Makalenin başlığında zikrettiğim şehirlere giderken yeryüzünün artık bir bahar müjdesini verdiğini gördüm. Bayırlar tepeler, ovalar, ırmak kenarları her yer yemyeşil, yılın baharı. Aynen bunun gibi, vardığım her iki şehirdeki hizmetlerin özeti; İslâm’ın, Kur’ân’ın ve Nur’un bayramı olduğunu gözlerimle müşahede ettim. Bu müşahedelere vesile olan gönül dostu, can dostu kardeşlerime ne kadar duâ etsem azdır. Vefa dolu kadir şinas insanlar, İnşallah daima berhudar olacaklardır.
Bundan 1,5 ay önce aldığım dâvet üzere, avamî lisânla ayağımızın tozuyla tâ Hollanda’dan intikal ettik Denizli’ye. Vardığımızın gecesinde Yeni Asya Kültür Merkezinde geniş bir salonda ve umumî bir cemaate Hollanda’daki çalışmalarımı ve oradaki İslâmî inkişafları, Rotterdam İslâm Üniversitesinin büyük hizmetlerini naklettikten sonra, günün mânâ ve ehemmiyeti üzerine çağın emsalsiz tefsirlerinden Risâle-i Nur Külliyatından Hz. Peygamberimizin (asm) çağımıza işaret buyurduğu müjdelerinden ve irşad metodunun tarzlarından ve Efendimizin (asm) manevî şahsiyetinden bahisler sunduk.
Aynı gecenin sabahında üniversiteli gençlere muhatap olup müzakereli, suâl-cevaplı ve çok verimli bir sohbetin ardından, muhterem Mehmed Cebe’nin deruhte ettiği Yeni Asya kitap fuarında son dönemde yazıp neşrettiğimiz “Müjde Peygamberi”, “Bediüzzaman’dan Çağımıza Müjdeler” ve “Bediüzzaman’ın Kardeşi Abdülmecid Nursî (Ünlükul)” kitaplarını imzaladık ve ayrıca gelen bay ve bayan kardeşlerimizle çeşitli konular üzerinde konuşmalar yaptık ve bazılarına da kısa dörtlükler yazdık. Aynı anda, Bediüzzaman Hazretlerinin mümtaz talebelerinden muhterem Mustafa Sungur Ağabeyin muhterem Ragıp Hoca kanalı ile beni telefonla arayıp tebrik etmesi imza programının en anlamlı dakikalarıydı ve gözlerim yaşlarla dolmuştu.
Aynı günün akşamı, Yeni Asya İzmir cemaati adına 1,5 ay önce muhterem Süleyman Kösmene tarafından program ve konuşmalar için dâvet aldığım İzmir’e intikal ettik. Zübeyir Akyıl tarafından bir jet hızıyla gecenin umumî sohbetine, vakıf binasında iştirak ettik. Uzun yıllar Türkiye’de ve şimdi Medine’de büyük hizmetlere vesile olan muhterem Mustafa Yeşilyurt Ağabeyimizin âlem-i İslâm ile alâkalı müjdelerinden sonra bizde Avrupa, Rusya ve Amerika’daki Nur’un tecellilerini dokümanlarla anlatmaya çalıştık.
Yine aynı gecenin sabahında Murat Reis Camii konferans salonunda Ege bölgesi ilköğretim lise ve üniversite Risâle-i Nur Bilgi Yarışmasının öncesinde katılımcılara ve dinleyici ebeveynlere “Dünya Gençliği Önündeki Engeller ve Çıkış Yolları” başlıklı Avrupa’da verdiğim konferansı burada da 30 dakikaya sığdırarak verdik. Düşündürücü, tedbir alıcı ve çarelerin bulunduğu bu hitabenin ardından yarışma başladı ve çok duygulu anlar yaşadık. Kendimizi de suâllere muhatap bulduk ve ardından muhterem Mehmet Kutlular’ın konuşması ve ödül töreni ile son buldu.
Kılınan öğle namazı akabinde, Murat Reis Camii’nde başta Hz. Peygamberimizin (asm) doğumunun 1438’inci ve Hz. Bediüzzaman’ın vefatının 49’uncu sene-i devriyeleri münasebetiyle tertiplenen Mevlid-i Şerif’in icrâsından önce yine bizleri kürsüye dâvet ettiler. Mevlid-i Şerif’in açılış ve günün mânâsı üzerine hitabede bulunduk. Özetinde; Peygamber Efendimizin (asm) çağımıza işaret buyurduğu hadislerinde Hz. Bediüzzaman’ın çağın anlayışı içindeki yorumunu ve bütün dünyada bu müjdelerin tahakkuku ve İslâm tecellisini çeşitli örnek ve misallerle takdim ettim ve konuşmamı merhum A. U. Kurucu’nun “Efendim” şiiri ile noktaladım. “Ruhum sana âşık, sana kurbandır efendim./Bir ben değil, âlem sana hayrandır efendim.”
İzmir’de bitmeyen konuşma ve koşmamız İzmir-Pınarbaşı cemaatinin yeni vakıf binasında suâl ve cevaplı sohbetle ve geniş iştirakle devam etti. Emeği geçen başta Adnanlara, Erollara, Mesutlara, Salihlere, Mustafalara, Kemallere, Yahyalara, Bedreddinlere ve bütün ağabey ve genç kardeşlerime gönüller dolusu tebrikler ve başarılar.
01.05.2009
E-Posta:
[email protected]
|