Bize kendinizi tanıtır mısınız?
1946 Yugoslavya doğumluyum. 1958 yılında Türkiye’ye geldik. İzmir’in Çamdibi semtinde ikamet etmekteyim. Evli ve üç çocuk babasıyım. Emekliyim.
Yeni Asya ile nasıl ve ne zaman tanıştınız?
Benimle aynı semtte oturan Tevfik Balkanlı arkadaşımla devamlı biraraya gelip dinî ve siyasî konularda tartışırdık. Siyasî konularda ben galip gelirdim, fakat dinî konulara geldiğinde ben susup kalırdım. Tevfik, benim solcu olduğumu bildiği halde beni birgün Basmane semtindeki Agora dershanesine götürdü. Risâle-i Nur sohbetlerindeki o samimî hava beni çok derinden etkiledi. Derslere gitmeye devam ettim ve Yeni Asya gazetesini almaya başladım.
Sizi Yeni Asya'ya bağlıyan asıl sebepler nelerdir?
Gazetemizin Risâle-i Nur’u devamlı şekilde gündemde tutması ve Üstadımıza sahip çıkmasıdır.
Yeni Asya'yı farklı kılan özelliği nedir?
Yeni Asya olaylara objektif bakıp doğru ve tavizsiz haberler sunuyor. İçtimaî, dinî ve siyasî rotasında isabetli yorumlar yapması ve yapmış olduğu neşriyatla Bab-ı Ali'de taviz vermeyen tek gazete olması. Bunu, dost-düşman herkese tasdik ettirmiştir.
Yeni Asyanın size ve ailenize kazandırdığı değerler nelerdir?
Yeni Asya hem beni hem ailemi çok güzel eğitti bizlere yol gösterdi. İnsanlarla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini gözterdi. Evimizde fikir birliği sağladı, ayrıca Yeni Asya evlerimizi kütüphaneye çevirdi. Bugün kim Yeni Asya alıyorsa gidin bakın hepsinin evi kütüphanedir. Yeni Asya, şuurlu, okuyan, okutan bir gazetedir. Hangi sayfasına baksanız istifade edilecek bir bölüm bulunur. Onun için biz ailece herkese gazetemizi tavsiye ediyoruz.
Yeni Asya ile ilgili ilginç bir hatıranız var mı?
Ben İzmir'de devlete ait bir tersanede çalışıyordum. İşyerimiz DİSK Sendikasına bağlı idi, bütün işçiler 'solcu' idi. Ben de aşırı derecede solcuydum ve Cumhuriyet gazetesini okuyordum. Yeni Asya'yı okumaya başlayınca bilhassa Mustafa Sungur Ağabeyin gazetemizde yayınladığı 'Anarşi ve çareleri' yazı dizisinden çok etkilenmiştim.
Tabiî işyerimizde herkes solcu olduğu için, ben gazetemi çekinerek okuyordum. Okudukça, eski hayatımın ne kadar boş ve günah ile geçtiğini anlayıp ağlamaya başlıyordum. Eski hayatım tarihe gömülürken gözyaşlarım aktıkça içimdeki sıkıntılar gidiyor, adeta kıştan çıkıp bahara dönen çiçekler misali yeni bir hayata başlıyordum. Daha sonra Yeni Asya’mla kendimi geliştirip açıktan iş arkadaşlarımla meseleleri tartışmaya başladım ve bu Nurlu yolda yürümeye devam ediyorum.
|