"Gerçekten" haber verir 12 Nisan 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Suna DURMAZ

Bediüzzaman’ın medeniyet tarifi Arap basınında



“Siz, (Müslümanlar) insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.”

(Âl-i İmran 110. âyet)

Bediüzzaman Said Nursî ve eserlerine hayran olduğu bilinen Ürdünlü yazar Hüseyin el-Hiyârî, zaman zaman Bediüzzaman ve Risâle-i Nur üzerine makaleler yazıyor. 23.2.2009 tarihinde Ürdün el-Düstûr gazetesinde yayınlanan

“Hadâratunâ ve hadâratuhum: Kuvvetü’l hakki ve hakku’l kuvveti” (Medeniyetimiz ve medeniyetleri: Hakkın kuvveti ve kuvvet hakkı) adlı Risâle-i Nur’dan feyizlenerek yazmış olduğu uzun makalesinde; medeniyetleri, İslâm medeniyeti, Yunan ve Roma felsefelerinin etkisinde kalmış olan medeniyet-i hâzıra (günümüz medeniyeti) olarak ikiye ayıran Bediüzzaman Said Nursî’nin medeniyet anlayışını işlemiş. El-Hiyârî’nin makalesi özetle şöyle:

HADÂRATÜNA VE

HADÂRATUHUM:

KUVVETÜ’L HAKİKÎ VE HAKKU’ KUVVETİ

“ 1919 yılında Üstad Bediüzzaman Said Nursî’ye “ Şeriat-ı garra niye Batı medeniyetini reddder? diye sormuşlar. Üstadın bu soruya cevabı şöyle olmuştur:

“Çünkü Batı medeniyeti şu beş menfi esas üzerine kurulmuştur:

1- Dayanak noktası kuvvettir. Kuvvetin şe’ni ise; başkalarının, özellikle de zayıfların hak ve hukuklarına tecâvüz etmektir.

2- Hedefi; menfaattir. Menfaatin şe’ni ise; ahlâk sınırlarını tanımadan, her türlü vesileyle haksız bir şekilde menfaati elde etmektir.

3- Hayattaki düsturu cidâldir; tenâzudur: Bunun şe’ni ise; dâhilde ve hâriçte savaşmak ve çekişmek demektir.

4- Toplumlar arasındaki râbıtası; ırkçılık ve menfi milliyetçiliktir. Bunun şe’ni ise kendi milletini üstün görüp, başka milletleri aşağılamaktır. Bu da milletler arasında daimî bir şekilde çatışmayı doğurur.

5- Bu materyalist medeniyetin göze hoş gelen hizmeti, insanın hevâ ve hefesini tatmin etmek ve bu doğrultudaki isteklerini kolaylıkla temin etmesini sağlamaktır.

O hevâ ise insanı insanlık derecesinden hayvanlık derekesine düşürür. Bu da manevî olarak silinmesini netice verir.

Bu medeniyet, insanlığın yüzde seksenini meşakkate atmış; yüzde onuna sûrî bir saadet vermiş; geri kalan onu da arada kalmıştır. Saadetin saadet olması için, genel olarak herkesi veya çoğunluğu kapsaması lâzım. Aksi halde o saadet, gerçek saadet olamaz. Bu yüzden, insanlığa rahmet olarak gönderilmiş olan İslâm, umumun veya çoğunluğun saadetini temin etmeyen medeniyeti kabul etmiyor.

Batı medeniyeti zarurî olmayan hâcetleri zarurî hale getirmiştir. Gelir masrafa kâfi gelmediğinden, zarurî olmayan hâcetleri temin etmek isteyen insan; yalan ve hileye başvurmaktadır. Böylece, ahlâk esasları bozulmuştur.

Bu medeniyet, vahşilikte önceki medeniyetlerin çok ötesine geçmiştir.

Şeriat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise şu esaslar üzerine kurulmuştur:

1- Dayanak noktası kuvvete bedel haktır. Hakkın şe’ni insanlar arasında adaleti sağlamaktır.

2- Hayattaki düsturu, fazilet ve muhabbettir. Fazilet ve muhabbetin şe’ni ise, insanlar arasında menfaat için çarpışmayı değil, dayanışma ve kaynaşmayı sağlamaktır.

