinin mahkemesi vardı. Biz merhum avukat Bekir Berk Ağabeyi konvoy oluşturarak havaalanında karşıladık. Bir polis memuru bizi mahkeme salonuna bırakmıyordu. Ahmet Apay isimli genç, polisi yana itti ve bize “Girin içeriye” dedi. Mahkeme neticesinde 11 kişi beraat ettiler.
Not: Gazetemizin şu andaki binasının müteahhidi de Ahmet Düzenli Ağabeyimizdir. Cenâb-ı Allah emeği geçenlerden razı olsun.
|