8 yaşındaki kızım, hafta sonlarında Risâle-i Nur sohbetlerine gidiyor. Yaşıt arkadaşları arasında aldığı dersler onu çok etkiliyor. Aynı düşüncede arkadaşlarıyla birliktelik, onu daha bir mutlu ediyor. Birlikte öğrenmek daha bir kalıcı oluyor.
Bir de, eğitimli bir ablalarının nezaretinde olmaları apayrı güzellik.
Okulda fen bilgilerini, Nur sohbetlerinde din bilgilerini alıyorlar.
Dinsiz ilmin kör, ilimsiz dinin topal olduğunu artık onlar da biliyor.
Küçük kızım geçenlerde, “Baba! Allah’a inananların okulda da başarılı olması lâzım değil mi? Zaten Allah da çalışkan olanları seviyormuş” diyor.
Asır artık böyle. 8 yaşındaki çocuk için anlayış bu. Dinimi de yaşarım, okulumda da başarılı olurum. İşte size iki kanatlı birer melek.
Küçük yaşta büyük dersler
Tabiî iş burada bitmiyor. Bizimkisi, yine geçenlerde çok sevdiği ve samimî olduğu sınıf arkadaşını, hafta sonunda risâle sohbetlerine dâvet etmiş. Tabiî sohbet mekânına onu ben götürüyorum. Yine sohbete gitme hazırlığı içerisinde iken, bizimkisinin bir telâşının olduğunu anlıyorum.
‘Ne oldu kızım?’dediğimde, “Baba! Bu hafta sohbetimize giderken, benim sınıf arkadaşım Yaren’i de alacağız. Biz onunla konuşup, anlaştık” dedi.
Hımm.
“Peki kızım; babası, annesi müsaade edecekler mi?” dediğimde ise, Yaren babasıyla konuşmuş. Biz, onu almaya gittiğimizde, babası ile siz tanışacaksınız. Babası, nereye gideceğimizi merak ediyormuş. Siz ona anlatırsınız” demez mi?
Çocuklar bir âlem.
Hakikaten dediği gibi de oldu. Aracımızla Yaren’lerin evlerinin önüne gittiğimizde, babası ve Yaren, evin bahçesinde bizi bekliyorlardı. Yaren’in babası ile tanıştık. Nereye gittiğimizi babasına bir güzel izah ettik. Babası da, “Ohh hanımefendiler ne güzel!” diyerek, onların tekliflerini kabul ettiğini, memnuniyet içerisinde ifade etti ve bize de çok teşekkür ettiğini belirtti.
Tabiî Yaren’in babasına, sadece çocuklar için değil, babalar için de, anneler için de sohbetlerin varolduğunu ifade ettim. Hemen, ‘nerede?’ diye sormadı, ama tavırlarından böyle bir ihtiyacın varolduğu anlaşılıyordu.
İnşallah gelişmeler daha güzel olacak.
“Baba! Arkadaşımın, Risâle-i Nur’la
tanışmasına vesile olacağım”
8 yaşındaki kızım önce ablalarını şaşırtıyordu. Ablası, bana gelip, “Baba! Görüyor musun bizimkisini, bizim onun yaşında ve şimdilerde yapamadıklarımızı o yapıyor. Hem de çok heyecan içerisinde…” diyor.
Doğrusu, 8 yaşındaki çocuğun, kendi sınıf arkadaşı için böyle bir heyecan içerisinde olması ve onun kendi programına katılmasına ciddî sevinmesi, evdeki biz büyükleri de etkiledi. Adeta bize yaşı küçük olmasına rağmen büyük dersler verdi. Teşekkürler kızım, Allah sizi doğruluktan, güzellikten ayrılmasın.
Zeynep Sena’nın marifetine bir bakın!
İşte huzurlarınızda bir küçük kahraman daha: Zeynep Sena. Kızım Sueda’nın sohbet arkadaşlarından. Bir gün, o da, kendi sınıf arkadaşlarından birisini Nur sohbetlerine dâvet ediyor. Okuldaki sınıf arkadaşlarıyla, şimdilerde sohbet arkadaşı da oluyorlar. Böylece sohbete gitmek için kendisine arkadaş da bulmuş oluyor. İlginç!
Tabiî çocuğunun nereye gittiğini merak eden ve bir gün onunla beraberinde giden annesi, sohbet mekânındaki ilgili hanımefendi ile tanışıyorlar. Görevli hanımefendi, bayanlar için de sohbetlerin olduğunu ifade edince, hemen anne; “hangi gün, saat kaçta, nerede?” diyerek, ilgi gösterip, adres, gün ve saati alıyor.
Küçük kız, annesini risâle
sohbetleriyle tanıştırıyor
Görevli hanımefendi anneden yakın bir alâka görünce, hanımların sohbet gününde gelip gelmeyeceğini merak etmeye başlıyor. Ve onunla orada da tanışıp görüşmek için, sohbet mekânına erkenden gidiyor. Sohbete ilk gelenlerden birisinin, kızıyla birlikte annesi olduğunu görünce, çok etkileniyor ve yakından tanışıyorlar.
Sırada sohbetler için baba ve ağabey var
Konuştukça, babalar ve genç erkekler için de risâle sohbetlerinin varolduğu kendisine ifade ediliyor. Anne, genç oğlu için sohbet mekânının adresini alıyor. Ve oğlunu sohbete gönderiyor.
Arkasından bu kahraman anne; eşine, oğlunun risâle sohbeti diye bir yere gittiğini, kendisinin de hiç değilse, ‘Çocuk nereye gidiyor?’ görmek ve bilmek anlamında bir gidip gelmesini öneriyor.
Tabiî baba da bu tatlı manevî atmosferden etkileniyor ve oğluyla sohbet arkadaşı oluyorlar.
Şefkat kahramanı annenin, oğlunu ve eşini tanıştırdığı risâle sohbetlerine olan ilgisi her geçen gün artıyor.
Evlerde de zaman zaman sohbetlerin yapıldığını öğrendiğinde, kendi evinde de sohbetlerin yapılmasını istiyor.
…Ve küçük kızı, kendisinin; kendisi, oğlu ve eşinin; sonrasında da apartmandaki komşuların risâle sohbetleriyle tanışmasına vesile oluyor.
Böylece giderek genişleyen bir halkanın vesileleri devam edip gider.
Anlaşılan bu hikâye burada bitmeyecek… Bitmesin İnşallah!
Genelde anne baba çocuklarına öncülük yaparken; bazen de çocuklar, anne babalara öncülük yapıyorlar. Devir değişti artık. Bu çağ böyle…
Onlar, yaşı küçük büyük ruhlar…
Başarılar çocuklar!
25.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|