3- Toplumlar arasındaki râbıtası, ırkçılık ve menfi milliyetçilik yerine, din ve vatan birliğidir; samimî uhuvvettir; dış düşmana karşı beraberce müdâfaadır.

4- Hevâ yerine Hüdâ’ya hizmet etmek esas kaidesidir. Maksadı, insaniyeten yükselmek ve ruhen olgunluğa ermektir. Bu da, nefsin alçak arzularına karşılık, ruhun ulvî hislerini tatmin eder.”

Evet, İslâm medeniyeti materyalist Batı medeniyetinin esası ve parolası olan

“el-Gayetu tüberriru el-vesile “(Amaç, vesileleri mübâh kılar) kaidesini asla kabul etmez. İslâm, yalanı, hileyi, sömürgeciliği, haram mal yemeyi, insanları küçük görüp onlara zulüm yapmayı yasaklar. İslâm medeniyetinde bütün insanlar eşittirler. Aynı anne ve babadan doğan Allah’ın kullarıdırlar.

Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, İslâmı neşretmek için gazvelere çıkan orduya vasiyetinde bakın ne diyor:

“Allah yolunda, O'nu inkâr edenlere karşı savaşın. Hainlik yapıp ahdinizi bozmayın. İşkence yapmayın. Çocuk katletmeyin.”

Halife Hz. Ebubekir ise, İslâm ordusuna şu şekilde vasiyette bulunmuştur:

“ Ey İnsanlar! Durun, size vasiyet olarak on şey söyleyeceğim:

Hainlik yapmayın. Allah’ın size çizmiş olduğu sınırları aşmayın. İşkence yapmayın. Yaşlı, kadın ve çocukları öldürmeyin. Hurma ağaçlarını ve meyveli ağaçları söküp atmayın. Yeme maksatlı olmadan, koyun, sığır ve inekleri kesmeyin. Allah’a ibadet etmek için manastırlara kapanmışlara dokunmayın, onları İslâma dâvet edin”

Bugün Siyonistlerin Gazze halkına neler yaptıklarını gözlerimizle gördük. Evleri, camileri, okulları, hastaneleri yıktılar. Ağaçları kökünden söktüler.

Bu yapılanlar; hakkın kuvvette olduğunu iddia eden bir medeniyetin bozukluğunun ispatıdır. Siyonistler ise bu medeniyetin esaslı bir parçasıdırlar.

Bizim medeniyetimize gelince: İnsaf sahibi insanlar, onun için şu sözü söylemişlerdir:

“İnsanlık tarihi, Müslümanlardan daha âdil fâtihler görmemiştir.”

İşte bizim medeniyetimiz! İşte onların medeniyetleri...

Ey tarih! Aramızdaki hükmü sen ver.

TEŞEKKÜRLER

2.11.2008 tarihinde Yeni Asya’da yayınlanmış olan “Filistin’i Yahudilere vermedim” (Sultan Abdülhamid’in mektubu) başlıklı yazımı Arapçaya tercüme edip, 1.4.2009 tarihinde Ürdün’ün itibarlı gazetelerinden el-Düstur da yayınlayan; böylece Abdülhamid’in tavizsiz gür sesinin bir kez daha Arap âleminde duyulmasını sağlayan Hüseyin el-Hiyârî’ye bu satırlar aracılığıyla teşekkür ediyorum.

12.04.2009

E-Posta: [email protected]@hotmail.com


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.04.2009) - Medeniyetler ittifakı mı, medeniyetler çatışması mı?

  (29.03.2009) - Ağyarın elinde solan bir gül: Kudüs

  (22.03.2009) - Kuveyt Emiri sîne-i milleti seçti

  (15.03.2009) - Irkçılık damgası

  (08.03.2009) - Dikkat! Bu bölgelere girilmesi yasaktır: Holocaust, Siyonizm ve İsrail

  (01.03.2009) - Arap birliği öldü!

  (15.02.2009) - Beyaz boğa

  (08.02.2009) - Zafer Gazzelilerindir

  (01.02.2009) - “Sihirbazın sihri kendine döndü!”

  (25.01.2009) - Hz. Yunus ve Gazze

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis