Türkiye, bölgede üstlenmeye başladığı arabuluculuk görevlerini dost ve kardeş ülkeler Pakistan ve Afganistan arasındaki işbirliğine yönelik görüşmelere de aracılık yaparak sürdürüyor. İlki 2007, ikincisi ise 2008 yılı sonunda yapılan görüşmelerin üçüncü ayağında, Cumhurbaşkanı Gül, Pakistan Cumhurbaşkanı Ali Asıf Zerdari ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai Ankara’da bir araya geldiler. Zirveye Başbakan Erdoğan da katıldı.
Pakistan ve Afganistan arasındaki sorunların temelinde Pakistan’ın 11 Eylül saldırıları öncesinde kendi sınırları içinde filizlenip güçlenen sonra da Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’a destek olması yatıyor. Gerçi 2001 yılından itibaren Pakistan bu desteği çekip Taliban’ın karşısında yer aldı. Ancak sınır bölgelerinde hükümete rağmen Taliban desteği sürüyor. Ayrıca Pakistan’ın yarı özerk kabile yönetimlerine karşı mücadelesi yeterli olmadığından, Taliban ülkenin kuzeyindeki sınır bölgelerinde rahatlıkla barınabiliyor. Şimdi Pakistan’ın Taliban ile görüşmeler yaptığı biliniyor. İslamabad hükümeti ise sınıra 90.000 asker yığdığını ve bütün gücüyle sınırın ötesine Taliban savaşçılarının geçmesini önlemeye çalıştığını ileri sürüyor.
Zerdari’nin kendi ülkesinde muhalefetle yaşadığı sorunlar, ordunun yeterince desteğini alamaması, sık sık sınır bölgelerinde çatışmalar yaşanması, özellikle Amerika’nın ve bu ülkenin himayesindeki Karzai hükümetinin Zerdari yönetimine bakışını olumsuz hale getirdi.
İşte bu ortamda ve Obama’nın Türkiye ziyareti öncesinde gerçekleşen bu görüşme her iki ülke de büyük önem taşıyordu. Toplantılara ilk kez iki ülkenin dışişleri bakanları, genel kurmay başkanları ve istihbarat birimlerinin başkanları da katıldı.
Bu görüşmelerde ortak sınır bölgelerindeki güvenliği arttırmaya yönelik ortak bir strateji belirlenmesi, istihbarat ve operasyon alanlarında işbirliği yapılmasının kararlaştırılması damgasını vurdu. Özellikle Pakistan Cumhurbaşkanı Zerdari zayıflayan Amerikan desteğini yeniden kazanmak için, sınır güvenliği açısından daha fazla işbirliği yapmaya istekli.
İki ülke arasındaki sorunların kaynağı olan Taliban, Amerika’nın Rus işgaline karşı savaşmak üzere, Pakistan’ın Afgan sınırına yakın bölgelerindeki medreselerde, özellikle Peştun kabilesi içinden yetiştirildi. Eğitim, silâh ve operasyon desteği alan Taliban büyüyüp bölgeyi egemenliğine aldıktan sonra Afganistan’da yönetimi ele geçirdi. Afgan halkının yüzde 40’ı Peştun kabilesinden. Ancak 7 milyon Peştun da Pakistan’da yaşıyor. El Kaide ile yakın ilişkileri olan Taliban hareketine karşı 2001 yılından bu yana sürdürülen mücadele kördüğüm noktasına geldi.
İşte Ankara’daki zirvede bu konuda bir strateji masaya yatırıldı. Ancak iki ülkeye yayılmış yaklaşık 17 milyon Peştun’un desteklediği bir hareketin bu hareketle bir tür anlaşmaya varılmaksızın, yalnızca iki ülkenin askerî işbirliği ile çözülmesi zor görünüyor.
Türkiye’nin zirvede özellikle bu konuyu gündeme getirmesi önemli. Temennimiz çatışmanın, tamamı Müslümanlardan oluşan taraflarının daha fazla kan dökülmeden ve mahvolan Afganistan’a bir an önce barışın gelmesine imkân sağlayacak şekilde sona erdirilmesi.
03.04.2009
E-Posta:
|