Yeni Asya’yı ne zaman, nasıl tanıdınız?
Denizli’de 1970’li yıllarda imam hatip lisesini okurken tanıdım. Hüseyin Yılmaz isimli meslek dersleri hocamız vardı. Beni Risâle-i Nurlarla tanıştırdı. Ve o zamanlar da Yeni Asya gazetemizi tanıdım ve okumaya başladım. Daha yeni tanımıştım ki gazetemizin kurucusu olan Mustafa Polat Ağabeyin elim bir trafik kazası sonucu vefat ettiğini duyduk. Denizlililer olarak o günlerde çok üzülmüştük.
Yeni Asya hayatınızda neler kazandırdı?
İmam hatibi bitirdikten sonra İstanbul ilahiyatı kazandım. Denizli’den çantamı aldım, doğruca gazetemize gittim. O zamanki ağabeylerimiz bize İstanbul’da hiç yabancılık çektirmediler, sanki kendi evimiz gibi geldi. Benimle çok ilgilendiler. Her hafta sonu gazete binasında Mehmet Kutlular Ağabeyin sohbetleri olurdu, bu sohbetleri takip ederdim. Çok istifade ettim. Talebelik dönemimde Bünyamin Ateş, Mehmet Dikmen, Necmeddin Şahiner, Recep Sezer, Cemal Uşşak ile aynı dönemlerde okuduk, dolu dolu günlerimiz geçti.
Unutamadığınız hatıralar var mı?
İlahiyattan mezun olduktan sonra tayinim Kütahya’ya çıktı. Burada da hiç yabancılık çekmedim, kendi memleketimde gibiydim. Terzi bir ağabeyimiz vardı. Kütahya’da hatırı sayılır kişilerdendi. Beni yanına aldı, beraberce valinin yanına çıktık. ‘Bu öğretmen arkadaşımızın Kütahya’da kalmasını istiyoruz’ dedi. O günlerde de Kütahya İmam Hatip Lisesinde M. Kemal’e hakaretten 17 öğretmenin tayini çıkmış, büyük bir öğretmen açığı vardı. İlk görev yerim Kütahya İmam Hatip Lisesi idi, son görev yerim de orası oldu, emekli oldum. Gazetemiz bir cevşen kaseti ve namaz sûreleri kaseti doldurmamı istedi. İstanbul’da doldurdum, uzun yıllar yayınevimiz benim kasetimi piyasaya sürdü, çok sevinmiştim.
|