Medeniyetler İttifakı 2. Forumu dün başladı. Obama’nın Türkiye ziyaretinin gölgesinde kalan bu önemli toplantıya otuzdan fazla ülkeden devlet veya hükümet başkanları ya da ilgili bakanlar katılıyor. Bugün Barak Hüseyin Obama’nın da Forumda bir konuşma yapması bekleniyor. Eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin de katıldığı Forum, gerçek anlamda bir medeniyetler buluşmasına dönüştü.
2005 yılında Başbakan Erdoğan’ın İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte önerdiği ve Birleşmiş Milletlerin 59. Genel Kurulunda kabul edilen bu oluşum, ikinci büyük toplantısını İstanbul’da yapıyor. İttifakın amaçları “Medeniyetler arası uzlaşmanın önünde engel oluşturan önyargılar, yanlış anlamalar ve kutuplaşmayı yenmek için kurumsal düzeyde ve sivil toplum düzeyinde kolektif siyasal irade oluşturmayı ve koordineli bir şekilde harekete geçmeyi sağlamak” olarak açıklanıyor. BM Genel Sekreteri himayesindeki girişim farklı toplumlar arasında güven ve saygı inşa etmeye yönelik eğitim, gençlik, medya ve göç projelerini destekliyor.
Türkiye’nin de bu kapsamda hazırladığı bir ulusal programı var. Ancak bu programın fiilen uygulandığına ilişkin somut sonuçları henüz göremiyoruz.
Forumun I. Genel Kurul Oturumunda Kültürel Çeşitliliği'n iyi yönetişiminin kriz dönemlerinde neden daha önemli olduğu tartışılacak. İkinci oturumda ise diyaloğun genişletilmesi ve işbirliğinin güçlendirilmesi konusu görüşüldü. Yuvarlak masa toplantılarıyla somut konuların tartışılmasının yanı sıra 100 ülke ve uluslar arası kuruluşun üst düzey temsilcilerden oluşan Dostlar Grubu da “Medeniyetler İttifakına Bağlılığımızın Güçlendirilmesi” konusu ele alındı. Yuvarlak masa toplantılarında ise “Farklılıkları Öğrenmek”, “Göçmenlerin Entegrasyonu”, “Kültürlerarası Anlayış ve Diyaloğun Güçlendirilmesi” gibi hususlar ilk gün görüşüldü. Bugün görüşülecek en önemli konu başlığı ise “İslâm’ın ve Müslümanların Avrupa Kültürüne, Toplumlarına ve Kimliklerine Katkısı”.
Samuel P. Huntington’un 1993’te savunmaya başladığı ve Amerikan dış politikasını da önemli ölçüde etkileyen “Medeniyetler Çatışması” tezi, 11 Eylül saldırıları ile Hıristiyan ve İslâm Medeniyetleri çatışmasına dönüştürülmüştü. Bu çatışmadan en çok zarar gören masum Müslümanlar oldu. Özellikle Irak ve Afganistan’da bu zulüm devam ediyor. Huntington’un “Bu yeni dünyada temel çatışma kaynağı ideoloji ya da ekonomi olmayacak. İnsanlık arasındaki büyük bölünmeler ve çatışmanın egemen kaynağı kültürel olacaktır” tezinin doğru olmadığı, her ne kadar başka kılıflara bürünse de, bugün dünyanın çeşitli yerlerindeki çatışmaların temelde güç ve çıkar çatışması olduğu açıkça görülmektedir. ABD’nin Sovyet İşgaline karşı besleyip büyüttüğü el-Kaide ve Taliban’ın eylemlerinin İslâm âlemini terörist gibi göstermek için kullanıldığı, bu bahane ile özellikle petrol kaynakları ve yollarının bulunduğu ülkelere saldırıldığı artık gizlenemeyecek bir gerçek.
Huntington yapay medeniyetler çatışması teorisinin başarıya ulaştığını göremeden öldü. Şimdi zaman medeniyetlerin ittifakında. Toplumlar arasında kaynaşmayı, birlik ve beraberliği sağlayacak olan, “birbiriyle tanışsınlar kaynaşsınlar diye yaratılan” milletlerin barışçıl bir ortamda uzlaşması. İslâm’ın özünde var olan, dinsizliğe ve kötülüklere karşı bütün Ehl-i Kitab’ın ittifakı anlayışının egemen olma zamanı geldi de geçiyor bile.
İstanbul’daki Medeniyetler İttifakı Forumu’nun bu uzlaşmanın güçlendirilmesine katkıda bulunması en büyük dileğimiz. Gelişiyle bu toplantıyı gölgede bırakan ABD lideri, toplantıda yapacağı konuşmayla da bu ittifakı dünya gündeminde ön sıraya taşıyabilir ve vereceği olumlu mesajla küstürülen İslâm âleminin gönlünü alabilir.
07.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|