İslâmiyet adına terörist faaliyetlerde bulunanların aslında İslâmiyet ile uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını her fırsatta dile getiriyoruz. Zaman için meydana gelen olaylar da her zaman bizleri teyid eder mahiyette. Bazı terör vak'alarından çok sonraları bu türden eylemlere İslâmiyet adına girişenlerin esasında başka maksatlarda oldukları ve İslâmiyet’i bu maksatlarına alet etmeye çalıştıkları ortaya çıkmaktadır.
Aynı şekilde “Müslüman terörist”, “radikal dinci”, “ekstremist İslâmcı” gibi bir çok takma ad altında lanse edilen kişilerin de, İslâmî hassasiyetlerden ve gerçek din ve inanç duygusundan hiç nasibini almamış kişiler oldukları da zamanla ortaya çıkmaktadır.
Son zamanlarda gerek ülkemizde çeşitli adlar altında faaliyet gösteren sözde “İslâmî terör” örgütleri ve gerekse global anlamda faaliyet gösteren örgütler, hep aslında başka maksatlara ve çıkarlara hizmet etmektedir.
Bu terör örgütleri veya illegal yapılanmalar içinde “saf ve cahil” bir takım Müslümanların da bulunduğu ve neye hizmet ettiğini bilmeden, kendini “mukaddes cihad” saflarında sanarak cepheden cepheye koşturduğu da üzücü bir başka gerçektir.
Ancak temiz ve mukaddes değerler manzumesinden müesses olan dinimiz, zaman geçtikçe bu türden yapılanmaların maskesinin düşmesiyle birlikte daha iyi anlaşılmakta ve aslında hiçbir terörist faaliyete alet edilmeyecek derecede insancıl ve hakperest olduğu görünmektedir.
Biz Müslümanların bu türden tehlikelere karşı uyanık olması ve tuzaklara düşmemesi gerekmekte. Bunun için de dinimizi doğru kaynaklardan ve çağımızın şartlarını göz önüne alarak yorumlayan tefsirlerden ve en önemlisi bizzat Kur’ân ve sünnet ışığında öğrenmeli ve anlamalıyız.
Son zamanlarda Avrupa’da İslâmiyet’in varlığının artık yadsınamaz bir gerçek olduğu herkesin malûmu. Ancak Avrupa içinde zuhur eden İslâmiyet filizlerinin yanında bazen ayrık otları da göze çarpmaktadır. Bunlar İslâm’ın mis kokulu bahçesinde yeri olmayan ve bizzat İslâm bahçesinin bahçıvanı olan mü’minler tarafından tesbit edilip, ayıklanması gereken muzır köklere bağlı muzır nevzuhurlardır. Radikaller yahut Avrupaî tabirle ekstremistler olarak adlandırılabilecek bu gruplar ya Avrupa’ya göçmen olarak gitmiş yahut orada ihtida etmiş olan öz Avrupalılardan müteşekkil olabilmektedir. Çoğu zaman yeni ihtida eden Avrupalı Müslümanlar önlerinde örnek olarak bu “radikal” grupları bulduklarında kendileri de o yola süluk etmek durumunda kalmaktadır. Bu türden grupların varlığı sebebiyle Avrupa’da geçmişte Londra ve Madrid terör olayları gerçekleşti ne yazık ki.
İşte bu türden yapılanmaların başında olan kişilerden biri de şu anda İngiltere’de terörizm faaliyetlerinden dolayı hapis yatan İmam Ebu Hamza El Masri’dir. El Masri kendisini takip eden yandaşlarını “inanmayanları” öldürmeye teşvik ettiği gerekçesiyle 7 yıl hapis cezası almıştı. Diğer yandan da 1999-2000 yıllarında ABD’nin Oregon eyaletinde bir terör kampı kurma iddiaları gerekçesiyle ABD’ye iade edilmeyi bekliyor.
Son günlerde ise bu zatın oğullarının İngiltere’deki bazı faaliyetleri sebebiyle tutuklandığı haberleri geldi. İmam Ebu Hamza’nın 3 oğlunun, bir milyon dolarlık araba hırsızlığı yaptığı ortaya çıkmış. Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, Hamza Kamil (22), Muhammed Mustafa (27) ve Muhsin Heylem, 2 yıl boyunca otoparklarda uzun süre bırakılan BMW, Mercedes ve Range Rover gibi lüks araçları çalmış. Araçların ruhsat bilgilerini sahte kimlikler kullanarak değiştiren çete, bu sayede Londra’daki araçların yedek anahtarlarına ulaşmış. Mahkemeye çıkarılan zanlılar haklarındaki çalıntı mal bulundurmak, para aklama ve yolsuzluk suçlarının hepsini kabul etmişler...
Bu olay bana geçenlerde İstanbul Beylikdüzü’nde bir deterjan fabrikasında ele geçirilen 2 milyon captagon uyuşturucusu ve uyuşturucu üretim malzemelerini hatırlattı. Bu fabrikanın sahibi bir zamanlar “şeyh” lâkabıyla tanınan biri olan düzmece imam, sahte şeyh Ali Kalkancı’dan başkası değildi.
İster İmam Ebu Hamza olsun, isterse Ali Kalkancı... İsimler farklı, vak'a bir...
Biz Müslümanlar her sakallıya dede dememeyi ve doğru İslâmiyet’i kaynağından öğrenmeyi başardığımız gün, bütün sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
11.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|