"Gerçekten" haber verir 22 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Röportaj

Yeni Asya Risâle-i Nur dâvâsını savunan gazetedir

GAZİPAŞA’DA OTURAN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ TURAN YAMAN:

Yeni Asya gazetesi ile nasıl tanıştınız?

Ben 1966 yılından itibaren Risâle-i Nur’u Antalya’da karayollarında çalışırken ‘Koreli Abdullah’ isminde bir ağabey vasıtası ile tanıdım. Yeni Asya gazetesi çıkmadan önce Yeni İstiklal ve İttihad gazetelerini tanıdım. İttihad gazetesini toplu olarak alıp Gazipaşa’da Jandarma Karakol Komutanının tetkikinden sonra dağıtıyordum.

İttihat Gazetesini dâvâmın savunucusu olarak gördüğüm için alıyordum. Daha sonra Yeni Asya Gazetesi çıktı. Aynı istikamette devam ettik.

Sizi Yeni Asya’ya bağlayan esas sebepler nedir?

Yeni Asya gazetesini, Risâle-i Nur dâvâsını kesintisiz olarak cesurâne savunduğu için sürekli aldım ve destekledim. Daima doğruları yazdığına dair inancımdan dolayı bağlılığım bundan böyle de devam edecek İnşallah.

Sizce Yeni Asya’yı farklı kılan özellikler nedir?

Daima tavizsiz, Risâle-i Nur dâvâsını savunur. Daima doğruyu yazar. Hiçbir zaman taviz vermez. Gayri İslâmî hiçbir hareketi yoktur. Kendini günün geçici şartlarına uydurmadı; velev ki maddî kaybı olsa bile.

Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en

önemli değerler nelerdir?

Bana doğruluğu, dürüstlüğü dik durmayı, hadiselere doğru bakmayı öğretti. Doğru haber verip, olayları saptırmadan değerlendirme ve yorumlama yeteneğini kazandırdı. Risâle-i Nur’u daha iyi anlama ve yorumlamamı sağladı.

Yeni Asya’nın 40 yıllık yayın hayatına baktığımızda Risâle-i Nur hizmetine olan katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yayın hayatı boyunca Risâle-i Nur’un basım, yayın, dağıtım ve kitlelere ulaştırılmasında en zor şartlarda bile hiç taviz vermeden devam etmiştir. Yayınlamış olduğu kitaplar, dergiler ve sesli-görüntülü neşriyat ile zamanın sesini insanlığa ulaştırmaya çalışmıştır. Şu an Risâle-i Nur dâvâsını savunan tek gazetedir.

Yeni Asya’nın içtimaî hayata olan etkisini nasıl görüyorsunuz?

Demokrat ve demokrasi çizgisinde gayet mükemmel, hiç taviz vermeden devam eder. Daima dürüst neşriyatla iştigal ettiğinden içtimaî hayata olan etkisini gayet mükemmel görüyorum. Üstadım Bediüzzaman Hazretlerinin çizgisinden ayrılmadan demokrat karakterinden dolayı ben mutmain oluyorum. Allah onu çıkaranlardan, Mustafa Polat, Zübeyir Gündüzalp ve neşrine katkı yapanlardan Allah razı olsun.

Yeni Asya ile ilgili yaşadığınız ve unutamadığınız bir hatıranız var mı?

Millî Nizam Partisi kurulduğu zaman Kerim Atay kardeş ‘Bütün Nur Talebeleri bu partiye girmiş’ diye bize geldi. Bizi de üye yaptı. Daha sonra Muzaffer Aslan Ağabey geldi. Bizi, “Risâle-i Nur Talebeleri siyasetle iştigal etmez” diye uyardı. Ben de Millî Nizam Partisi’nden ayrıldım. Millî Nizam Partisi muhtırayla birlikte kapandı. Bizi partici diye jandarma karakoluna celp ettiler. Diğer arkadaşların ifadesini aldıktan sonra sıra bana gelince komutan bana konu ile ilgisi olmayan “Aşırı sağcı gazete satar. Nurculuk yapar. Said Nursî’nin yolunda gider. Asayişi bozar…” gibi ithamlarda bulundu.

Ben ise, “Buraya Risâle-i Nurla ilgili bir mesele için gelmedim. Parti ile suçlanarak geldim. Eğer Risâle-i Nur okuyor, diyorsanız, evet okuyorum. Çünkü bu eserler 1000’in üzerinde beraat kararı almıştır. Sen benim vermediğim ifadeyi nasıl kendiliğinden yazıyorsun?” dedim. İfadeyi imza etmeden ayrıldım.

Gazetemiz, ahrar-demokrat çizgiden taviz vermedi

MERSİNLİ MUSTAFA KALE: YENİ ASYA, RİSÂLE-İ NURLARI CESARETLE MÜDAFAA EDİYOR

Yeni Asya Gazetesini ne zaman ve

nerede tanıdınız?

