Anayasa Mahkemesi, 9 Temmuz 1961'de referanduma sunulan ihtilâl Anayasasına istinaden kuruldu.
Meclis'in çıkarmış olduğu yasaların ve bilhassa kurulan, faaliyet gösteren siyasî partilerin Anayasaya uygunluğuna bakmakla mükellef olan bu mahkemenin tam teşekili ve fiilen çalışmaya başlama tarihi ise, 25 Nisan 1962.
Meclis'in kabul ettiği 22 Nisan 1962 tarih ve 44 sayılı “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkındaki Kànun” 25 Nisan günü Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu.
Aynı kànun, 1982 Anayasasında da—bazı değişikliklere uğramak beraber—yer aldığı için, Anayasa Mahkemesi kesintisiz şekilde bugüne kadar faaliyetine devam edegeldi.
Kırk yedi senedir Meclis'in kabulünden geçen pekçok kànun maddesini iptal eden (geçersiz kılan) bu mahkeme, aynı süre içinde 1 başbakan ile 15 bakanı yargıladı; ayrıca, 40'tan fazla parti kapatma dâvâsını da neticeye bağlayarak bunların 24 tanesi hakkında kapatma kararı verdi.
En çok kapatma kararı, bugünkü Saadet Partisi ile halen mahkemelik olan Demokratik Toplum Partisinin halefleri durumundaki partiler hakkında verildi.
2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla gündeme gelen "367 krizi" ile bilâhare AKP hakkında verilen "kapatılmadan cezalandırma" kararı ise, mahkemenin şaşırtıcı son içtihatları olarak tarihe geçti.
Haliyle bütün bu gelişmeler, millet iradesiyle yoruma açık kànun hükümlerinin birbiriyle uyumlu, mütenasip olmadığı yönünde ciddî kuşkuların, hatta endişelerin doğmasına sebebiyet verdi.
DİN VE SİYASET
Dün, Anayasa Mahkemesinin 47. kuruluş yıldönümü ve yeni hizmet binasının açılış töreninde konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, son derece dikkat çekici bazı açıklamalarda bulundu.
Bu açıklamalarda, üzerinde bilhassa düşünmeye değer gördüğümüz ifadeleri şu iki noktada toplamak mümkün:
Birincisi: "Din ve laiklik kavramlarının bir takım siyasî hareketlere stratejik ve lojistik destek sağlarken, bireysel hak ve özgürlükler alanında ise daralmalara neden oluyor."
İkincisi: "Siyasilerin ilgi alanı haline getirilen din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin sorunlar çözülmedikçe, siyasetin dinden beslenmesinin de kaçınılmaz olduğu görülmektedir."
Bu açıklamaları sebebiyle sayın Kılıç'ın ağzına sağlık diyor ve bu sözlerin kànun yapma yetkisine sahip olan Meclis üyelerinin kulaklarına küpe olmasını diliyoruz.
Tarihin yorumu 25 Nisan 1915
Çanakkale'de kara savaşları
Birinci Dünya Savaşının en kanlı cephesinden birini Çanakkale'deki kara ve deniz savaşları (1915) teşkil ediyor.
Bu cephede başını İngilizlerle Fransızların çektiği İtilâf devletlerinin müşterek deniz ve kara kuvvetleri vardı.
O tarihte İngiltere'nin sömürgesi durumundaki Hindistan, Avustralya ve Y. Zelanda dahil, dünyanın birçok yerinden Osmanlıya saldırmak için gelen askerî kuvvetler, önce Çanakkale Boğazını geçmeye çalıştılar.
Dünyanın en güçlü donanmasıyla boğaza yüklenen İtilâf devleti kuvvetleri, yaklaşık bir ay devam eden şiddetli müsademeden sonra ağır zayiat verdiler ve neticede geri çekilmek zorunda kaldılar.
18 Mart'ta Türkiye'nin zafer kazanmasıyla neticelenen deniz muharebesinden sonra Ege Denizine çekilen düşman kuvvetleri, yeni kara takviyesi birliklerine güvenerek, bu kez karadan çıkarma ve saldırıya geçme teşebbüsünde bulundular.
25 Nisan (1915) günü Gelibolu yarımadasına asker çıkaran İtilâf birlikleri, ilk olarak Anzak Koyunu ele geçirdiler ve bütün kuvvetleriyle "ufacık bir kara"dan taarruza geçtiler.
Mehmet Âkif, harbin bu safhasını "Çanakkale şehitlerine" isimli şiirinde şu mısarlarla anlatır:
Şu boğaz harbi nedir; var mı ki dünyada eşi
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
İngiltere'nin başını çektiği düşman kuvvetlerinin asıl hedefi, Marmara Denizine bir şekilde ulaşmak ve öncellikle İstanbul'u ele geçirmekti. Gerisi kolay olacaktı.
İşte bu maksatla önce Boğaz'dan geçmeyi denediler. Başaramayınca, bu kez kuvvet toplayarak kara harekâtına giriştiler.
Ancak, aylarca süren kara muharebelerinden de hedefledikleri başarıyı sağlayamadılar ve 1916 yılı başlarında Gelibolu'dan da çekilmek zorunda kaldılar.
25.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|