Obama’nın Türkiye ziyareti bütün dünyaya Türkiye’nin Batı için eşsiz ve benzersiz önemini göstermiş oldu. Türkiye, Batının gözünde İslâm’ı reformize etmenin yollarını bulmak için bir nevi anahtar ülke konumundadır. Buna rağmen, Batının anlamadığı şey, 1400 yıllık İslâmı kolonize etme çabalarına rağmen, Kur’ân-ı Kerim’in sonsuz ışığı Müslümanları Allah’ın bayrağı altında toplamaya devam etmektedir.
Türkiye, hem Osmanlı’dan miras kalan tarihi, hem de Bediüzzaman Said Nursî’nin öğretileri sebebiyle İslâmiyet için bir anahtar ülke konumundadır.
İslâmiyet hiç bir zaman Kur’ân’ın öngörmediği değişiklik ve değişimleri kabul etmeyecektir, çünkü bu değişimler Allah’ın rızasıyla olan şeyler değildir. Bilâkis bazı reform istekleri, insanların Allah’ın ve Peygamber’in sözlerini baştan yazmak için sarfettikleri ucuz gayretlerden ibarettir ve Allah’ın gerçek sözüne sadık olan Müslümanlar üzerinde siyasî bir avantaj kazanmak için yapılmak istenmektedir.
İslâmiyet eskiden beri reform kabul eden bir yapıya sahip değildir, çünkü Müslümanlar ellerinde Allah’tan gelen ve Allah’ın sözü olan Kur’ân-ı Kerim’i tutmaktadır. Bu işte Müslümanın inancını simgeler. O halde nasıl bir imanlı Müslüman öne çıkıp cahilce Kur’ân-ı Kerim’in reformize edilebileceğini söyleyebilir?
Batının emperyalist güçleri İslâm hakkındaki yanlış bilgileri meşrulaştırmak için Türkiye’yi araç olarak görmektedir. Sağ kanat neoconları İslâm’ı bir şiddet dini olarak portrelemektedir. Sol kanat liberalleri ise İslâmiyetin özellikle kadın hakları konusunda oldukça yetersiz ve negatif unsurlar barındırdığını iddia etmektedir.
Ancak Batılı ideolojilerin İslâmiyet karşısında nasıl bir pozisyon aldıkları hiç mi hiç önemli değildir. Müslüman için önemli olan şey ise, Kur’ân-ı Kerim’in Allah kelâmı olduğu konusunda toplu bir iman ve itikada sahip olmalarıdır. İnsanlar kendi kafalarından hiçbir zaman Allah’ın Peygamber Efendimiz aracılığıyla insanlığa göndermiş olduğu kelâmları reformize etmek, değiştirmek yahut yeniden yazmak selâhiyetine sahip olmamış ve olamayacaktır. Biz Müslümanlar Allah’ın Kur’ân’da bildirdiği bütün herşeyi tastamam kabul eder, tasdik ederiz.
Bununla beraber, Müslümanlar için Allah’ın kelâmının tefsir edilebileceği zamanlar gelmiştir. Peygamber Efendimiz de bizlere binlerce hadis buyurmuştur. Meselâ, her gün namazlarımızda tekrar ettiğimiz Kur’ân-ı Kerim’in giriş âyeti olan Fatiha Sûresi’ni ele alalım. Fatiha Sûresi’nin son âyetlerinde şöyle buyurulur: “Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!”
Peygamber Efendimiz de bize bu âyetlerde bildirilen “gazaba uğramışlar” zümresinin Yahudiler, “sapmışlar” zümresinin ise Hıristiyanlar olduğunu hadis-i şeriflerinde bildirmiştir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de Risâle-i Nur Külliyatı’nda bunu teyid eder.
Ancak ne yazık ki, Kur’ân-ı Kerim’in bazı İngilizce meallerinde sözkonusu âyetlerin bu mânâları Peygamber Efendimiz’in hadis-i şeriflerinde bildirdiği gibi ve Bediüzzaman Said Nursî’nin de eserlerinde teyid ettiği şekliyle yer almamaktadır. Neden?
