Bediüzzaman Hazretlerinin Hakka vuslatının 2009 itibarıyla bu yıl 49. sene-i devriyesi. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’mizin her yerinde ve dünyanın muhtelif yerlerinde yapılan çeşitli etkinlik ve programlarla anılmakta; hayatından ve fikriyâtından parçalar ve kesitler sunulmakta ve ruhuna fatihalar, hatimler okunmaktadır. Konya’nın 60 sivil toplum kuruluşu içinde fikir alanında yaptığı seri faaliyetlerle bir numarayı teşkil eden “Konya Aydınlar Ocağı” genel merkezinde 24 Mart Salı günü, çok cevval ve çalışkan gönül ve fikir ehli Dr. Mustafa Güçlü’nün aylar önceki daveti ve konunun teklifi üzerine “49. sene-i devriyesinde Bediüzzaman’dan siyasi ve içtimai tespitler” başlıklı konferansımızı verdik.
Yılın 52 haftasının 52 Salı günü hiç aksamadan devam eden bu fikir sarayında, 5 yıl içinde 5. konferansım olmuştur. Burası fikir bazında aydınlığa ve gönül tellerine vurmaya devam etmektedir. Bir çok şeyin tiryakisi olduğu gibi bu mekânın da tiryakisi olan Konya’nın meşhur şahsiyetleri ve fikir adamları bulunmaktadır. Onlara bizi beşinci defa muhatap eden ve bu hizmeti deruhte eden Dr. Güçlü’ye ne kadar teşekkür ve tebrik etsem azdır. Kavgasız gürültüsüz, çok çeşni bir fikir pazarı...
Ord. Prof. Anna Masala’nın tabiriyle “çağımızın Mevlana’sı”, büyük İslam mütefekkiri Hz. Bediüzzaman, hakikaten bir derya-i Kur’ân. Konuşmamda da ifade ettim, kendisi için “Yarım ümmîyim” diyen ve üç aylık kesbi ilmi bulunan bu aziz zât ve bu gönül sultanı, tamamen ilham-ı İlâhîye mazhar. Eserleri harikalarla dolu. Her biri bir şaheser, her bir yaraya neşter vuran 130 parça eserin, yalnızca kesbî bir tahsille yazılması mümkün değil. Onlar ancak bir ikram-ı Rabbânî, bir iksir-i Kur’ânî ve bir ilhâmât-ı Sübhânîdir.
Âdetimin fevkinde olarak, muhterem Dr. Güçlü’nün de arzu ve umumi istek üzerine suâl-cevabın dışında bir saat 14 dakikaya sığan “Bediüzzaman’dan siyasî ve içtimâî tespitler” hitabımızda özetle üzerinde durduğumuz ve Hz. Bediüzzaman’ın eserlerinden nakillerin satır başları ve hulasaları şöyle:
Tam yüz yıl önce söylüyor: Eski hâl muhal, ya yeni hâl veya izmihlâl. Hürriyetin tarifi. Salahat ve maharet meselesi. İttihad-ı Muhammedi. Tuti kuşları. İstanbul’un işgali ve Bediüzzaman. TBMM’de Bediüzzaman’a yapılan hoşamedi merasimi. TBMM’sine hitaben aynı tarihte neşrettiği beyanname. Eski Cumhurbaşakanı Celâl Bayar’ın tespiti. 5. Şuâ, on dokuzuncu meselenin mahiyeti. Maide Sûresi 51. âyetten bugüne bakış. Bediüzzaman ve dış münasebetleri, ABD, Rusya ve âlem-i İslâm, Cento, Vatikan hakkındaki ifade ve beyanları ve ABD’li profesör Jon Woll’ün tespiti. Merhum ve şehit başbakan A. Menderes’e ve Nur talebelerine yazdığı mektup ve dikkat çektiği âyetler. Âyetlerin bugüne bakan yorumları. Daima ifade buyurdukları “Euzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti” ifadesinin sebepleri. Rey atan siyasetçi olmaz, ancak rey alan siyasetçi olur. Hz. Bediüzzaman’ın reyini beyan etmesi. Bediüzzaman’ın Cumhuriyet ve Meşrutiyet hakkındaki fikri ve vasiyeti.
Sözlerimi noktalarken dedim ki: “Türkiye’de ve âlem-i İslâm’da rey atan ve rey isteyen herkes ceplerinde Hz. Bediüzzaman’ın Münazarat eserini taşır ve hayata geçirirlerse, o zaman Türkiye’nin ve âlem-i İslâmın çehresi bugünden daha farklı olacaktır. Çünkü Hz. Bediüzzaman yüz yıl önce diyor ki: ‘Bir gün olur elbette doğar şems-i hakikat / Hiç böyle müebbed mi kalır zulmet-i âlem?’1”
Not: 28 Mart’ta Kocaeli’nde “Bediüzzaman’da iktisat” konusunda hitap edeceğiz, orada mülâki olmak üzere inşaallah.
Dipnot:
1- B.S.Nursî, Sünuhat, s. 71
27.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|