Bediüzzaman Haftası faaliyetleri çerçevesinde geçtiğimiz Cumartesi akşamı Konya’da ‘Küresel Kriz ve Bediüzzaman Said Nursî’nin İktisadi Görüşleri’ konulu bir programa katıldık. Mevlânâ’nın manevî tasarrufunun ruhlarda oluşturduğu berraklığı Bediüzzaman’ın asra hitap eden ulvî hakikatlerini idrak vesilesi yapmış Konya halkı farklı bir manevî dinamiklik ve feyiz halindeydi. Halil Uslu ve İbrahim Kaygusuz gibi renklerin yer aldığı Konya toplantısı bölge insanının samimî teveccühüne mazhar oldu. Bu tevhid mânâsının iki parlak isminin Mevlânâ Celâleddin Rumî ve Bediüzzaman Hazretlerinin buluşma mânâsı, eşyanın arka planı ya da mânâ âlemi açısından da çok anlamlı bir tablo idi. Bu tabloya mazhariyette Mevlânâ ve Bediüzzaman’daki kucaklayıcılık ve farklılıkları tevhidin sevgi potasında eritme potansiyeli ruh dünyalarına sinmiş olan başta yönetim kurulu üyesi Said Çamkerten ve bütün Konya Yeni Asya camiasının samimî duâsı etkili olmalıydı. Bu toplantıların Anadolu ruhunun ve manevî uyanışın canlanmasında çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. Memleketimizin ve gelecek dönemde dünyanın maneviyatında bu ruh İnşaallah belirleyici olacaktır. Atılan bu Nur tohumları istikbalde büyüyüp gelişerek Cennet misal bir baharın çiçeklerine dönüşecektir.
Toplantı öncesinde Kon Tv’de yine “Bediüzzaman ve küresel kriz” muhtevalı bir programa katıldık. Yaşar Beyin çok başarılı sunumu ile orada da insan ve kaybettiği değerlere dair çok önemli hakikatler dile getirildi. Ayrıca bir Anadolu beldesinde Türkiye ve dünyaya çok güçlü mesajlar ulaştıran böyle etkili bir televizyon ve radyo kanallarının varlığı Türklük ve Müslümanlığı en uygun kıvamında mezcetmiş Anadolu ruhunun gelecek dönemde ne derece etkili olacağına dair güçlü bir işaret olmalıydı.
Batı kendi hayat standartlarını bütün dünyaya yaymaya ve kendi değer yargılarını dayatarak tek tip global bir kültür oluşturmaya yönelirken, hedef kitle olarak çoğunlukla Müslümanları ön plana çıkarmakta ve onların nefis mücadelesinin merkezinde yer alan hazlara yönelik ruhunu istismar edebilmektedir. Oluşturulan eğlence ortamları, şehevî arzuları galeyana getiren her türlü aracın kullanılması, düşünceden uzaklaştıran bütün oyalayıcı araçların kullanılması gençlikte var olan güçlü bir benlik, acz ve fakrını hatırlatacak hastalık, sıkıntılar ve ölümlerle nisbeten seyrek olarak yüzleşmesi ve kendinden uzak bilmesi, bunları unutturma amacına yöneliktir. Manen zayıf ruh hali ise buna çok yatkın ve bu yönden aldatılmaya fazlası ile müsaittir. “Cazibedar bir fitne” terimi bu mânâyı karşılıyor olmalıdır. Bediüzzaman bu probleme vurucu darbeyi Hazret-i Muhammed’den (a.s.m.) aldığı dersle ölümü hatırlatmakla vurmaktadır.
Bediüzzaman’ın “beşerin nefs-i emmaresi” olarak adlandırdığı, ben merkezli şekillenmiş modern hayat, cazibeli ancak geçici ve günü birlik bütünü kuşatmayan sadece algıların alanına sınırlı, dar bakışlı çözümler sunabilir. Bunlar birer çözüm olmaktan çok göz boyama ve aldatmacadır. Duygular köreltilerek, belirli noktalardaki hassasiyetler kırılarak bu noktaya ulaşılır. Şu dönem İslâm âleminin ve Müslümanlık kimliğini benimsemiş olanların ihtiyaç duyduğu en önemli şey sağlam ve sarsılmaz bir kişiliktir. Taassup olmaksızın salâbet ve kişilikli esneklik bu anlamda anahtar terimler olabilir. Kişiliği zedelenmiş ve çok hafif esintilerle yıkılan kimlikler Bedr’in Aslanları ruhundan çok uzak kalacaklardır. Halbuki şu gün Rabbimiz’in ihsan ettiği hürriyet bu ruh ile edilmiş güçlü duâların neticesidir.
Hayat ne şekilde geçerse geçsin sonunda karşılaşılacak vazgeçilmez hakikat ölümdür. O noktadan sonra yaranmaya çalıştığınız ve güzel gözükmeye çalıştığınız hiç kimse yanınızda ve yardımcınız olmayacaktır. Ruhunda o Cemal Sahibi Zat’ın sıcaklığını hissetmemiş bir ruh bu anlamda kısmen mazur olabilir. Ancak o kuşatıcı muhabbetin sıcaklığını hissetmiş bir ruhun bu anlamda kaçabileceği hiçbir yer yoktur. İslâm Tarık bin Ziyat ruhlu olmayı gerekli kılar.
Şu an ön plana çıkarılması gereken değer insan ve onun hayata bakışı olmalıdır. Kriz ekonomi ve finans alanlarından çok daha derinlerde ve insanlığın ruh dünyasındadır. Bu anlamda zaman öze dönüş ve maddenin katılığından karmaşasından mânânın letafetine ve berraklığına dönüş zamanıdır. Dolayısı ile Bediüzzaman Haftası Konya faaliyetleri ayrı bir anlam ve önem ifade etmektedir. İnsanlığı Rableri ile buluşturan nübüvvet hakikatinin iki önemli varisi Bediüzzaman ve Mevlânâ’yı buluşturan bu bölge insanlarının kuşatıcı ruhu dünyaya ulaştırılan en güçlü birlik ve barış mesajı olmuştur. Bu samimî ve gönlün derinliklerinden çıkan mesaj muhakkak insanlığın vicdanında makes bulacak ve Küresel Saadet asrının önemli bir duâsı ve basamağı olacaktır.
06.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|