Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden önce Eskişehir’e giderken hızlı trende söylediği 4-5 maddede yapılacak anayasa değişikliği gündeme getirilip, tartışılmaya başlandı.
Bu teklif gündeme getirildiğinde de söylediğimiz gibi yeni anayasa yapmaktan vazgeçip “mini bir değişikliğe” razı olmak, bununla da demokratik, özgürlükçü ve sivil anayasa olacağını düşünmek mümkün değil. Çünkü, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın 23 Nisan özel oturumunda Meclis kürsüsünden söylediği gibi 1982 Anayasası Türkiye’nin ulaştığı demokratik düzeye cevap vermiyor, Türkiye’ye yetmiyor.
* * *
Erdoğan’ın Salı günü 2.5 ay aradan sonra yapacağı grup toplantısına gelişinde TBMM Başkanı Köksal Toptan’a programda olmayan bir ziyaret gerçekleştirip, 20 dakikalık bir görüşmede dile getirdiği anayasa değişikliği ile ilgili teklif hazırlanma aşamasında.
"Türkiye’nin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı var” diyen Toptan değişiklik teklifi geldiğinde, parlamentoda bulunan partilerle görüşeceğini ve “uzlaşma” arayışına gireceğini söylüyor.
Peki bu uzlaşma sağlanabilir mi?
Başbakan Erdoğan, seçimler öncesinde anayasa değişikliğinin CHP’siz de Meclis’ten geçebileceğini dile getirmişti. Anayasa değiştirmek için Meclis’in üçte ikisinin kabul oyu vermesi gerekiyor. Bu yüzden 338 milletvekili olan AKP’nin oyu değişiklik için yetmiyor. 97 milletvekili olan CHP değişikliğe “hayır” diyeceğini daha baştan söylediğine göre, 69 milletvekili bulunan MHP ile 21 milletvekili olan DTP ile Anayasa değişikliği yapılabilir mi?
MHP temkinli yaklaşıyor. Grup Başkanvekili Oktay Vural, Parlamentoda anayasa değiştirmek için gerekli uzlaşma ve diyalog zemini olmadığını söylüyor. AKP’nin anayasa değişikliği için “CHP ile uzlaşması” halinde MHP’nin değişiklik teklifine destek verebileceğini ifade ediyor. Bu ifadeye göre CHP uzlaşmaya kapalı olduğuna göre MHP’de destek vermeyebilir.
DTP ise yeni anayasa oluşturulması sürecinde sürekli “pozitif destek” verdiğini, bundan sonraki tavırlarının da böyle olacağını söylüyor. DTP böyle söylerken kendileri açısından önemli olan değişikliklerin de gündeme getirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu arada DTP’nin kapatılmasıyla ilgili dâvâ da anayasa mahkemesinde devam ediyor. Başbakan’ın açıklamalarına göre getirilecek değişiklik arasında “parti kapatmayı zorlaştıracak” hükümlerde gündeme gelebilir. Bu açıdan da DTP’nin desteği sağlanabilir. Ancak AKP, MHP ve CHP’nin desteklemeyeceği bir değişikliğin DTP’nin desteği ile çıkmasını ister mi? Orası da meçhul…
Hadi hükümetin ya da AKP grubunun getirdiği bu teklif kabul edildi diyelim. Yine Erdoğan’ın dediği gibi CHP bundan önce yaptığı gibi Anayasa Mahkemesi’ne götürürse oradan nasıl bir sonuç çıkacağı noktasında garanti verilebilir mi? Başbakan “verilemez” görüşünde…
Bu mini paket tartışılırken birde hiçte gereği yokken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 5 yıl mı, 7 yıl mı tartışması başladı. Bu da değişikliğin daha baştan yanlış yerden başlandığını gösteriyor. Çünkü, Gül’ün görev süresi ile ilgili de bir “uzlaşı” yok. AKP ve DTP 7 yıl derken, CHP ve MHP Gül’ün görev süresinin 5 yıl olduğunu şimdiden söylüyor.
Anayasa değişikliğindeki şu anda görülen manzara böyle…
* * *
İşin bu aşamasında şöyle bir görüntü var. Bu girişime bakılırsa hükümet sanki “Bütün yolları denedik ama muhalefet uzlaşmaya yanaşmadı. Ne yapalım, biz elimizden geleni yaptık” anlamına gelebilecek bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu mini paket bile Meclis’e daha gelemeden, rafa kaldırılabilir.
Bunu ifade ederken, iki senelik anayasa değişiklik serüvenini dikkate alarak söylüyoruz. 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından “sivil ve yeni bir anayasa yapacağız” diye yola çıkan, bu çalışmada son aşamaya gelindiğinde rafa kaldırılan değişiklikte “yola devam” edilmedi…
O zaman anayasanın tamamı üzerinde değişiklik yapılması mümkünken, iki maddede yapılan değişikliğe gidildi. Bunun sonucunda da bildiğimiz siyasî gelişmeler yaşandı. Hem değişiklikler Anayasa Mahkemesinden reddedildi, hem de iktidar partisine kapatma dâvâsı açıldı. AKP kapatılmadı ama herkesin kabul edebileceği gibi kapatılmış kadar ağır bir karar çıktı.
Görülen o ki, ihtilâl anayasasına bir yama daha atılmaya çalışılacak, ya da atılacak ve demokratik ve özgürlükçü bir anayasa bekleyenler bir başka baharı bekleyecek.
25.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|