"Gerçekten" haber verir 02 Nisan 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Siyaset durulmuyor



Seçimler bitti, ancak siyasetteki kavga ve çekişmeler bütün hızıyla devam ediyor. Bu sarsıntılı çalkantılar, bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.

İşin garibi, yaşanan çekişme sadece siyasî partiler arasında değil, partilerin kendi iç bünyelerinde de şiddetli sancılar yaşanıyor. İktidar partisi AKP'nin ciddî bir erozyona uğramasının yan etkilerine herkesin hazırlıklı olması gerekiyor.

Parti içinde mevcut dengeleri sarsacak ölçüde bir kabine değişikliğine gidilmesi an meselesi.

Bir iktidarın oy kaybı sebebiyle kabinede revizyona gitmesi, daha ziyade kurban vermek, yahut cezalandırmak anlamına geliyor ki, bunun da bünyedeki rahatsızlıkları giderdiğine henüz şahit olunmuş değil. Sadece muvakkat bir sükûnet sağlar, o kadar.

Öte yandan, mevcut iktidarın Demokratların yerine ikame edilmesi, yahut onların devamı mahiyetinde gösterilmesi, büyük hata olur.

Zira, ne bu iktidarın öyle bir iddiası var, ne de tarihte Demokratların böylesi bir perişaniyetine şahit olunmuş.

Evet, Demokratlar, tek başına iktidar oldukları hiçbir seçim devresinde CHP karşısında yüzde 40'ın altına düşecek ölçüde bir erime hali yaşamamışlardır.

Daha evvelki "mağduriyet edebiyatı"yla hiç de hak etmediği bir oy yüzdesine ulaşan iktidar partisi, bu kez "Davos ve Hamas hamaseti"nin tetiklemiş olduğu duygusallıklara rağmen, yüzde sekizlik bir oy kaybına uğramaktan yine de kurtulamadı.

Maddî sıkıntının had safhaya, işsizliğin ise azgınlık raddesine çıktığı ve bu dertlere devâ olacak hiçbir çarenin ortaya konulamadığı bir şu vasatta, başgösteren erime trendinin daha da ivme kazanarak devam edeceği anlaşılıyor.

Dolayısıyla, geçmişte yaşananların aksine, 29 Mart seçimleri sükûneti değil, çok yönlü bir çalkantıyı tetiklemiş görünüyor. Hem partiler arasında, hem de partilerin kendi iç bünyelerinde...

Ana muhalefetteki CHP, kısmî oy artışına rağmen, en az iktidar partisi kadar sancılı durumda. Zira, onlar çok daha büyük bir beklenti içindeydiler. Ancak, görüldüğü kadarıyla başarının da, partinin ve liderinin değil, belediye başkanı adaylarının olduğu anlaşılıyor.

İktidar partisinden ümidini kesmiş vatandaşların bir kısmı MHP'ye yönelirken, bir diğer kısmı eski partileri SP'ye geri döndü. DP ve ANAP ise, bu seçimde adeta ölüm–kalım savaşı verdiler. Medya (kartel olsun, yandaş olsun), bütünüyle onları yok saydı. Diğer partiler ve anket şirketleri de hakeza...

Neticede, 2007 Temmuz'una kadar da Meclis'te grubu bulunan ANAP yüzde birin de altına düşerek, bir bakıma öldü, gitti.

DP ise, hayatta ve ayakta kalmaya devam edeceğini gösterdi. Yani, bu parti, hem içerden, hem dışardan kundaklanmak sûretiyle öldürmek istendi; ancak, buna yine de muvaffak olunamadı.

Her türlü menfî sebep ve maniaya rağmen ölmeyen ve öldürülemeyen bir siyasî parti, artık yaşıyor ve yaşayacak demektir.

Lider ve lider kadrosunun sıklıkla değişmesine mâruz kalmasına rağmen, yine de tükenmeyen ve tüketilemeyen bir siyasî hareket, demek ki tükenmeyen bir mânevî kuvvete istinat ediyor ki, hâlâ hayatta ve ayakta durabiliyor.

Demokratlar için, 29 Mart'tan daha zor ve daha ağır geçen bir seçim dönemi olmamış, bundan sonra olacağına da ihtimal veremiyoruz.

Siyasetin durulması, önündeki düğümlerin çözülmesi ve fıtrî seyrine girmesi, ancak gerçek Demokratların siyasî denkleme dahil olmasıyla mümkün görünüyor.

Tarihin yorumu 2 Nisan 1453

Fetihten önceki son kuşatma

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethi ile neticelenecek olan son kuşatma harekâtını 2 Nisan günü başlattı.

Bu tarihten önce, Bizans İstanbul'u tam 28 kere kuşatmaya maruz kaldı. MÖ 320'li yıllarda başlayan bu kuşatma hareketleri, birbirinden farklı devletler ve milletler tarafından yapıldı. Ancak, bunlardan hiçbiri fetih başarısını gösteremedi.

Tarih içinde çeşitli İslâm devletleri tarafından da kuşatılan İstanbul, özellikle Emevi ve Abbasiler döneminde büyük çapta düşme tehlikesi geçirdi.

Emeviler'in 722'de gerçekleştirmiş olduğu 3. kuşatma esnasında Galata Limanı ile bugünkü Perşembe Pazarı mıntıkası ele geçirildi ve aynı yerte halen ayakta olan Arap Camii inşa ettirildi. Ebâ Eyyüb–i Ensarî'nin şehadeti ise, daha evvelki kuşatma esnasında vuku bulmuştu.

Abbasilerin 970 tarihindeki kuşatmadan sonra, Bizans İstanbul'u önemli ölçde haraca bağlanarak tesir altına alındı, ancak yine de fethedilemedi.

Sultan Fatih'ten önce Osmanlılar tarafından da üç–dört kez kuşatılan İstanbul, Avrupa'daki Haçlı kuvvetlerinin imdada yetişmeleri sebebiyle yine fethedilemedi.

Fatih Sultan Mehmet ise, müthiş bir hazırlık ve planlama neticesinde 2 Nisan (1453) günü başlatmış olduğu kuşatma harekâtını 29 Mayıs'ta tamamlayarak, Hz. Muhammedin (asm) müjdesine mazhar oldu.

Bu son kuşatma harekâtı, şayet iki aydan fazla sürmüş olsaydı, fetih yine riske girmiş olacaktı. Zira, büyük Haçlı donması İstanbul'a doğru harekete geçmiş, gerek Karadeniz ve gerekse Ege Denizi tarafından gelerek imdada yetişmek üzereydi.

Kuşatmanın uzaması halinde, bu kez iki ayrı cephe daha açılacak ve büyük ihtimalle fetih de geri kalacak, belki bir başka tarihe tehir olacaktı.

02.04.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.04.2009) - Tire'de örnek bir tablo

  (31.03.2009) - Anketler yanıldı, yanılttı

  (30.03.2009) - Sandık ve tabut

  (28.03.2009) - Kısa ve net

  (26.03.2009) - Tereddütleri izale için

  (25.03.2009) - Yüzde 3,1'den tek başına iktidara

  (24.03.2009) - "Muhammedin (asm) gemisine yetişmek istiyorum"

  (23.03.2009) - "Alo, Bediüzzaman'la görüşebilir miyim?"

  (21.03.2009) - Siyasette şahıs ve misyon faktörü

  (19.03.2009) - Mahallî siyaset var mı?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis