Mânevî evlâdım, fedakâr hizmetkârım Zübeyir
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: İhtiyat ve temkin ve meşveret etmek lâzımdır.
Saniyen: Zübeyir bana merhum biraderzadem Abdurrahman yerine ve Ceylân merhum biraderzadem Fuad bedeline verilmiş diye mânevî ihtar aldım. Ben de burada işimi onlara bıraktım.
Şualar, s. 458
***
Hakikî fedakâr Zübeyir, en lüzumlu ve hizmete şiddet-i ihtiyacım zamanında buraya imdadıma geldi. Yoksa Isparta’dan o sistemde birisini isteyecektim.
Emirdağ Lâhikası, s. 262
***
..mânevî evlâtlarım, fedakâr hizmetkârlarım olan Zübeyir...
Emirdağ Lâhikası, s. 433
***
Vasiyetnâmemdir
Aziz, sıddık kardeşlerim ve varislerim,
Ecel gizli olmasından, vasiyetnâme yazmak sünnettir. Benim metrukatım ve Risâle-i Nur’dan olan benim hususi kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmuâlarım ve sair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikaların heyetine, başta Hüsrev ve Tahiri olarak o heyetten on iki* kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki, emr-i Hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukatım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.
Kardeşlerim, bu vasiyetten telâş etmeyiniz. Ben, teessürâttan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zayıf olmakla beraber gizli münafıkların desiselerle müteaddit suikastları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlâhî devam ediyor.
* Kardeşim Abdülmecid, Zübeyir, Mustafa Sungur, Ceylan, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüştü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Atıf, Tillolu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Salih.
Emirdağ Lâhikası, s. 118
***
Aziz, sıddık, sarsılmaz kardeşlerim,
Evvelâ: “El hayru fî mahterahullah” (Cenâb-ı Hakk’ın kullarını sevk ettiği her şey hayırlıdır) sırrınca, meselemizin tehirinde hayır var. Kalbim ve Nurların serbestiyeti öyle istiyordu. Siz hem birbirinizi teselli, hem kuvve-i mâneviyeyi takviye, hem tatlı sohbetle müzakere-i ilmiye, hem Nurların yazması ve mütalâalarıyla bu geçici zahmetin noktasını siler rahmet yapmaya, bu fâni saatleri bâki saatlere çevirmeye muvaffak olursunuz inşaallah.
Saniyen: Madem bayramlaşmamız mahkemenin muvakkat hapis menzilinde oldu; ben de bayram tatlısı olarak, Konya kahramanı Zübeyir’in bana getirdiği zemzemle Nurs karyesinin bence çok mânidar balını gönderdim. Siz bal matarasına su koyun, karıştırınız. Sonra zemzemi içine bırakınız, kemâl-i âfiyetle içiniz.
Şuâlar, s. 446
ihtiyat: Yedek; sakınma, tedbirlilik.
temkin: Ağırbaşlılık, ölçülü hareket.
biraderzade: Kardeş oğlu. Yeğen.
şiddet-i ihtiyac: Şiddetli ihtiyaç.
metrukat: Bırakılan yerler, terkedilenler. Miraslar.
teessürât: Üzüntüler, teessürler.
inayet-i Rabbaniye: Herşeyi terbiye ve idâre eden Cenab-ı Hakk`ın yardımı.
hıfz-ı İlâhî: Allah`ın koruması.
kuvve-i mâneviye: Mânevi kuvvet, moral gücü, mâneviyâttan gelen dayanma gücü.
müzakere-i ilmiye: İlmî müzâkere.
muvakkat: Geçici.
karye: Köy.
|