40 YILLIK OKUYUCULARIMIZDAN TRABZONLU ÖMER YILMAZ:
Yeni Asya gazetesi ile nerede ve ne zaman
tanıştınız?
1980 yılında Rısâle-i Nurları tanıdım. Esnaf arkadaşlarım Mustafa Dinçer ve Hasan Çanakçı ziyaretime gelmişlerdi. Bana ‘Bu akşam dinî sohbete gideceğiz sohbeti dinler çay içip geliriz’ dediler. İlk derse böylece başlamış oldum. 2-3 ay sorgulama ve izleme dönemim oldu. Her hafta yanıma gelirler dükkânı kapatarak beraber sohbete giderdik. Bir hafta gelmediler o gece hiç uyuyamadım. Çok üzülmüştüm. Sabah ilk işim onları aramak oldu. Bana ‘Bizim işimiz bitti. Ortamı gördün, faaliyetlerden haberdar oldun. Bundan sonrası sana kalmış artık bizim gelmemizi beklemeden sohbete gelebilirsin’ dediler. Mesajımı almıştım.
Sizi Yeni Asya’ya bağlayan esassebepler
nelerdir?
Yeni Asya’ya istikamet üzere gittiği, bütün Müslümanların dertleri ile dertlenip alâkadar olduğu, ‘Hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmediği’ için bağlandık. Muhteva itibari ile yazarları ile düşünce yapısı ile beraber müsbet bir aile. Rısâle-i Nura bayraktarlık yapıyor. Elime alıp okuyunca bütün Yeni Asya ailesi ile haberleşiyor gibi hissediyorum. Bir mektup gibi geliyor bana. O mektubu bir gün okumasam içerimde bir hüzün oluyor. Sanki şahsî manevî zincirinden kopuyorum gibi hissediyorum. Ayrıca Yeni Asya büyüme uğruna kimsenin minnetini almadı, hiçbir talebi veya beklentisi olmadı.
Yeni Asya’yı benzerlerinden farklı kılan, önde
gelen ayırt edici özellikleri nelerdir?
Yeni Asya ilk çıkış fikrini muhafaza ederek bu günlere geldi. Ölçülü olmayı ve dik durmayı muhafaza etti, bize de öğretti. Rehber edindiği ölçü Risâle-i Nurun tamamıdır. O da Kur’ân’ın malı olduğu için dünya ve ahiret saadetini netice verecek bir yayın organı, bunun benzeri dahi yok.
Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en
önemli değerler neler olmuştur?
Biz Müslümanlığı; ‘gençliğinde her istediğini yapacaksın, efelikten geri kalmayacaksın, emekliye ayrılınca da bir kenara çekilip yönünü ahirete çevireceksin’ şeklinde biliyorduk. Ancak bunun böyle olmadığını öğrenmenin ve iman dairesinde yaşamanın hayat boyu devam ettiğini Rısâle-i Nurları ve Yeni Asya’yı tanıyınca öğrendik. Zübeyir Ağabeyin ifadesi ile şimdi oku kabirde okuyamazsın.
Yeni Asya ile ilgili yaşadığınız hatıraların en
ilgincini bizimle paylaşır mısınız.?
1990 yılında rahmetli Ramiz Selçuk Abi ile İstanbulda’ki temsilciler toplantısına iştirak etmiştik. Bu toplantıdan 1.5 - 2 ay sonra bazı nahoş hadiseler oldu ve gazetemiz isim değiştirerek yayınına devam etmek durumunda kaldı.
Allaha şükürler olsun ki bunlar hatıra babında kaldı. Bir kapı kapandı, bir başka kapı açıldı hemen Cağaloğlu’nda yeni bir yer açıldı. Bu kadar sıkıntılara maruz kalındığı halde gazetemiz yayın politikasından taviz vermemiş, dik duruşunu her zaman muhafaza etmiştir. Cenâb-ı Hak, duruşumuzu hiç bozmasın.
|