Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu Kahramanmaraş’tan Yozgat’a götüren helikopterin düşmesi, ciddî şüpheleri de beraberinde getirdi. Bu yazının yazıldığı saatlerde henüz kesin bir bilgi yoktu ve ‘yetkililer’ umut da vermiyordu. İnşaallah Yazıcıoğlu ve beraberindekiler sadece ‘yaralı’ olur ve süren umutlar sönmez.
Kaza sebebiyle başta ailesi olmak üzere, BBP camiasına, sevenlerine ve siyaset dünyasına da geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Kazanın yaşandığı saatten sonra çok uzun sayılabilecek bir süre geçtiği halde, kazazedelere ulaşılamamış olmasını izah etmek hayli zor. Elbette coğrafî yapı ve kış şartları bu çalışmaları engelliyor, ama bütün bu şartlar düşünülerek gerekli tedbirler çok daha önceden alınmış olması gerekmez miydi?
Maksadımız kimseyi suçlamak değil. Fakat kaza sonrası sergilenen tavır, birbiriyle çelişen ifadeler insanı üzüyor. ‘Bilgi’lerin vatandaşla paylaşılmaması da garip. Meselâ, Yazıcıoğlu’nun yanında bulunan ve kaza sonrası “112 Acil Servis”i arayan İHA muhabirinin ses kaydı, çok daha önce kamuoyu ile paylaşılamaz mıydı? Ortada böyle bir konuşma olduğu halde, çalışmalar ve araştırmalar bu konuşmaya istinaden devam ettirilemez miydi? Yaşanan feci kazadan hemen sonra yapılan bu konuşma, aslında hadiseyi büyük ölçüde fotoğraflıyor. Bu konuşmadan saatler sonra yapılan temelsiz açıklamaları ne ile izah edebiliriz?
Yeri geldiğinde ‘çağ atladığımız’ söyleniyor. Peki, düşen bir helikopter varken ve kazazedelerin yanında da (en azından kazanın ilk saatlerinde) sinyal veren, çalışır vaziyette cep telefonları olduğu halde ‘kaza yeri’nin tesbitinde niçin bu kadar zorlanılıyor?
Elbette ‘kaza’ sebebiyle olur olmaz ithamlar yapmak da doğru değildir. Fakat şunu söylemek mümkün: Böyle kazaları daha erken ve ‘nokta tayini’ şeklinde tesbit edebilecek bir sistem dünyada var ise ve Türkiye’yi ‘idare edenler’ bu sistemi ülkemize getirmeyi akıl edemediyseler vay hallerine!
Bazı yatırımlar yılda bir, bazıları belki on yılda bir işe yarar, ihtiyaç duyulur. İşte tam da bunun için böyle yatırımların zamanında yapılması lâzım. Düşen bir helikoptere, aradan çok uzun saatler geçtiği halde ulaşamamak ‘Büyük Türkiye’ye yakışmaz. Bu durumu değil dünyaya; bazılarınca hakir görülen ‘çoban’lara dahi anlatamayız.
Bu feci kaza sebebiyle, yapmayı planladıkları mitingleri askıya alan partileri de duyarlılıkları açısından tebrik etmek lâzım. Benzer tavrı televizyonların da göstermesini dilerdik. Ama onlar eğlenmelerine hiç de ara vereceklermiş gibi görünmüyor.
İnşaallah, kaza sonrası kamuoyunda meydana gelen ‘ciddî şüphe’ler asılsız çıkar. Bu vesile ile tekrar geçmiş olsun dileklerimizi tekrarlamak istiyoruz.
27.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|