“Doktorum, bu adamın imanına hayranım.” Bu sözler, 1889 İstanbul doğumlu, Cumhuriyet döneminin ünlü edebiyatçılarından olan, bazı eserlerinde Cumhuriyetin toplumsal ideallerini işleyen; “Çalıkuşu,” “Yeşil Gece” ve “Anadolu Notları” gibi birçok esere imza atan romancı, öykücü ve 1956’da akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için gittiği Londra’da hastalığına yenik düşerek ölen Reşat Nuri Güntekin’e ait. ‘Doktorum’ diye hitap ettiği insan da Prof. Dr. Süleyman Yalçın.
Akciğer kanserine yakalanan Güntekin, hastahenede yatmakta ve o zamanlar Prof. Dr. Süleyman Yalçın da hastanede asistan doktor olarak çalışmakta.
Güntekin, bu esnada Dr. Süleyman Yalçın’la ahbab olmuşlar. Röntgen filmi çekilecek. Makinenin önündeler. Güntekin diyor ki: “Süleyman Bey! Şu bizim koğuşta bir hasta var, sakallı. O da kanser, ama öylesine hakkına ve kaderine razı ki hiçbir şikâyeti yok. İşte bak, bir kâğıt üzerinde, tahta üzerinde namaz kılıyor.”
İşte Reşad Nuri Güntekin’in, “Doktorum, bu adamın imanına hayranım” dediği adam bu adam.
Bir çok okul bitirmiş, birçok okulda öğretmenlik yapmış, önemli görevler üstlenmiş, 1950’de UNESCO’da Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişi olarak Paris’e gitmiş, Paris Kültür Ataşeliği yapmış, popüler olmuş, üne ermiş, ama dönemin dinden soyutlanan eğitim sistemi sebebiyle manevî değerlerden uzak kalmış Güntekin’in son anlarında söylediği şu sözler de insanın manevî dinamikler olmadığında ne kadar çaresizlik içinde kaldığının en güzel örneklerinden birisi.
Bir gün ünlü romancı, “Çok sıkıntılıyım” diyor Dr. Süleyman Yalçın’a.
“Hayrola Üstadım, ağrınız falan mı var?” diye cevap veriyor Dr. Yalçın da.
“Ağrım falan yok, ama içim sıkılıyor” diye başlayan Güntekin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bizim koğuşta sakallı hasta var ya, onun huzuru, onun inancı, onun itminanı içinde yaşasam hiçbir sıkıntı çekmeden rahat rahat öleceğim. Fakat ben neyim? Yok mu olacağım? Yoksa arkadaş, öldükten sonra hesap mı var? Bunun bir türlü sırrını çözemedim. Ben iki arada bir deredeyim. Onun gibi inanmış olsaydım, şimdi dünya günlük güneşlik olacaktı bana.”1
Dipnot:
1. Medine İkliminden Esintiler, s. 36-38.
30.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|