“Çalınsın ceng-i harbîler, döğülsün kûs-i şâdîler
Nida etsin münâdîler bugün edip ıtrâyı. ”
Enderunlu Vâsıf
Mehter vuruyor tarihin aksetmede yâdı
Bu yazımızda, her dinlediğimizde içimizde fırtınalar koparan, hani neredeyse kalkıp cenge gitme hissi veren mehterden kısa da olsa bahsetmek istiyorum.
Mehter sözcüğü, ’mihter’den gelmekte olup, Farsça kökenlidir. Anlam itibarıyla ‘ en ulu, en büyük’ gibi bir karşılığı olmakla, bir çok İslâm ülkesinde yüceltici bir değer de ifade etmektedir. Türk Askerî Musıkisi, tarihimizin başından beri cephelerde, saraylarda kullanılmıştır. Nevbet vurma, bağımsızlığın işareti olup ayakta dinlenirdi. Mehterleri yöneten musıkişinaslara Mehterbaşı Ağa denirdi. Bunlar mehterin yetişmesi ve icrasından sorumluydu. Saray mehterlerini diğerlerinden ayırmak için ‘’hassa ‘’ sözcüğü kullanılırdı. Mehterler saz miktarına göre 7, 8, 910, 12 kat olarak ayrılırdı. Beş namaz vakti nevbetlerinde 77 adet enstrüman nevbet vurur, savaş zamanı bu sayı iki katına çıkarılırdı. Mehter adaylarına musıki eğitimi, Enderun’da verilirdi. Bir de mehter esnafı vardır ki bunlar çarşı esnafından teşekkül eden, padişahın seferlerine katılan kişilerdi.
Mehter’de kullanılan sazlar ise şunlardır: Zurna, nefir, derviş boruları gibi nefesli sazlar, kös, nakkare, tablbaz, def, davul, zil, çevgan gibi vurmalı sazlar.
1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması ile birlikte mehterhane de kapatılmıştır.
Mehter Müziği’nin İcrası nasıl yapılır?
Program yapılırken, daire şeklinde dizilen grubun ortasında Mehterbaşı Ağa durur. İçoğlan başçavuşu “Vakt-i sururu safa, Mehterbaşı hey. . . hey. . . “ diye bağırırken nakkarezenler sofyan usulünde üç tempo tutar. Mehterbaşı Ağa, ’merhaba ey mehteran ‘der sağ elini göğsüne koyarak takımı selamlar, onlarda selama aynı şekilde karşılık vererek “Merhaba mehterbaşı ağa” der. Mehterbaşı ağa’nın “hasdur” komutunu vermesinin ardından “haydi ya Allah” der ve fasıla geçilirdi. Fasıllardan sonra şu şekilde gülbank çekilir “Allah Allah Celil ü Cebbar, Muinü’s-Settar Halıku’l-Leyl vennehar. Layezal Zülcelal birdir Allah. Anın birliğine Resulü Enbiya Peygamberimiz Cenab-ı Ahmed-i Muhammed Mustafa. Âli evlad-ı Resulü müçteba imdad-ı ruhaniyetine. Pirian mürşidin aşıkin kuragerin visalin hamele-i Kur’ân güzeştegân ehl-i iman ervahına, avn-i inayetine hilafetü’l İslâm es Sultan ibni sultan bilcümle İslâmın necat ve saadet ve selâmetine pirler erenler üçler yediler kırklar göçenler devranına Hu diyelim. Huuu” Bundan sonra bütün mehter takımı şiddetle zilleri davulları vurarak dokuz kere HU çeker. Ardından kös üç defa vurur. Barış zamanında okunan bu gülbankın dışında savaşa gidilirken okunan gülbank daha farklıdır.
Bundan sonra takımdan güzel sesli biri “Nasrun minallahi ve fethun karib vebeşşiri’l mü’minin” ayetlerini okur. Üç defa Allah diyecek kadar beklendikten sonra hep bir ağızdan “Allah” deyip susarlar. Gülbank devam eder, “eli kan, kılıcı kan, sinesi üryan, ciğeri püryan, meydanı şehadette Allah yoluna revan, gazayı şühedaya Cemali Hakk görünür ayan, gazabımız düşmana ziyan. ” Takım hep bir ağızdan ‘yekdir Allah, yekdir Allah ‘ diye bağırdıktan sonra mehterbaşının “illâllah” demesiyle program sona erer. Mehterin o güzel coşkusunu yaşamak isteyenler için bazı il ve ilçe belediyelerin bünyesinde kurulan mehter takımlarının konserleri izlenmeye değer. Ancak yıllardan beri yapılan bu konserleri, İstanbul Taksim’deki Askerî Müze’de izleyebilirsiniz.
Avrupalı ve Mehteran
İtalyan rahibi Toderini “Bayramlarda donanmalarda ve benzeri neşeli neşeli günlerde Mehter Takımlarının çalışı gerçekten tantanalı ve muhteşem bir görünüm alır” der. 18. yüzyılda mehter teşkilatının aynısı Avusturya’da da kurulmuştur. Gluck tarafından tiyatroya uyarlanmış, Türk Zilleri’ni operasında kullanmıştır. Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası da bu dönemde bestelenmiştir. Mehter modası o kadar yayılmıştır ki Avusturya ve Lehistan’a, Osmanlı İmparatorluğu tarafından bir Mehter takımı dahi hediye edilmiştir. Rusya askeri müzik sahasında incelemede bulunmak üzere bir uzman gönderirken Prusya da I. Frederik zamanında bu musıkiyle tanışmıştır.
14.04.2009
E-Posta:
alioktay@alioktay. net
|