Gökyüzünde kuşlar gibi uçmak isteyen insan ya Hezarfen Ahmet Çelebi gibi kanat takacak veya uçak yapıp uçacak. Dağın tepesine çıkıp “Ben de uçmak istiyorum” deyip kendini aşağı bırakan adam ancak ahirete uçar.
Fıtrat veya tekvinî kanunlar dediğimiz Allah’ın tabiata koyduğu âdetullah veya sünnetullah diye anılan çekim, basınç, suyun kaldırma gücü gibi kanunları dikkate almadan yeryüzünde mû’cize ve kerametler dışında hiçbir teknolojik gelişme gerçekleştirilemez, başarı elde edilemez. Bu noktada Bediüzzaman Hazretlerinin, “Tevfik isterseniz, kavânîn-i âdetullaha tevfîk-i hareket ediniz. Yoksa tevfiksizlik ile cevab-ı red alacaksınız”1 tesbitinin ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz. Yine onun sosyal hayatta bir çığır açan insanın, kâinattaki fıtrat kanunlarına uygun hareket etmezse, hayırlı işler ve terakkide başarıya ulaşamayacağı ve yaptıklarının bütün bütün şer hesabına geçeceği tesbitinin de.2
Bugün inananların maddî alanda başarısızlıklarının temelinde bu noktaya riayet etmeme yatar. Gayr-ı müslimler dün bizim titizlikle dikkate alıp uygulayageldiğimiz bu fıtrî ve tekvinî kanunlara uydukları için başarı üstüne başarı kazanıyorlar. Allah âdildir. Kim çalışırsa ona verir, müslim, gayr-ı müslim ayırt etmez.
Başarılı olabilmenin diğer önemli bir şartı da halis niyettir. Âdetleri, hareketleri ibadete çeviren şaşırtıcı bir iksir, ölü halleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren, kötülükleri iyiliklere, iyilikleri kötülüklere dönüştüren bir ruhtur niyet.3
İşte başarıya ulaşmak için bu halis niyet mutlaka olmalı ve başarı Allah’tan istenmelidir. Bu noktada, “Muvaffakiyet niyet-i halisenin refikidir. (Kim Allah için hareket ederse, Allah da onunla beraberdir.) 4 hakikati de büyük bir önem arz eder. Şerli işlerde muvaffak olanların bile bu noktayı dikkate aldıklarını, halis bir niyetle işlerine sarıldıklarını, o halis niyete binâen Allah’ın onları muvaffak ettiğini unutmamak gerekir.
Şerde başarı kazandıran halis bir niyet, hayırda niçin başarıya ulaştırmasın?
Dipnotlar:
1- Hutbe-i Şâmiye, s. 75; Divan-ı Harb-i Örfî, s. 17; Tarihçe-i Hayat, s. 56; Muhakemât, s. 136; İşârâtü’l-İ’caz, s. 124.
2- Lem’alar, s. 164.
3- Mesnevî-i Nûriye, s. 61.
4- Âsâr-ı Bedîiyye, s. 366.
06.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|