Obama’nın ziyaretinde en çok üzerinde durduğu konu Ermenistan sınır kapılarının açılması oldu. Aslında bu konuda Obama sıkışmış durumda. Seçim kampanyasında sıklıkla “Ermeni soykırımı”ndan söz eden ve bu soykırım iddiasını resmen tanımayı yazılı olarak taahhüt eden Obama’nın önünde 24 Nisan gibi yakın bir tarih, son tarih olarak duruyor. Ama Türkiye’nin bu konudaki görüşünü de biliyor. Bunun için Obama, Türkiye’den ısrarla 24 Nisan’a kadar kendisini bu darboğazdan kurtaracak bir adım atmasını bekliyor.
Türkiye ise bunun önünde iki engel olduğunu açıkça belirtti: Diasporanın soykırım iddialarının Ermeni yönetimince de desteklenmesi ve Dağlık Karabağ’ın işgalinin sürmesi.
Azerbaycan’ın Ermenistan’a yapılacak jestler konusunda hayli hassas olduğu biliniyor. Aliyev’in Medeniyetler İttifakı İkinci Forumuna gelmemesinin sebebi, Türkiye’nin Obama’nın baskısıyla bu konuda yumuşayacağı yönündeki haberlerdi. Hem Cumhurbaşkanımız hem de Başbakanımız bu engelleri Obama’ya ayrıntılı olarak anlattı. Bu konuda asıl adımın Ermenistan’dan gelmesi gerektiğini de vurguladılar. Bunun üzerine programda olmadığı hâlde Obama, İstanbul’a geldiği akşam Ermenistan Dışişleri Bakanı ve Babacan’la bir araya geldi. Görüşmenin içeriğinin Ermenistan’ın bu konuda atması gereken adımlar olduğu anlaşılıyor.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki uzun geçmişe dayanan ilişkiler, Obama’nın hatırından çok daha önemli. Tarih boyunca hem dost ve kardeş ülke olduk. Kurtuluş Savaşına Azerbaycan’ın yaptığı petrol ve 1 milyon altın ruble yardımını hep minnetle hatırlıyoruz. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı Türkiye için büyük önem taşıyor. Ayrıca Azerbaycan, Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya ile ilişkilerinde de çok önemli bir müttefik ve arabulucu konumunda.
Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgal edilmesi, bu topraklarda yüzlerce Azeri’nin katledilmesi, binlercesinin halen yurtlarından edilmiş göçmenler halinde yaşaması görmezden gelinemeyecek kadar büyük sorunlardır. Rusya’nın nüfus politikaları yüzünden Dağlık Karabağ’da yerleştirdiği Ermenilere dayanarak Ermenistan bu topraklarda hak iddia ediyorsa da, uluslar arası hukuk bu toprakların Azerbaycan’a ait olduğunu resmen kabul ediyor. Tabi bu toprakların kaybedildiği savaştaki başarısızlığın sebepleri, sonrasında bu konuda çok fazla gayret gösterilmemesi pek tartışılmıyor.
Bu şartlar çerçevesinde Ermenistan sınır kapısının açılıp, ilişkilerin normale döndürülmesi kolay değil. Hele Azerbaycan’ın içinde yer almadığı bir yumuşama ve normalleşme politikasının sonuç vermesi hiç mümkün olmayacaktır. Ancak Azerbaycan’ın da bu konuda duygusal davranmaktan çok, böyle bir normalleşme sürecinde kaybettiği toprakların hiç değilse bir kısmını geri alabilmesini sağlayacak adımları atması gerekir. Yani çözümsüzlük ve herşeye hayır deme politikası bu ülkeye yarar sağlamayacaktır.
Kısacası; Obama’nın durumu zor. Türkiye Ermenistan sınır kapısını 24 Nisan’a kadar açamaz. Öncelikle Ermenistan ve Azerbaycan’ı iknâ etmesi gerek. Bunu da bir telefon görüşmesiyle yapamaz.
09.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|