Hayat tevafuklarla dolu. Ben hayatımı yönlendiren kararı, İstanbul Galata Köprüsünde bir hemşehrime rastladığımda vermiştim. Aslında her tevafuk, insana cüz-î ihtiyarisini kullanması için bir imtihan sunuyor. İşte bu Pazar günü, gerçek hayattan ilginç karşılaşmaları, tevafukları size ileteceğim.
1970 yılında İngiltere’den Avustralya’ya göç eden David Evans, 39 yıl sonra bir kanser vakfına yardım amaçlı olarak Kuzey Galler’de düzenlenen dağ tırmanışına katılmaya karar verdi ve İngiltere’ye geldi. Yetmiş yaşındaydı. Bu aynı zamanda kendisini ispat edeceği bir sınavdı.
Tırmanış tamamlanıp zirveye ulaştığında karşısında hayatının büyük sürprizi duruyordu: Otuz yıldır görmediği altmış altı yaşındaki kardeşi.
“Sanki bir film gibiydi” diyor David, “sislerin arasından birisi geliyordu ve otuz yıldır görmediğim kardeşime çok benziyordu. Yaklaştığında gerçekten kardeşim Rowan olduğunu anladım.
“İkimiz de gözyaşları içinde sarıldık. O anı asla unutmayacağım”.
***
22 yıl önce Northampton Hastanesinde birbirini tanımayan yan yana yataklardaki iki anne, aynı anda sevinç çığlıkları attılar. Birinin kızı, diğerinin oğlu doğmuştu.
Bu komşu masalarda doğan çocuklar 2006 yılına kadar kendi hayatlarını sürdüler. O yıl —tam olarak aynı yerde doğmalarından yirmi yıl bir gün sonra—ortak bir dostları aracılığıyla tanıştılar. Onlar kaynaştıktan sonra anneleri tanıştı. Annelerin sohbetlerinden anladılar aslında hayatlarının ilk gününde karşılaştıklarını.
Kelly “Sanıyorum kader bu” diyor. “Bunca yıl sonra tekrar karşılaşıp birbirimizle tanışmamız çok tuhaf. Başka birisinin başına bunun gelebileceğini sanmıyorum. Dale’i bulduğum için çok şanslıyım.” Kelly’nin şans sandığı şey aslında ona Rabbinden bir armağan, bir tevafuktu. İnşallah aynı tevafuk, Hakkı bulmalarında da karşılarına çıkar.
***
Iowa’lı Michelle Wetzell, henüz dört günlükken evlâtlık verilmişti. Annesi boşanmak üzere iken hamile olduğunu öğrenmişti ve iki çocuğunun yanı sıra üçüncüsüne bakamayacağı için evlâtlık vermişti.
Michelle, annesinin izini buldu. İsmini öğrendiğinde büyük bir şaşkınlık geçirdi.
Annesi, onun güzellik uzmanı olarak çalıştığı salonun resepsiyon görevlisi idi! Uzun süredir de birlikte çalışıyorlardı.
Kaderin cilvesi değil mi? Güzel bir tevafuk anneyle kızı tam 44 yıl sonra buluşturmuştu.
***
Şimdi de gülümsetecek bir tedbirli evlilik hikâyesi var sırada.
İtalyan jinekolog Giuseppe Rebaudi, 1952 yılında Fransız Silvie ile tanıştı .
O yıldan bu yana görüşmeye devam ettiler. Ama bir türlü evlilik noktasına gelemediler.
Şimdi Giuseppe 101 yaşında, Silvie ise, 98 yaşında. Nihayet evlenmeye karar verdiler.
Silvie, “Evlenmek için yapmam gereken tek şey, bekâr olduğuma dair Fransız konsolosluğundan bir belge almak” diyor.
“Tek endişem ise, acaba acele mi ediyoruz diye düşünmem” diye ekliyor.
Siz ne dersiniz? Çok mu acele ediyorlar?
Peki ya siz? Bay ya da bayan mükemmeli bulmak için hâlâ bekliyor musunuz? Her geçen yıl aradığınız şartlara bir yenisi eklediğinizin farkında mısınız? Unutmayın; denklik varsa, gönül de ısınmışsa, diğer şartların oluşmasını beklemeniz gerekmiyor.
Yüzünüze bir tebessüm kondurabilmiş olmak dileğiyle.
19.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|