Bir şey olmalı hayatında, her şey bunun içindi diyeceğin. Ne öğrendimse, neyi alışkanlık edindimse, nelerden vazgeçtimse, neler kazandım ve neler kaybettimse hepsi bunun içindi diyebileceğin bir şey.
“Amaaan her şey boş” diyenlere gerek içinden, gerekse haykırarak, “Hayır, hiçbir şey boş değil. Her şeyin bir anlamı var” diyebileceğin bir şey olmalı.
Herkes etrafında pervaneyken de, herkes seni teker teker terk ederken de, terk etmeyeceğin bir şey.
Hayatın bütün zevki, eğlencesi, oyalanması bitip tükendiğinde senin tükenmene engel olacak bir şey olmalı hayatında.
Ölenlerin arkasından gözyaşı dökerken, yüzündeki çizgilere acıyla bakarken, ardında bıraktığın yılları özlemle hatırlarken de o şey olmalı.
Sana hayatın bir anlamı olduğunu, hiçbir şeyin boşu boşuna olmadığını, her şeyde bir güzellik bulunduğunu fısıldayacak, zaman zamansa yüksek sesle söyleyecek bir şey olmalı.
Bir gün gelip, geçmişin muhasebesini yaptığında, asla ve asla “Her şey bunun için miydi?” demeyeceğin bir şey.
Bir gün gelip, bütün ideolojiler yıkılıp tarumar olurken, dimdik ayakta duracak bir şey.
Gelip geçmeyecek, gülüp geçilmeyecek bir şey olmalı hayatında.
Hem hiçbir dünyevî dayanağı olmamalı, hem de ayakları yere basmalı.
Öyle bir şey olmalı ki hayatında, hayatına hayat katmalı. Her şey onunla anlam kazanmalı. Bugünden yarına bitmemeli. Sen gidince gitmemeli.
Zamana değil, Zamanın Sahibi’ne; mekâna değil Mekânın Maliki’ne bağlı olmalı.
İşte hayatında öyle bir şey olmalı…
27.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|