Bugün seçim günü. Oylarınızı ya verdiniz ya da vermeye gideceksiniz. Zaten haftalardır süren kampanya gürültüleri, kriz öyküleri, Ergenekon, kazalar iyice sıktı sizi. Haydi, şimdi rahatlayın ve sımsıcak hayvanlar âleminden gerçek hikâyeleri okuyun. İnsanlar arasında dostluğun azalmasından şikâyet ettiğimiz şu günlerde içiniz ısınsın.
***
İngiltere’de Newcastle Üniversitesinde yapılan bir araştırma, özel ilgi ve şefkat gösterilen ineklerin, diğerlerine göre yüzde 54 daha fazla süt verdiğini ortaya çıkardı. Araştırmada aslında çok fazla bir şey yapılmadı. Bir grup ineğe isimler verilip hergün isimleriyle çağrılırken, diğerlerine bu yakınlık gösterilmedi. Araştırmayı yürüten Dr. Catherine Douglas, “Araştırmamız aslında bir çok iyi çiftçinin kadimden beri inandığı bir sonucu gösterdi. Hayvanların hepsine isim koyup ayrı ayrı ilgilenmek ilâve bir masraf getirmiyor; ama süt üretimi önemli ölçüde artırıyor” diyor. Sevgi ve şefkat bütün yaratılanların ihtiyacı değil mi? Benzer araştırmalar çiçeklerde de aynı sonuçları vermiyor mu?
***
Yeni Zelanda’da 111 yaşındaki Tuatara cinsi bir kertenkele 11 yavrunun babası oldu. İşin ilginç yanı 2002 yılına kadar her şeyden elini ayağını çekmiş yaşlı bir sürüngen olarak hayatını sürdüren Peter isimli kertenkelenin genital bölgesindeki kanserli tümör temizlendikten sonra birden değişip, karşı cinse yakınlık gösterir hale gelmesiydi. Geçen yılın Mart ayında bir dişi ile arkadaşlık kurduğu gözlemlendi. Şimdi ise nesli tükenen bu cinsi sürdürmeye istekli 11 yavrunun babası. Rabbimizden umut kesmemek lâzım!
***
Hampshire’da diğer hemcinslerinin yarısından daha kısa bacaklara sahip bir ‘midilli’yi görenler, tam dört kez onu çamura saplanmış sanıp itfaiye çağırdılar. Kurtarma araçlarıyla gelen itfaiyenin yanlış ihbarlardaki toplam gideri 8.000 dolar oldu. Sahibi, “Artık bir levha koyalım ki çamura battı sanmasınlar. Korkum, bir gün gerçekten çamura batacak ve itfaiye inanmadığı için gelmeyecek” demiş.
***
Çinli bir kadın ormanda bulduğu köpek yavrusunu alıp köyüne götürdü. Onu besledi, büyüttü ve çok sevdi. Her gün işten gelince yürüyüşe çıkardı. Ancak komşuları geceleri evlerinin yakınından gelen kurt ulumalarından rahatsız oldular. Polise haber verdiler. Polis köpeği bir de kendileri görmek için geldiler. Bir de uzman çağırmışlardı.
Uzman bunun tipik bir kurt olduğunu söyledi. Alıp Qinling Hayvanat bahçesine götürdüler. Kadın kendisine “Hiç havlamayan kuyruğu böyle kalın ve tüylü köpek mi olur? Hiç dikkat etmedin mi?” diye soranlara: “Bana köpek gibi görünüyordu. Hiçbir zaman kurt olabileceğini düşünmedim” dedi ve köpeğinin (!) götürülmesine ağladı.
***
Amerika’da bir veteriner, kliniğinin bahçesine gürültüyle bir şeyin girdiğini duydu. Kapıyı açtığında karşısında yaralı bir yaban geyiği duruyordu. Kanlar içindeydi. Kapı açılır açılmaz geyik binadan içeriye dalıp yere uzandı. Veteriner hemen müdahale edip iki yarayı dikti ve üzerlerini kapattı. Sakinleştirici verdiği geyiğin gözlerine örttüğü havluyu kaldırınca, geyik ayağa kalktı birkaç saniyeliğine hiç kıpırdamadan minnettar gözlerle veterinere baktı ve açık kapıdan fırlayıp gitti. Sevk-i İlâhinin kendisini getirdiği bu şifahanenin aracısına teşekkür etmeyi ihmal etmemişti.
29.03.2009
E-Posta:
|