Geçtiğimiz haftasonu İstanbul’da Helâl Gıda Konferansı düzenlendi. İki gün süren konferansta dünyada giderek artmakta olan helâl gıda sertifikasyonu ihtiyacı ve helâl gıda pazarı bütün boyutlarıyla ele alındı. Biz de bu konferansın bir kısmını takip etme imkânı yakaladık. Öncelikle bu önemli konferansta sunulan tegliğler sonucunda elde edilen neticeleri burada sizlerle paylaşalım.
1. Ülkemizde helâl sertifikalı ürünlerin gerekliliği uluslar arası çeşitli uzmanlarca teyit edilmiştir.
2. Türkiye’nin bulunduğu coğrafî, demografik ve stratejik konumu itibariyle bu konuda öncülük etmesi gerekliliği vurgulanmıştır.
3. Helâl Gıda Sertifikalandırmaya geçiş Türkiye ekonomisine de büyük katkılar sağlayacaktır.
4. Helâl sertifikanın gerekliliği kamu oyunca kabul gördüğünden bir an önce kurumumuzca sertifikalandırma işlemleri başlatılmalıdır.
5. Dünya piyasasında helâl sertifikalı ürün talebinin giderek artması sebebi ile Türkiye’deki üreticilerin de bir an evvel helâl sertifikalı ürünlere geçişi sağlanmalıdır.
6. Helâl sertifikalı ürünlerin tüketimi konusunda tüketicinin bilinçlendirilmesi ve üreticiyi helâl sertifika noktasında sorgulaması sağlanmalıdır.
7. Helâl sertifikalandırma işlemleri sadece gıda ürünleriyle sınırlı olmayıp; kozmetik, ilâç ve benzeri sektörleri de içerdiği vurgulanmıştır.
8. Birleşmiş Milletlerin kodeksine helâl gıdayı aldığı, İslâm Konferansı Teşkilâtı kendi üyesi olan ülkelerde helâl sertifikalandırma işlemlerini başlatmayı planladığı günümüzde, ülkemizde de ilgili resmî makamlar, yapılan başvuruları hızlı bir şekilde neticelendirmelidirler.
Bu önemli konferansa dünyanın bir çok ülkesinden önemli katılımcılar iştirak ettiler. Konferansın basına tanıtım toplantısında uzunca dinleme imkânı da yakaladığımız bu katılımcılardan bazılarının verdiği ilginç bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Meselâ ABD’den konferansa iştirak eden ABD Helâl Gıda Ticaret Odası Başkanı Habib Ghanim, ABD’de 7 eyalette helâl gıda ile ilgili yasaların geçtiğini ve burada helâl gıda sertifikasyon kurallarına uymayanların cezaî müeyyidelerle karşı karşıya kaldıklarını müjdeledi. Yeni Zelanda’dan gelen bir başka misafir ise bu ülkede kesilen hayvanların yüzde 95’inin helâl gıda sertifikası sahibi olduğundan bahsetti. Zira ülkedeki gayri müslimlerin bile, helâl olarak kesilmiş olan hayvanları hem nezafet, hem de sağlık açısından tercih ettiğini ifade etti. Avusturya’dan iştirak eden iki katılımcı da parlamentoya helâl gıda sertifikasyonu ile ilgili yasa teklifi sunduklarını ve bu yasanın geçmesi halinde bütün Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olabilecek bir helâl gıda standardına erişebileceklerini belirtti.
Helâl gıda meselesi hem İslâm ülkelerinde, hem de bilhassa gayri müslim ülkelerde yaşayan Müslümanların tüketebilecekleri gıdaya ulaşmaları açısından pek tabiî ki önemli bir mesele. Bunun yanında da konferansta dikkat çekilen diğer husus ise helâl gıda pazarının 2 trilyon dolarlık bir pazara tekabül etmesiydi. Yani İslâmiyetin dünya genelinde hızla yayılmasıyla helâl gıda sertifikasyonuna olan ihtiyaç ve bunu karşılayacak endüstriyel pazar muhteşem boyutlara ulaşıyor. Dolayısıyla ekonomik anlamda da böylesi bir pazardan istifade etmek isteyen ülkelerin mutlak surette ülkelerinde uluslar arası ölçekte bir helâl gıda standardına sahip olması gerekiyor.
Domuz gribi gibi bir vebanın dünyayı kasıp kavurduğu bu günlerde, hem nezih ve sağlıklı gıda temini, hem de bu Helâl gıda pazarına dahil olunması için Türkiye’nin helâl gıda sertifikalandırılmasına derhal geçmesi gerekmektedir.
29.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|