Meksika’da başlayan domuz gribi salgını (A/H1N1 tipi) hızla yayılıyor. Ülkeler büyük bir panik içinde. Sakın ülkemizde domuz mu var ki endişelenelim rehavetine kapılmayın. Çünkü hayli yüksek miktarlarda domuz eti üretimi de var Türkiye’de. Ama asıl korkulması gereken kaynak turistler. Turizm mevsiminin başladığı bugünlerde, dünyanın dört bir yanından gelecek yabancıların bu virüsü ülkemize sokması an meselesi. Hastalık kısa süre içinde Avrupa’ya, Yeni Zelanda’ya bile sıçradı.
Bu yüzyılın en büyük salgını 1918 yılında yaşanan İspanyol gribi salgını idi. Bu salgında dünya çapında 50 milyon kişi ölmüştü. Ama bu salgında bile hastalığa yakalananların ölüm oranı yüzde 2,5 iken bu yeni salgında ölüm oranı yüzde 7. Asıl korkulan yönü insan nüfusunun aşılanarak veya tabiî olarak bağışıklık kazanmadığı yeni bir grip türü olması.
28 Marttaki ilk vak'adan bu yana 149 ölüm olayının –siz bu yazıyı okuduğunuz saatlerde muhtemelen 200’ü aşmış olacak—meydana geldiği Meksika’da bütün okullar 6 Mayısa kadar kapatıldı. Yabancılar ülkeyi terk etti. Büyük şehirlerin caddeleri boşaldı. Halka maske dağıtılıyor.
Virüs kısa sürede İspanya’ya ve İsrail’e ulaştı. Avrupa Birliği, sağlık bakanlarını acil toplantıya çağırdı. Yunanistan alarma geçti. Bu hastalığın ülkemize ulaşması an meselesi. Sağlık Bakanlığı uluslar arası havaalanlarımızda grip emaresi gösteren yabancıların tesbitine başlandığını duyurdu. Ama gerçekten hazır mıyız?
Sağlık Bakanlığımızın sitesine baktım. Bu konuda tek bir uyarı, bilgi ya da haber göremedim. Alo 184’ü üç kez denedim ulaşamadım. Hastalığa karşı ne tür tedbirler alınmalı? Belirtileri neler? Şüphelenildiğinde neler yapılmalı? Tedavi yöntemleri neler? Bunların hiçbirisine ait bilgi yok sitede. Ne tür tedbirler alındı? Ne kadar ilâç stoğu var? Bunlar da bilinmiyor. İngiliz sağlık bakanı Alan Johnson “bu salgına beş yıldır hazırlanıyoruz. 33 milyon antivirüs ilâcımız var” diyor. Bizim ne kadar var?
Halbuki Dünya Sağlık Örgütü alarma geçti. Alarm düzeyini 3 yerine yani “hayvandan insana geçmeden” bir günde 4. aşamaya yani “insandan insana geçmeye” yükseltti. Bundan sonraki aşama insandan insana yayılma olacak en yüksek aşama 5-6. aşamalar. “Salgın çıkma ihtimali artmıştır… toplumsal düzeyde salgınlar bekliyoruz… salgının kontrol altına alınması makul görünmüyor; etkisini yumuşatıcı tedbirlere odaklanılmalıdır” diyor DSÖ... Şimdilik ülkelerin hızla tedbirlerini alması, özellikle antivirüs ilâç stoğunu hızla arttırması, planlamasını yapması ve taramaları başlatması gerekiyor. Tabiî en önemlisi de kamuoyunun bilgilendirilmesi.
Hükümetimizin hızla gerekli tedbirleri alması gerek. Bu arada mevcut domuz çiftlikleri de acilen kontrol altına alınmalı. Halkımızın ‘Bize bir şey olmaz’ lâkaytlığını giderici bilgilendirmeler yapılmalı. Aşı geliştirme çabaları hızlandırılmalı. Yani bu salgının ülkemizi “teğet” geçmesi için tedbirler geciktirilmemelidir.
NE YAPMALI?
Kuş gribi dünyanın bu yeni salgına daha hazırlıklı yakalanmasını sağladı. Antivirüs ilâç stokları doluydu. Özellikle Tamiflu ve Relenza ilâçlarının kuş gribine olduğu gibi bu gribe karşı da etkili olduğu biliniyor.
Genel olarak korunmak için şu tedbirleri almak gerek:
Ateşi ve öksürüğü olanlardan uzak durmak.
Ellerimizi sık sık ve uzun süreli sabunlamak.
Düzenli uyku, düzenli beslenme ve fiziksel olarak aktif olmak.
Bol sıvı almak.
Öksürürken ve hapşırırken mendille ağız ve burnu kapatmak ve mendili hemen atmak.
Eğer mevsimlik grip daha ağır ve uzun süreli seyrediyorsa hekime başvurmakta yarar var.
29.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|