1967-1968 öğretim yılı Gaziantep’te meslek lisesi ikinci sınıfta talebe iken Risâle-i Nurlarla tanıştım. Gaziantep’ten Ankara’ya Mühendislik Fakültesine gittiğimde, Bayram Yüksel Ağabeyin kaldığı “27 numara”yı adres olarak verdiler. Bayram Ağabey; “Kardeşim yerimiz yok, sen yurtta kal, sohbetlere oradan gelirsin” dedi. Daha sonra bir gün, “Mustafa kardeş, sen istediğin medresede kalabilirsin” deyince ben de bizim okulda okuyan bir arkadaşın kaldığı medresede kalmaya başladım. Yıl 1970 idi. Bayram Ağabey, yine bir gün bana ‘Gazetede çalışır mısın?’ dedi. Ben de ‘Çalışırım ağabey’ dedim ve Ulus’ta ‘Kediseven Sokak’ta bulunan Yeni Asya Bürosunda Abdullah Lelik’le birlikte çalışmaya başladım. Haftalık İttihad gazetemizi bayilere dağıtıyor, sonra da iadeleri topluyorduk. Daha sonra Yeni Asya günlük olarak çıkmaya başladı, dolayısıyla gazetemiz Yeni Asya ile tanışmış olduk. O gün bugündür devam ediyoruz.

Sizi, Yeni Asya’ya bağlayan esas sebepler

nelerdir?

Yeni Asya, Risâle-i Nurları kendi malı gibi sahiplenip hiçbir makam ve mevkiden çekinmeden, cesaretle müdafaa eden ve aynı zamanda Üstad Bediüzzaman’ın işaret ettiği ‘Ahrar-Demokrat’ çizgiden taviz vermediği için bağımız devam ediyor.

Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en

önemli değerler neler olmuştur?

1987 yılında askerlikten terhis olduktan sonra memleketim Mersin’de mühendislik bürosu ile Yeni Asya bürosunda Ahmet Sevinç Ağabeyle birlikte bir yıl kadar çalıştık. Sonra Ahmet Ağabey yalnız olarak gazete bürosunu açtı, daha sonra yine biz devraldık. Şimdi ise başka kardeşlerimiz Yeni Asya bürosunun hizmetlerini yürütüyorlar, biz de yardımcı oluyoruz. Gazete ve nurlara hizmet bize büyük şevk verdi ve aynı zamanda istikamet üzere olmamızı sağladı.

Yeni Asya ve Risâle-i Nur’la ilgili bir hatıranız

varsa anlatır mısınız?

1980 yılında ihtilâl olmuştu. Zaten her ihtilâlde gelenek haline gelmiştir, Nur talebelerini nezarethane ve hapishanelere alırlar. Mersin’de bir akşam Risâle-i Nur sohbetindeyken, emniyetten bir ekip geldi. 35 kişiyi alıp götürdüler. Nezarette 19 gün kaldık. Adana’dan askerî savcılar geldi, ifadelerimizi aldılar, neticesinde 15 kişiyi tutuklayarak hapishaneye gönderdiler, diğerlerini de suçsuz bulup serbest bıraktılar. Biz de 15 kişinin içinde hapishanedeyiz. Orada bir rüya gördüm. Rüyada bizim tamamımızı bir otomobile bindirdiler. Rampa yukarı gidiyoruz. Arkadaşlar “Otomobil çekmiyor üç kişinin inmesi gerekiyor” dediler. Bunun üzerine üç kişi indi, otomobil de rampayı çıktı. Rahmetli Mustafa Yıldız Hocaya rüyayı tabir ettirdik: ”Eyvah” dedi. ”Üç kişi kalıyor diğerleri çıkıyor.” Bizler aramızda iki kişiyi tahmin ettik, üçüncü kişiyi tahmin edemedik. Öğleden sonra gardiyanlar kapıyı açtılar. ”Hocalar müjde, ismini okuduklarımız eşyalarını hazırlasınlar, gidecekler” dediler. Bir de baktık ki: Ahmet Sevinç, Ahmet Bal ve Abdünnur Sezgin olmak üzere üç kişi kaldı, diğerleri tahliye olduk.

Cenâb-ı Allah (c.c.) bizi Risâle-i Nur dâvâsından ayırmasın. Amin.

22.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (21.03.2009) - Gazetemiz için kaset doldurdum

  (20.03.2009) - Hissiyatımıza tercüman oluyor

  (19.03.2009) - Gazetemizi, ‘hakikatin gür sesi’ olarak görüyoruz

  (18.03.2009) - Gazetem, Risâle-i Nurun sözcüsü

  (17.03.2009) - Yeni Asya’nın hediye ettiği kitaplar kütüphanemizi süsledi

  (16.03.2009) - Ergenekon devlet içi hesaplaşma

  (15.03.2009) - Pek çok kişi Risâle-i Nurları Yeni Asya ile tanıdı

  (14.03.2009) - Yeni Asya, yazarı Bediüzzaman olan tek gazete

  (13.03.2009) - “Yeni Asya sözlerinin arkasında durmuştur”

  (12.03.2009) - Bu cesaret, sahabe cesareti gibi

 

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis