Halil USLU |
|
Hollanda’da Kutlu Doğum bereketi |
Hollanda’ya ve dolayısıyla AB ülkelerine İslâmî açıdan ve ilim noktasında büyük pencereler açan ve istikbal için büyük inkişaflara hâmile olan Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin dâvetlisi olarak bulunduğumuz Hollanda’da ardı ardına ve her gün bir konferans ve seminer vermek nasip oldu. Elbette bunların hayata geçmesinde bu ülkede münevver kalp sahiplerinin himmet ve gayretleri olmuştur. Bunların başında İslâm Üniversitesi Rektörü muhterem Prof. Ahmet Akgündüz, organizatör Sn. Rıza Deniz, Sn. Nusret, Atalay Celenk, Haluk Kocak gelmektedirler ve hakikaten tebrik ve övgüye lâyıktırlar. Rotterdam İslâm Üniversitesi’ni kâğıtlar üzerinde görmüştüm. Yakînî bir bilgim yoktu. Gelip gördüm ve kıyaslar yaptım. ABD’de 85’i bayan olmak üzere 4 bin üniversite, Rusya Federasyonunda 1251 üniversite ve Müslüman Türkiye’mizde 92 üniversite bulunmaktadır. Fakat Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin neşvü nemâ bulmaya şayeste olan çekirdek-i mânevîsinin mahiyeti satırlara sığmayacak durumda ve mezkûr üniversitelerden çok farklıdır. Eğer Türkiye ve Hollanda hükümetleri tam destek verirlerse, istikbalde tahminlerin ötesinde hizmetlere vesile olacaktır. Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle başta mezkûr üniversitede ilk konferansımda ve devamında üniversite bünyesindeki seminerlerimde ve akabinde sırası ile Amsterdam Ayosofya Camii konferans salonunda Prof. Akgündüz ile müşterek verdiğimiz konferansta, yine Amsterdam Türk Evindeki “Efendimizden (asm) Çağımıza Müjdeler” konferansında ve benim “Van’ın Akdamar Adası” diye vasıflandırdığım Alkmaar şehrinin camiinde verdiğim “Dünya Gençliği Önündeki Engeller ve Çıkış Yolları” başlıklı konferansta da kendilerine beyan ettiğim bir müjde tesbiti şudur: Kâinatın Serveri, Sevgililer Sevgilisi, Peygamberimiz, Efendimiz (asm) İslâmın sınırlarının dar ve etrafında çok az sahabenin bulunduğu, inananlara zulümlerin yapıldığı bir zamanda, İstanbul’un fethinden bahseder ve umur-u gaybiye nevinden buyurur ki: “Kostantiniyye feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne iyi kumandan ve onu fetheden asker ne iyi asker.” 1 Bu tebşir ve müjde sözleri etrafındakileri heyecana getirir. “Olur mu, olmaz mı?” tereddüdünde olunmaz. Çünkü Hz. Peygamber (asm) söylüyor. O (asm) ne söylemişse mutlaka olmuş, olacaktır. Hayatımda büyük yankılar yapan, Hz. Eyyübe’l-Ensârî’nin (ra) İstanbul’un fethedilmesi için 80 yaşını aşmasına rağmen iki defa cihad seferine katılmasıdır. Birinci seferde Hicret’in 43 veya 48. senesinde Süfyan bin Avf (ra) kumandasında ve ikinci harekâtta ise Hicretin 49 veya 51. senelerinde yine Süfyan bin Avf (ra) kumandasında İstanbul surlarına, sırf bu hadis-i şerifin müjdesine mazhar olmak için dayanması emsâlsiz bir durumdur... Bu aziz zât, muhasara ânında rahatsızlanır, sekerâta girer. Son sözlerinden biri olarak “Kardeşlerim, gittiğiniz en son noktanın dibine beni defnediniz” vasiyetinde bulunur ve ruhunu surların dibinde teslim eder, vasiyeti yerine getirilir. Peki ne oldu bu hadis-i şerif? Evet, Hz. Peygamber Efendimizin (asm) ebedî âleme teşriflerinden tam 821 yıl sonra, 29 Mayıs 1453 sabahı çağ açıp çağ kapatan büyük hünkâr Muhammed Fatih Sultan ve askerleri mazhar oldu bu müjdeye. Peygamberimizin (asm) müjdesi böylelikle tahakkuk etti. Hem ismi değişti, hem de kahraman ecdadımıza vatan oldu. Dedim ki: Ey kardeşlerim! Sizler de bu mânâda Ashab-ı Kiramı temsil ediyorsunuz. Tarık bin Ziyadlar gibi geri dönmemek için gemileri yakacaksınız ve Fatihlerin Kostantiniyye’yi feth ederek vatan yaptıkları gibi, sizler de buraları vatan yapacaksınız. Bu kabiliyetler sizde vardır ve bunun emarelerinden biri de yalnız Avrupa’da ibadete açık 500 Ayasofya camiidir. Evet bu mânevî bereket her şekliyle devam etmekte ve edecektir. İnşaallah.
Dipnotlar:
1- Camiü’s-Sağir: 5:262, 80, Hadis no:7227 24.04.2009 E-Posta: [email protected] |