Batı için, Türkiye Batı dünyası ile İslâm arasındaki köprü konumundadır. Gerçekten de, İslâm için, Türk âlimleri Kur’ân-ı Kerim’in İngilizce çevirilerinde gerçekten âyetlerin sahih şekilde tercüme edilip edilmediğini tetkik etmeye hizmet edebilirler. Buna ek olarak, Peygamberimizin hadis-i şeriflerinin ve Bediüzzaman Said Nursî’nin de Risâle-i Nur eserlerinin İngilizce çevirilerinde bilinçli bilinçsiz bazı hatalar olması konusunda hassas ve müteyakkız olunması gerekir.
Peygamber Efendimiz’in hadis-i şeriflerinin ve Kur’ân tefsiri olan Bediüzzaman’ın eserlerinin tıpkı Arapça ve Türkçe asıllarındaki gibi İngilizce meallerine çevirilerinde bir eksik ve hata olmamasını sağlamak ve sıhhatinden emin olmak imanlı Müslümanlar için önemli bir görev ve sorumluluktur.
Tercüme:UMUT YAVUZ
Turkey: Islam’s Risale-i Nur
Obama’s visit to Turkey signals to the world Turkey’s unique and unparalleled importance to the West. Turkey has become key to western efforts dedicated to finding ways to reform Islam. However, what the west fails to understand is this; that after over 1400 years of western efforts to colonize Islam, it is the Qur’an which continues to move Muslims under the banner of Allah.
Turkey is key to Islam because of the teachings of Bediuzzaman Said Nursi and the history of the Ottomans. Islam will not collectively become a religion that accepts changes to the Qur’an, because these changes are not willed by Allah. These changes are of man and his cheap attempt to rewrite the words of Allah and our Prophet (peace be unto him) simply to achieve political advantage over Muslims that remain loyal to the true words of Allah.
Islam is inherently unreformable because Muslims hold the Qur’an, to be the word of, by, and from Allah. This is the belief of the Muslim. So how is it that a believer can come forward and arrogantly say the Qur’an needs to be reformed?
The western colonial leaders view Turkey as the source to legitimize misinformation about Islam. Right-wing neocons portray Islam as a violent religion. Left-wing liberals complain of Islam as being too disturbing in the manner it treats women.
No matter what position western ideologues take against Islam, for the Muslim, what is most important is that we collectively agree that the Qur’an is the one true source of the one true God. Man in his wisdom will never have any authority to reform, change or rewrite the words of Allah as given to Humanity by Allah to our Prophet Mohammed (peace be unto him).
We Muslims hold all that is written in the Qur’an as absolute.
For Muslims there are times when we must have further interpretation of Allah’s words. Our Prophet provides us many hadiths. For example, the opening surah, is known as Fatiha, and is recited in daily prayer. The four final lines of Fatiha read: “Guide us to the straight path, The path of those whom You have favored, Not of those who have incurred Your wrath, Nor of those who have gone astray.”
The Prophet (peace be onto him) explains in his hadith that in this ayat The Way of those on whom You have bestowed Your Grace, not (the way) of those who have earned Your Anger (were the Jews), nor of those who went astray (were the Christians).
Bediuzzaman Said Nursi in Risale-I Nur Collections reaffirms this.
However, some English translations explaining who angered Allah and who went astray have failed to provide accurately the explanations of this ayat by the Prophet (peace be onto him) and Bediuzzaman Said Nursi. Why?
For the West, Turkey is a beacon for bridging the western world and Islam. Indeed, for Islam, Turkish Muslim scholars can play a role in making sure that English versions of what is being translated from the Qur’an is not being mistranslated. In addition, the Prophet’s (peace be unto him) hadiths and Bediuzzaman Said Nursi’s Rasale-i Nur are also works that must be protected from being mistranslated into English because of politics.
It is the responsibility of the believers to ensure that the Prophet’s (peace be unto him) hadiths and Bediuzzaman Said Nursi’s Rasale-i Nur Collection compliment the Qur’an accurately in English as they do in Turkish and Arabic.
22.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|