23 Nisan törenlerinde öğrencilerin ‘titreme’si ve ‘yırtık ayakkabı’lar haklı olarak gündemi meşgul etti. Soğuk sebebiyle titreyen öğrencilerin hesabını veren olmadı, ama ‘yırtık ayakkabı’ya inandırıcı olmasa da bir açıklama geldi. Güya törene katılan öğrenci, evden aceleyle çıktığı için ‘tören ayakkabısı’nı yanına almayı unutmuş. (Milliyet, 25 Nisan 2009) Biz de bu açıklamaya inandık tabiî!
23 Nisan faaliyetleri çerçevesinde bir araya gelen “Öğrenci Meclisi”nde de dikkat çekici konuşmalar yapılmış. İllerini temsilen Ankara’ya gelen ‘vekil öğrenci’lerin bir kısmı, okullarda devam eden başörtüsü yasağını gündeme taşımış ve yasağın sona ermesini istemiş. Gündemi yakalayan bu konuşmalar, nedense bazılarını rahatsız etmiş.
Gazetelerdeki haberlere göre TBMM’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 6’ncısı toplanan ‘Türkiye Öğrenci Meclisi’ne sadece 5 İHL öğrencisi katılmış. Neyse ki ‘öğrenci meclisi’nin başına İHL mensubu bir öğrenci gelmemiş, buna da sevinenler olmuş...
Ancak ‘meclis başkanlığı’na bir İHL mensubunun gelmemesine sevinenler, Gümüşhane Kelkit Lisesi öğrencisinin konuşmasında başörtüsü yasağından şikâyetçi olmasından dolayı rahatsız olmuşlar. Onlar İHL öğrencilerinden böyle bir konuşma beklerken, ‘düz lise’ öğrencisinin böyle bir konuşma yapmasından dolayı moralleri bozulmuş! ‘Düz lise’ öğrencisi şöyle demiş: “Liselerde, üniversitelerde, hatta kamu kurumlarında başörtüsü sorunu çözülsün ve üniversitedeki ablalarımız, kızkardeşlerimiz başörtüsü sorunu için okumamazlık yapmasın.”
İşe bakın ki Malatya Hekimhan Lisesi’nden bir öğrenci de, “Eğer ki ben başımı açıp medeni olacaksam, başımı kapatıp medeni olmamayı tercih ederim. Artık bu soruna bir çözüm bulunsun, ayrımcılık yapılmasın. Konuşmamı Mehmet Akif’le bitireceğim: ‘Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, Afrika’daki bedevi senden daha medeni’” deyivermiş. “Öğrenci Meclisi”ndeki hadise bununla da bitmemiş, Siirt Cumhuriyet İlköğretim Okulu’ndan toplantıya katılan bir öğrenci de “Sözlerimi kutsal kitabımız Kur’ân’dan ‘Yaradan Rabbinin adıyla oku’ âyetiyle bitiriyorum” demiş. Bütün bu çağrılar üzerine başka bir öğrenci de “Türban burada yer almasın” diyerek ‘tabu’lara sığınmış... (Agg, 25 Nisan 2009)
Öğrencilerin kendi ‘meclis’lerinde yaptıkları bu tartışma keşke büyüklerin meclisi olan TBMM’ye de örnek olsa. Öğrenci meclisindeki konuşmalar, duyguların ifadesi olarak tarihe mâl oluyor. Oysa başörtüsü yasağı gibi önemli konuda asıl söz sahibi TBMM’deki vekillerimizdir. Onların atacağı kararlı ve sağlam adımlarla bu yasak sona erebilir ve ermelidir.
Öğrenci meclisinde yapılan bu konuşmalar, onların gündemi yakaladığını göstermesi yanında ümitvâr olmamızı da gerektirir. TBMM’nin, devam eden başörtüsü yasağını unutması, sanki böyle bir yasak yokmuş gibi davranması, bu konuyu hiçbir sûrette gündemine taşıyamaması ise garip bir durum...
İnşallah gerçek vekiller, ‘öğrenci vekiller’i örnek alır ve bu yarayı tedavi eder...
26.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|